AK PARTİ’NİN MUHAFAZAKAR DEMOKRAT KİMLİĞİ
Değişim sözü ile yola çıkıldı
Ekonomimizin düştüğü uçurumdan sadece para politikaları ile çıkabilmesi imkansızdı. Para politikalarının, ciddi mali politikalarla desteklenmesi, üretim politikalarıyla bütünleşmesi gerekirdi. Yatırımlar durmuş, üretim gerilemiş, kamu toplam borç yükümüz GSMH’nın yüzde 70’ini aştığı için uluslararası kaynaklar nezdinde ekonomimiz iflas etmiş durumlara sürüklenmişti. Birçok yeni oluşum girişimleri gazetelere yansırken yıllardır değişmeyen MSP, REFAH, Milli Görüş Parti programları ve değişmeyen yönetim kadroları halkımızdan beklenen karşılığı bulamıyordu. Refah Partisi kapatılmış ve Recai Kutan başkanlığında Fazilet Partisi kurulmuştu. Böyle bir ortamda Fazilet Partisi bünyesinde başlattığımız yeniden yapılanma hareketimize gelenekçi kanat “Anavatandan gelenler” diyerek tavır almaya başlamışlardı, oysaki bizler partiye ısrarla davet edilmiş ve değişim sözü verilerek kabul edilmiştik. Parti Başkanı Recai Kutan’la heyet halinde görüştük değişim ve dönüşüm programımızı anlattık kendisi hak verdiği halde Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocanın ve çevresinin baskılarıyla teklifimizi kabul etmedi böylece basına yansıyan şekliyle Gelenekçiler – Yenilikçiler hareketi başladı. Abdullah Gül başkanlığında hareket ettiğimiz 14 Ağustos 2000 tarihli kurulda az bir oyla kaybetmemiz arkasından yeni bir oluşuma karar verdik. Ancak Fazilet Partisi’ne de kapatılma davası açılınca ka - muoyunda yanlış değerlendirilmemesini düşünerek partiden ayrılmayıp sonucu bekledik. Fazilet Partisi’nin de 22 Hazi - ran 2001 tarihinde kapatılması sonucu AK Parti düşüncemiz bağımsız bir harekete dönüştü. Yaptığımız istişare toplantılarında, demokrasi hayatımızda siyasi partiler kadar önemli olan sivil toplum kuruluşlarımız, kanaat önderlerimizin görüşlerini paylaştık, kamuoyu yoklamalarını değerlendirdik. İstanbul Belediye Başkanlığında başarılı hizmetlere imza atmışken, Siirt ilimizde okuduğu şiir yüzünden hapse giren Recep Tayyip Erdoğan’ın harekete katılması ile çalışmalarımız yeni bir boyut kazandı. Kamuoyu o günlerde artık şahıs partisinden çok bir kadro harekatı beklentisi içindeydi. Bunu dikkate alarak başlangıçta her kesimin kendisini görmesine imkan verecek toplumda yeri olan kimselerin üst yönetimde görev almasına özen gösterdik. Sıra halka iktidar olunca neler yapabileceklerimizi projelerimizle anlatmaya gelmişti. Partide çok iyi bir görev taksimiyle çalışmalara başlandı zaten seçilen bütün görevli arkadaşlar bilgi birikimlerimizle programı hazırlamaya başladık. Herkes kendi alanlarında çalışmalarını başarıyla sürdürdüler. Biz ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak kısa zamanda “Türk Ekonomisinin Başlıca Temel Sorunları ve Acil Çözüm Önerilerimiz” kitabını hazırlayar AK Parti MKYK onayından geçirip binlerce adet bastırarak dağıtmamızın ardından konferanslar, özel toplantılar, Televizyonda açık oturum programları ile başta İş Dünyasının ve halkımızın güvenini kazandık. Parti ismi olarak iki önemli unsura yer verildi “Adalet ve Kalkınma” böylece Muhafazakar Demokrat kimliği ile 14. Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partimiz kurulmuş oldu. Daha önceden erken seçim kararlarıyla belirlenmiş olan 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri ’ne çok sistemli bir şeklide çalışmalar halkla bütünleşerek sürdürüldü. Malum güç odakları bu kez Kurucu Genel Başkan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın Milletvekili olmasını engellediler. Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan Genel Başkan olarak yılmadan ekip harekatını sürdürerek çalışmalarına devam etti. Kuruluşumuzun 15. ayında geçerli oyların yüzde 34,63’ünü alarak AK Parti iktidar oldu. Bana göre bu zafer Demokrat Parti ile başlayan 60 yılı aşan bir mücadelenin sonucuydu ve Abdullah Gül Başkanlığında 58. Hükümet kurularak köklü değişiklikleri gündeme getirdi. Milletvekilliği engellenen Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yasağı Cumhuriyet Halk Partisi’nin de vvteği sonucu yapılan Anayasa değişikliği ile kaldırıldı ve Recep Tayyip Erdoğan 8 Mart 2003 tarihinde yapılan yenilenme seçimi ile Siirt ilinden Meclis’e girdi. Abdullah Gül’ün istifası üzerine 15 Mart 2003 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlığında 59. Hükümet kuruldu.
Sürdürülebilir büyümenin hedef alınması çok önemli
Yerel ve genel seçimlerle devam eden AK Parti başarısı hep devam etti. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçiminde çıkartılan hukuk dışı engeller de AK Parti lehine aşılarak Cumhurbaşkanlığı kazanılmış, sonraki yıllarda da ilk defa halkın oyları ile Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 14 yıllık iktidar dönemimizde Hükümet ve yerel yönetimler olarak çok başarılı hizmetlere imza atmamızı, iki Cumhurbaşkanlığını kazanmamızı nasip eden Yüce Mevla’ya şükrederken, şimdi geriye dönüp bakarak 15 yıl içinde halkımıza şerefle hizmet edip partimize emeği geçen kadroların çalışmalarını çok iyi analiz ederek, yanlışlara yer vermeden yeniden bir değerlendirme yapma ve geleceğe ona göre yön verme durumundayız. Parti yönetiminde istişareye öncelik tanınması yanı sıra, bizi millet yapan (öz değerlerimize) kültürümüze daha çok sahip çıkılmasına, dış politikada daha şahsiyetli ve yapıcı, iç politikada ise uzlaştırıcı politikaların öne çıkarılmasına önem vermeliyiz. Diğer taraftan bozulmaya başlayan siyasi istikrarın Binali Yıldırım Hükümetinin kurulması ile olumlu yönde seyir takip etmesinden cesaretle kesimler arasında sosyal barışın sağlanması konusunda ilerlemeler sağlanması böylece oluşacak ekonomik istikrar ortamında en az yüzde 5 normalde yüzde 7’lik sürdürülebilir büyümenin hedef alınması önem taşımaktadır. Kısacası kuruluş yıllarımızda ki gibi ekonomik tedbirlerin siyasi tercihlerin önünde yer alacağı günlere geçişi heyecanla bekliyoruz.