Türkiye’deki bazı finans kuruluşlarının faiz yükseltme çılgınlığı, acaba neyin nesi?
Küresel enflasyon… Zirvelere çıkan ABD ve Avrupa’daki banka batışları… ABD borç tavanının riskli hâle gelmesiyle oluşan uluslararası piyasalardaki yüksek dalgalanmalar… Türkiye’deki seçim süreci… Ülkemizde faizi arttırma yarışında belki de hepsinin ayrı ayrı payı var…
Ama gerçek şu ki; o da piyasada zirveye çıkan “Türk Lirası – döviz savaşı…”
Enflasyonun yükselişinde başrol oynayan döviz kurunu baskılamak üzere getirilen Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının toplam mevduat içindeki payını yüzde 70’lere ulaştırmak için yapılan çalışmalar hızla sürerken bir cephe, KKM’nin hemen kaldırılmasını, devalüasyon ve yüksek faizle enflasyonun bastırılmasını diretiyor.
Tabii ki seçim sürecinde piyasalarda spekülasyonlar yapan bu kesimin istediği olmayacak. KKM ile toplanan dövizler TL’nin güçlü kalması için kullanılacak ve Türk Lirası piyasaya hâkim olacak.
***
Mevcut para politikasını “piyasa dışı” diye yaftalayan bu cephe; KKM ile; enflasyonun 7 ayda yüzde 85’lerden yüzde 40’lara indiğini, kurda sabit seyri, sanayi üretimindeki pozitifliği ve güven endekslerindeki artışları görmemezlikten gelerek hâlâ ekonomide dengesizlikten bahsediyor.
Belli ki KKM oldukça dokunmuş! Nasıl dokunmasın ki, dövizi terk eden 2,34 trilyon lira KKM hesaplarında. Bu kadar para ellerinde olsaydı, kim bilir neler yaparlardı!
Tekrar hatırlatayım, yürürlükteki para politikası, bankalarda toplam mevduatın yüzde 70’inin TL olmasını hedefliyor. Karşı cephe ise mevduatın büyük bölümünün “dolar”laşmasından yana. Çaba ve gayretler yüksek ancak söz konusu kesimin daha ilk adımda TL’yi saf dışı bırakma hamleleri, KKM’ile durdurulmuş durumda. KKM’ye düşmanlık bundan!
12 Mayıs itibarı ile mevduat bankaları genelinde TL mevduat oranı yüzde 60 seviyesinde. Söz konusu oran kamu mevduat bankaları için yüzde 65,4; özel mevduat bankaları için yüzde 57,1 ve yabancı mevduat bankaları için yüzde 63,6.
***
İsterseniz Türk Lirası – döviz savaşına bir pencere açayım… Şu sıralar KKM faizi yüzde 25... Dolarcı kesim ise inatla 1 aylık faizi yüzde 20, üç ay vadeli faizi yüzde 31’in üzerine taşıyarak mevduat toplamaya çalışıp dövizde fiyat artışına yüklenmek istiyor.
Malumunuz Londra tefecilerinin 2019 Mart ve Nisan, ardından 2020 Ağustos’ta baskın bir şekilde TL toplamak için yapmadıkları kalmamıştı.
5 Ağustos 2020 tarihli “Yabancının swap ve dolar oyunu yine tutmadı” başlıklı yazımda şu ifadeleri kullanmıştım…
“…Piyasalarda TL’ye yenilmekten bıkmayan yabancı bankalar, yine hüsrana uğradı. Geçen yıl Mart ve Nisan aylarında olduğu gibi bu sene de aynı para oyunlarıyla TL üzerinden katlamalı para kazanmak ve Türk parasının değeriyle oynamak isteyen yabancı banka ve yatırımcılar ödedikleri yüksek faizle büyük zararlar ederek kurdukları tuzağın içinde boğuldu. Açığa düşen yabancı bankalar TL bulamadıkları için geçen yıl olduğu gibi ‘dört rakamlı’ faizlere razı oldular…”
Malum cephe “Dövizi ülkeye hâkim kılacağım” diye hiç uğraşmasın!
TL’nin gücü karşısında başaramayacaklar!
Ülke ekonomisini yabancı paralara teslim edemeyecekler!
Sonları bahsettiğim Londra’daki simsarlar gibi olacak ve yüksek faizler içinde boğulup gidecekler!