ABD’NİN SEÇİM YILI

Abone Ol

ABD kendi içine kapanıyor... Romney, ABD’nin ilk Hispanik Başkanı olabilir…
2012 ABD’de seçim yılı. Küresel sistemin patronu ABD, 5 ay sonra, 6 Kasım’da dünyanın en kudretli başkanını seçecek. Amerika son 6yıldır yaşanan mali krizle birlikte muazzam bir borç sarmalı içine yuvarlanarak kendi iç dinamiklerinin içinde sıkışıp kalan, yorgun bir dev gibi, seçim atmosferine giriyor. Tüm dünya bu süreci büyük bir dikkat ve ilgiyle izlemeye hazırlanıyor. Çünkü ABD başkanlık seçimleri dünya açısından çok büyük bir önem taşıyor. ABD ise yavaş yavaş dış dünyadan elini eteğini çekerek, adeta bir ipek böceği gibi kendi kozasının içine kapanıyor. Dış politikada ki reflekslerini yavaşlatarak, içsel sorunlarına odaklanıyor. Tüm ülke yaz ayları ile birlikte ülke içi hesaplaşmaların kıran kırana geçeceği, yüksek tansiyonlu sert seçim kampanyalarına kitlenecek. Amerikalılar önümüzde ki 4yıl için ülkenin siyasi  rotasını yeniden belirleyecek ve ekonomiye kalibre ayarı yapacak bir başkanı Kasım’da Beyaz Saray’a yollayacak. Aynı genel seçimlerde Temsilciler Meclisi’nin tümü ve Senato’nun da üçte biri yenilenecek.

OBAMA İKİNCİ DÖNEM İÇİN ADAY
Başkan Barack Obama ikinci dönem için Demokrat Parti’den yeniden aday. Rakibi ise, milyon dolarlık servetiyle zenginler kulübünün temsilcisi olarak tanımlanan, Cumhuriyetçilerin adayı, hispanik (Meksika) kökenli eski Massachusetts valisi Mitt Romney. Obama, ABD tarihinin en sevilmeyen başkanı olarak tarihe geçen George W.Bush döneminde, burun üstü yere çakılan Amerika’yı yeniden ayaklarının üzerine kaldırmayı ve dünya genelinde yitirdiği saygınlığını tekrar geri kazandırmayı vaad ederek 2008’de başkan seçilmişti. Eski başkan Bush’un camcı dükkanına dalan bir fil gibi, etrafı kırıp dökerek alt üst ettiği tüm iç ve dış dengeleri yeniden yerli yerine oturtma sözü vermişti. Obama değişim vaadiyle Amerikan halkının güvenini alarak ülkenin ilk siyah başkanı seçimiş, kısa sürede dünya kamuoyunun sempatisini kazanarak dünyanın en sevilen karizmatik başkanı olmuştu.

OBAMA DIŞARDA BAŞARILI
Başkan olur olmaz ABD’nin dış dünyadaki çirkinleşen imajını düzeltmek için olağanüstü çaba sarfetti. Diplomasi ağırlıklı ölçülü, ılımlı, dengeli, akılcı ve güven verici bir yol izlemeye çalıştı. Bush’un aksine, tek yanlı müdahalelerden kaçındı. Bir önceki seçim kampanyasında verdiği sözü tutarak orduyu Irak’tan geri çekti. Afganistan için de bir çekilme planı ve takvimi oluşturdu. Amerikan halkı  Arap Baharı’na ilgi duymadı. Obama’da kendi halkının eğilimine uygun olarak Ortadoğu’daki olaylara, belirsizlikler nedeniyle bulaşmadı bu karagaşadan uzak durmaya çalıştı. Özellikle İran ve Suriye konusunda  temkinli bir  politika izlemeyi tercih ediyor. İran krizinde Obama diplomasi seçeneğine öncelik verirken, bir çılgınlık yaparak askeri bir harekâta girişmemesi için İsrail’in baskı altında tutuyor.

Suriye meselesinde ABD Başkanı Esad’a karşı kesin bir tavır almakla beraber, askeri opsiyonu dışlayarak uluslararası diplomatik girişimleri destekliyor.

EKONOMİK BELİRSİZLİK,  BAŞKANI BELİRLEYECEK
Başkan Obama Amerika’yı tekrar dünya ile barıştırarak raydan çıkan dış politikasını tekrar rotasına oturttu ancak karaya oturan küresel finans sistemin amiral gemisi konumunda ki dev ekonomisini bir türlü yerinden oynatamadı. Oysa seçim kampanyalarının tartışılmaz en önemli konusu ekonomi. Amerikalı kayıtlı seçmenlerin yüzde 62’si ekonomiyi çözüm bekleyen en öncelikli ve önemli sorun olarak görüyor, Ciddi bir mali krizin ardından, bu yılki seçimlerde dikkatlerin ve tartışmaların ekonomik sorunlar üzerinde odaklanması doğal. Amerika yaşamları boyunca rahat yaşamaya alışmış, her evin önünde 2-3 arabanın olduğu, hayat standardı yüksek, tatmin edilmesi oldukça zor zengin bir seçmen kitlesine sahip. Benzin fiyatları hızla yükselirken buna bağlı olarak gıda maddelerinde fiyat patlaması, uzun yıllar refah ve bolluk içinde yaşamaya alışmış olan Amerikalının belini kırıyor. Bu yüzden ekonomi, Amerikan seçmeninin tercihini etkileyecek en öncelikli ve belirleyici faktör olacak. Ekonomi  içinde ise seçimde en öne çıkan sorun işsizlik. Obama son aylarda her ne kadar yaratılan yeni iş imkânları ile işsizlik oranını yüzde sekizler düzeyine çekmiş olsa da özellikle görünmeyen işsizlik ve diğer yan unsurlarla birlikte bu oran hâlâ oldukça yüksek. Başkanlık yarışında aralarında vergi oranları ve  borçlanma limitlerini zorlayan15 trilyon doları aşkın dış borçların nasıl ödeneceği gibi konular başkan adayları arasında şiddetli ve sert tartışmaların kopmasına yol açıyor. Ayrıca Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki klasik yüksek gerilim hatlarından biri olan federal harcama ve federal devletin hacmi gibi kritik konular kızgın tartışmaların fitilini ateşlemeye yetecek.

OLUMSUZ VERİLER ROMNEY ÖNE Mİ ÇIKARDI?
2008 krizinin ardından ekonomik durgunluktan çıkma sinyalleri versede Amerikan ekonomisinde henüz istikrar sağlanabilmiş değil; Amerika’da işsizlik oranı %8,6; emlak sektörü toparlanabilmiş değil; piyasalarda belirsizlik var. Mayıs ayında gelen son  büyüme ve işsizlik rakamlarının olumsuz çıkması piyasalarda tam bir hayal kırıklığı yarattı. Seçim öncesi ülkenin  ikinci bir durgunluğa gireceği yönündeki korkuları arttırdı.Bu durum Mayıs ayında yapılan son kamuoyu yoklamalarına hemen yansıdı. Başkanlık yarışında Cumhuriyetçi Parti’nin ABD başkan adayı Mitt Romney seçime 5 ay kala ilk kez yüzde 3 farkla Demokrat Partili rakibi Obama’nın önüne geçti. Dış politikada üstün bir başarı yakalayan Barack Obama ekonomi konusunda Senato’nun engellemeleri yüzünden Amerikan halkının beklentilerine tam olarak cevap veremedi. Buna rağmen Obama ABD’nin bir numaralı düşmanı olarak bilinen Usame Bin Ladin’in öldürülmesine yönelik cesur kararı alan iş bitirici bir başkan olarak seçmenin gönlünde taht kurdu.Birazda bu yüzden halkın ciddi bir kesiminden destek bulabiliyor. Kamuoyu yoklamaları Obama ile Romney arasındaki mücadelenin çekişmeli geçeceğine işaret ediyor. Gerçi geçtiğimiz aylarda  tüm yoklamalar Obama’nın Romney’e kıyasla arayı açtığını gösteriyordu ancak Cumhuriyetçi Parti içindeki yarışın büyük ölçüde sona ermesiyle Obama karşıtlarının Romney’in arkasında toparlanmaya başladığı düşünülüyor. Ancak uzmanlar geleneksel olarak bu aylarda yapılan seçim anketlerinin sonucu yansıtmadığını, diğer tüm anketlerin Obama'yı önde gösterdiğini belirterek son haftaların beklenmesi gerektiği kaydediyor.

HİSPANİK KÖKENLİ  ROMNEY GEÇMİŞİNİ Mİ GİZLİYOR?
Eski Massachusetts valisi olan Romney, mütevazi bir hayat yaşayan başkan Obama’nın aksine zenginliği dillere destan Meksika kökenli milyoner bir işadamı. Romney, ülkesindeki şiddet nedeniyle 1952’de 5 yaşındayken ailesiyle ABD’ye kaçan Meksikalı bir babanın oğlu. New York Daily News’e  gore 1947’de Meksika’da doğan Romney’nin babası ve büyükbabası Meksika’daki Mormon kolonilerinden birine mensup. 60 yıl once Meksika’daki devrim sonrasında Romney ailesiyle Meksika sınırından ABD’ye geçmiş,Romney’in Meksikalı babası, Michigan Valisi olmuş ve hatta Cumhuriyetçi partiden başkan adayı olma girişiminde bulunmuş. Hatta o yıllarda kendisinin ABD’de doğup doğmadığına ilişkin yoğun tartışmalar yaşanmış, Babası ve dedesi de Meksika sınırını geçerek ABD’ye gelen göçmenler olmasına rağmen Romney, küçük yaşlarda ebeveynleri tarafından ülkeye getirilen kaçak göçmen öğrencilerin üniversite eğitimi almaları veya Amerikan ordusunda hizmet vermeleri karşılığında Amerikan vatandaşlığına kabul edilmelerini öngören DREAM Act yasa tasarısına anlaşılmaz biçimde şiddetle karşı çıkıyor. Göçmenlik konusundaki katı duruşuyla dikkat çeken Romney başkan seçilmesi halinde ülkedeki kaçak göçmenleri sınırdışı etme, Meksika sınırına duvar örme ve güvenliği sağlamak üzere bölgeye yüzlerce yeni muhafız konuşlandırma sözü veriyor. Amerikalı  Hispanikler Amerikalı beyaz nüfus içinde en büyük azınlık olarak biliniyor. Romney’nin Hispank kökeninden hiç bahsetmemesi hatta eski ırkdaşlarına  karşı kök söktürecek yasaları çıkmasında öncülük etmesi nedeniyle kendi geçmişinden kaçmaya çalıştığı şeklinde değerlendiriliyor. Latin Amerika kökenli seçmenlerin Meksika kökenli olmasına rağmen Mitt Romney’e destek vermesi beklenmiyor. Eğer seçilirse Romney, siyah Obama gibi bir ilke imza atacak ve ABD’nin ilk Hispanik Başkanı olacak. Romney’in dikkat çekici özelliklerinden biri de çoğu Hıristiyan'ın din dışı gördüğü, yine Hıristiyanlığın bir mezhebi olan Mormon mezhebine bağlı olması. Gençliğinde Fransa’da Mormon misyoneri olarak çalışmış. Şu anda da bağlı olduğu kilisede oldukça aktif bir isim olarak biliniyor. Böyle olmasına rağmen siyahî olan  Obama'ya karşı güçlü bir aday olacağı sanıldığı için muhafazakâr dindarlar  ve  eski Başkan Bush’un da bağlı olduğu Evangelistler tarafından destekleniyor.

OBAMA’NIN HOMOSEKSÜL ÇIKIŞI ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Muhafazakar ve mütevazi bir aile babası olarak bilinen Başkan Obama, Mayıs başında kimsenin beklemediği bir çıkışla herkesi şaşırtan bir açıklama yaparak, eşcinsel çiftlerin evlenmesine destek verdiğini söyledi. Ortalık bir anda karıştı. Muhafazakarlar, kiliseler, papazlar ve dini liderler ayağa kalktı. Toplumun bu kesimlerinden Obama’ya çok sert eleştiler geldi. Rahipler İncil’in eşcinsellerin evlenmesini açıkça yasakladığını belirterek Pazar günleri ailesiyle kiliseye giden Obama’nın nasıl böyle bir şey söylediğine inanamadıklarını söylediler. Rakibi  Cumhuriyetçi Partili başkan adayı Mitt Romney ise, Obama'nın bu açıklamasının hemen ardından eşcinsel evliliklerine karşı olduğunu duyurdu.

Seçimlerde kilit rol oynayan özellikle Güney'de hangi partiye oy vereceği belirsiz olan kişilerin üçte biri, eşcinsellerin kesinlikle evlenmemesi gerektiğini düşünüyor. Ayrıca Obama'nın bu yorumları, oy aldığı önemli kesimlerden olan dindar Afrika asıllı Amerikalıların da hiç hoşuna gitmedi. Anketlere göre kiliseye gidenler arasında eşcinsel evliliğini destekleyenler çok az..Obama'nın bu duruşu seçim öncesinde toplumun hassas sinir ucuna dokunan çok riskli bir hareket olarak yorumlandı.  Böylece Obama, görevdeyken eşcinsel evlilikleri destekleyen ilk Amerikan başkanı oldu. Son yıllarda iyice bunalan Amerikalı seçmenin. seçim günü faturayı kime keseceği henüz belli değil. Ancak Obama’nın toplumun duyarlılıklarını göz ardı eden açıklamalarına tepki olarak yeni alternatif arayışlarına yönelebilir. Eğer seçmen, Cumhuriyetçi aday Romney’nin ekonomik tıkanıklığı açacağına da inanırsa, Obama Kasım’da bavulunu toplayıp Beyaz Saray’a veda etmek zorunda kalabilir. Ancak şimdilik tahminde bulunmak için çok erken. Uzmanlar seçmenin tercihinin sonbaharda netleşmesini bekleniyor.

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }