BANKACILIK SEKTÖRÜNE YAKINDAN BAKIŞ

Abone Ol

2018-2019 döneminde yaşanan çalkantıdan büyük hasar almadan çıkan ve ‘sınavını başarıyla veren’ Türk bankacılık sistemi, fi nansal koşulların yeniden öngörülebilir seviyeye gelmesi ile birlikte yeniden büyüme trendine gireceğinin işaretlerini 2021’de verdi.

2021’in son çeyreğinde bankalar tüm yılın en yüksek marj seviyesini gördüler. Artan kredi spredleri ile beraber enflasyon oranlarını gelirlerine yansıtacak olan bankalar, 2022 yılında marjların iyi görünümü anlamında en iyi gözüken sektörlerden birisi olacaktır. TL’nin dolar ve diğer yabancı anapara birimlerine karşı keskin değer kaybıyla tetiklenen yüksek oynaklık ve enflasyon baskısı nedeniyle Türk ekonomisi ve bankacılık sektörü yeniden zorlu bir sınav sürecine girmiş durumda. Gevşeyen para politikası ile tetiklenen enflasyonist baskılar bankacılık sektörü faaliyet alanına yeni risklerin eklenmesine neden oldu. Her ne kadar riskler artmış olsa da sektör karlılığında görülen iyileşme 2022’de sektörün son on yıllık en iyi dönemine girdiğini de işaret etmektedir. Bunun sebebi, faiz indirimlerinin etkisi ve kredi yeniden fiyatlamalarının olumlu katkısıyla genişleyen kredi spredlerinin yanında bankalar yükselen enflasyon oranlarını TÜFEX menkul kıymetleri aracılığıyla gelirlerine yansıtabilecek olmalarıdır.

2007’den bu yana en yüksek öz sermaye karlılığına ulaşan (BDDK verilerine göre 2020 yılında yüzde 11.4 olan sektörün ortalama öz kaynak kârlılığı, 2021 yılında yüzde 15.3 seviyesine yükseldi) sektörün aralık ayı net karı 16.7 milyar TL seviyesinde oldu. 2021 yılı toplam net karlarını ise 92.1 milyar TL ile 2020 yılındaki 58.5 milyar TL’ye göre yüzde 57.4 artırdılar. Bankaların 2021 yılı toplam faiz gelirleri 641.5 milyar TL ile 2020’ye göre yüzde 51.5 oranında artış gösterdi. Bankalar, 12 aylık dönemde kredilerden 443.1 milyar lira faiz geliri sağladı. Söz konusu gelirin 96.9 milyar lirası tüketici kredilerinden, 21.7 milyar lirası kredi kartlarından, 46.6 milyar lirası taksitli ticari kredilerden ve 277.9 milyar lirası diğer kredilerden alınan faizlerden oluştu. Bankaların faiz giderlerinde ise 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 80.2 artış gözlendi ve 376 milyar TL’ye ulaştı. 2020 yılı faiz giderleri 208.7 milyar TL idi. Geçen yıl bankaların mevduata ödediği faiz, yüzde 89.7 yükselişle 233.4 milyar liraya çıktı.

Toplam faiz giderlerinin yüzde 62.1’i mevduata ve yüzde 8.5’i bankalara verilen faizlerden oluştu. Bankaların net faiz geliri, geçen yılın aralık sonu itibarıyla 2020’nin aynı dönemine kıyasla yüzde 23.6 artarak 265.6 milyar lira oldu. Faizlerin yüksek olduğu dönemlerde bankaların kredilere uyguladıkları faiz oranının mevduata uyguladıkları faiz oranıyla farkı yükselmektedir. Bir başka deyişle kredi/mevduat spreadi faizlerin yüksek olduğu dönemlerde yükselmektedir. Bu durumu bankaların faiz artışlarını mevduattan önce kredilere yansıttıkları şeklinde yorumlayabiliriz. Ancak TCMB faiz indirimlerini durdurduktan sonra yeni yıla başlarken Kur Korumalı Mevduat ve stabil döviz sayesinde oranların düşmeye başladığını görüyoruz. Bankaların TL mevduat faiz oranlarında 2021 sonunda yüzde 19.47 olan seviyelerin 11 Şubat 2022 haftasında yüzde 16.91 seviyelerine kadar gerilediğini gördük. Bu durum yılbaşından bu yana TL mevduat faizlerinde 256 baz puanlık düşüş olduğunu belirtmektedir.

Aynı şekilde TL kredi faizlerini incelediğimizde ise, 2021 sonunda yüzde 24.37 seviyelerinde iken 11 Şubat haftasında yüzde 21.49 seviyelerine geri çekilerek 288 baz puan düşüş göstermiştir. Bankacılık sektörünün 2022 beklentilerini sıralarsak; TL tarafta mevduat büyümelerinin devam etmesi (yüzde 20 oranlarında), YP mevduatlarında dolar bazlı yüzde 5 dolaylarında gerileme, TÜFE endeksli tahvil getirisindeki artışlar ile swap dahil net faiz marjının 100 baz puan ve üzerinde artması, standart ve sorunlu kredilerdeki artış ile birlikte sorunlu kredi ora nının 2021 sonundaki seviyesinde yatay kalması, kredi risk maliyetlerinin yükselmesi, komisyon ge - lirlerindeki güçlü büyümenin 2022 yılında da bir önceki yılı takip etmesi ve faaliyet giderlerindeki artışın yüzde 40 dolaylarında olması ile KKM’ye dönüşümünde artış göstermesi ile yüklenilecek komisyonların eklenerek yüzde 50 seviyelerine kadar artmasıdır.

Bir zamanlar Piyasa Değeri/Defter Değeri 5’lerden işlem gören Türk bankaları, günümüzde 0.5 civarında bir değer ile işlem görüyorlar. 2021’i iyi kapatan Türk bankacılık sektörünün gelişmekte olan ülke bankaları karşısında yüksek iskontolu olması bankalarımızın yatırım için cazibesini ön plana çıkarıyor. Son üç yıl ortalamaları dikkate alındığında Türk Bankalarının gelişmekte olan ülke bankacılık hisselerine olan iskontosu ortalama olarak yüzde 50 seviyesinde bulunuyor. Daha uzun bir zaman aralığını örneğin 10 yıllık bir dilim dikkate alındığında bu iskonto oranı yüzde 60’ın üzerine çıkıyor. Aşağıda Türkiye’nin önde gelen halka açık özel ve kamu bankalarının bazılarının durumunu paylaşarak sektöre yakından bakmaya çalışacağız. AKBANK: Solo finansal sonuçlarına göre, 4Ç21’de piyasa beklentisi olan 4.1 milyar TL’nin yüzde 16 üzerinde 4.8 milyar TL net kar ile beklentileri aştı. Bir önceki çeyreğe göre yüzde 49, yıllık ise yüzde 159 oranında artış gösteren net kar, 2021 yılı toplamında ise 2020 yılına kıyasla yüzde 93 artış gösterdi ve 12 milyar TL oldu. TÜFE bazlı senetleri ile net faiz gelirlerinde görülen artış, güçlü TL büyümesi, ücret ve komisyon gelirlerinde yaşanan iyileşme ve son çeyrekte 250 milyonn TL’lik serbest karşılık ayrılması bankanın ön plana çıkan gelişmeleri oldu. Sektöre paralel artış gösteren kredi büyümeleri ise, TL cinsi kredileri çeyreklik yüzde 9, yıllık yüzde 28 artarken, YP krediler çeyreklik bazda yüzde 4 küçüldü. TL cinsi mevduatlar yüzde 6 artarken, YP mevduatları ise yüzde 2 azalış gösterdi. Kredi/mevduat oranı ise yüzde 85 ile sektör ortalamasının hafif altında kaldı. 2022 beklentilerini paylaşan banka, TL kredilerde yüzde 30 büyüme, net faiz marjlarında 150 baz puan genişleme, ücret komisyon gelirlerinde yüzde 35 artış ve 100 baz puan civarında kredi risk maliyeti beklentisi ile 2022 yılında yüzde 30 öz sermaye karlılığı hedefliyor. GARANTİ BBVA: Garanti BBVA açıklanan 4Ç21 solo finansallarına göre beklentileri karşıladı ve 3.975 mn TL net kar elde etti. 2021 yılı toplam karı 13.1 milyar TL olan bankanın, 11.4 milyar TL net faiz gelirleri, 7.4 milyar TL ticari kar ile desteklendiği görülürken, komisyon gelirlerinden 2.4 milyar TL ve diğer gelirlerden 2.2 milyar TL’lik gelir sağladığı görülüyor. Garanti BBVA’nın net faiz marjlarında görülen yükselme çeyreksel yüzde 30 seviyesinin üzerine çıkmış, sermaye yeterlilik rasyosunda ise yıllık 16.9’ dan yüzde 14 seviyelerine gerileme söz konusu olmuştur. Takipteki kredi oranında ise sınırlı bir gerileme ile çeyreklik olarak yüzde 3.8 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Banka açıklanan finansalları ile birlikte paylaştığı 2022 beklentilerine göre; 2022 yılında yüzde 25 üzerinde kredi büyümesi, net faiz marjında 50-75 baz puanlık artış bekliyor. TÜFE endeksli bonoların çıkarıldığında ise çekirdek net faiz marjını yatay olarak bekliyor.

Ayrıca, 2022’ de kredi riskini kur etkisi hariç 150 baz puanın altında olmasını öngörüyor. Bu oran 2021’de 110 baz puan idi. Banka komisyon oranlarındaki büyümeyi yüzde 25 oranı üzerinde bekliyor, faaliyet giderlerindeki artışı ise TÜFE beklentilerine paralel gerçekleşeceğini paylaşıyor. Banka ayrıca YP kredilerinde dolar bazında daralmanın devam edeceğini tahmin ediyor. YAPI KREDİ: Yapı kredi bankası 4Ç21 solo finansal raporlarına göre açıklanan net kar beklentilerin hafif üzerinde gelerek 3.6 milyar TL açıklandı. Bankanın Hedge pozisyonunun olumlu katkısıyla 3.2 milyar TL olan ticari kar ve 7.9 milyar TL’lik net faiz gelirleri çeyreklik artışın öncü sebepleri oldu. Öz sermaye karlılığında ise çeyreklik yüzde 24 olurken, yıllık yüzde 19 seviyesinde gerçekleşti. Banka, 2021 yılı toplam karını 10.5 milyar TL açıklarken, bir önceki yıla kıyasla yüzde 107’lik artış sağlandı. Toplam gelirleri 23 milyar TL seviyesinde olan bankanın, 2021 yılında 9.8 milyar TL karşılıklar gideri ile bir önceki yıla göre 183 milyon TL’lik gerileme gösterdi. Banka açıklanan finansalları ile birlikte paylaştığı 2022 beklentilerine göre; 2021 yılında yüzde 34 büyüyen TL kredilerin, yüzde 30’lara yakın büyüme kaydetmesini bekledi. YP kredi hacminde daralan talep ile birlikte azalma görülmesini bekleyen banka, kredi risk maliyetini ise 150 baz puan seviyesinde bekliyor. Net faiz marjlarında ise güçlü aktif-pasif yönetimi ve TÜFE endeksli senetlerin desteği ile 100 baz puanlık iyileşme yaşanması bekleniyor.

Banka ayrıca 2022 için öz kaynak karlılık hedefi paylaşmazken, 2021 yılında gelen yıllık yüzde 19 öz kaynak karlılığın üzerinde gerçekleşeceğini paylaştı. HALKBANK: Bankanın açıklanan 4Ç21 solo finansal sonuçlarına göre net karı piyasa beklentilerinin hafif üzerinde 1.3 milyar TL düzeyinde gerçekleşmiştir. 4Ç21’deki görece yüksek kar rakamına karşın, Banka’nın 2021 yılı net dönem karı bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında düşerek 1.5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Öz sermaye karlılığı ise yüzde 3.5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Banka 2022 beklentilerine göre; Banka TL kredilerde yaklaşık yüzde 20 oranında artış tahmin ederken, YP kredilerin yatay kalmasını beklemektedir. Ücret ve komisyon gelirlerinde enflasyon kadar artış bekleyen Banka, operasyonel giderlerin enflasyondan yaklaşık 1-2 puana yüksek olmasını öngörmektedir.

Diğer yandan, Banka net faiz marjının yatay kalmasını beklerken, toplam kredi risk maliyetinin yaklaşık 170 baz puan olmasını tahmin etmektedir. Banka’nın öz sermaye karlılık beklentisi ise düşük çift haneli şeklindedir. VAKIFBANK: Bankanın açıklanan 4Ç21 solo finansal sonuçlarına göre net karı piyasa beklentilerini karşıladı ve 2 milyar TL düzeyinde gerçekleşti. Bu sonuçlar piyasa beklentisi olan 1.9 milyar TL’nin hafif üzerinde gerçekleşti. Öz sermaye karlılığı ise 2021 yılında yüzde 8.6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Sonuçların beklentilerin sınırlı üzerinde gelmesinde daha olumlu gelişen net faiz gelirleri etkili oldu. Net faiz marjında 200bps artış görüldü ve yüzde 3.4 olarak gerçekleşti. Ekim ayı enflasyon artışı ile TÜFE’ye endeksli tahvil getirisinin 1.2 milyar TL artması, TL fonlama maliyetindeki düşüş ve net kredi getirisinde yaşanan artış öncülük etti. Banka açıklanan finansalları ile birlikte paylaştığı 2022 beklentilerine göre; yüzde 25 TL kredi büyümesi, yüzde 20 komisyon büyümesi, +50/75 bps swap dahil net faiz marjı artışı, TÜFE’nin üzerinde faaliyet gider büyümesi, 150 baz puan risk maliyeti yaklaşık yüzde 15 öz sermaye karlılığı öngörülmektedir.

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }