Yüksek enflasyon ve bütçe açığı ile birlikte Türkiye’nin bir de cari açık sorunu var… Bu üçlü ayağa “ekonomide tehlikeli sert virajlar” diyoruz… Cari açığın en büyük kalemi dış ticaret açığı…
Dış ticarette son durum şöyle: 2023 yılının ilk 4 ayında; ihracat yüzde 3 azalmayla 80,8 milyar dolar, ithalat ise yüzde 7,2 artışla 124,4 milyar dolar olurken dış ticaret açığı 43,6 milyar dolar şeklinde gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 2,9 artışla 205,2 milyar dolara ulaştı.
Orta Vadeli Program’da (OVP) 2023 yılsonu ihracat için 265 milyar dolar, ithalat için 345 milyar dolar ve dış ticaret açığı için de 80 milyar dolar öngörüsü yapılmış. 2022’de dış ticaret açığı 110 milyar dolar olmuştu.
Dış ticarette 2023 yılsonu nerede olacağımızı kestirmek söz konusu konjonktürde elbette zor ama Türkiye’nin potansiyeline ve vizyonuna güvenimiz her zaman tam.
***
Dış ticaret ağırlıklı ödemeler dengesi (cari açık) açığı düşünüldüğünde dövize ihtiyaç oldukça fazla. Öncelikle ülkenin acil döviz kaynaklarını büyütmesi ve cari açığını finanse etmesi gerekiyor. Döviz girdisi artırılmalı, döviz çıkışı azaltılmalı… Yani çok ihracat, az ithalat, ekonomiye yerli girdi ve yüksek seviyede turizm geliri, cari açığın panzehiri.
Bunlar da kâfi değil. Dış ticaretin kur makasından kurtarılması, ihracatta dış talebe yönelik fiyatlamaların standarda kavuşması, savunma sanayi, mobilya, tekstil gibi birçok sektörde inovatif ürünlerin geliştirilip çoğaltılması, yerli hammaddeye hızlı dönüş ve özellikle Avrupa Birliği (AB) ile imzalanmış Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesi ve üçüncü ülkeler dahil serbest ticaret anlaşmalarının (STA) yaygın hale getirilmesi…
Diğer taraftan Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkeleri, Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı, Uzak Doğu ve Asya ile Transatlantik ve Güney Amerika ülkelerine yönelik ticaretin arttırılması gibi öne çıkan adımlar, ihracat öncelikli dış ticaret için fevkalade önem arz ediyor.
***
Cari açıkta elimizdeki son veri 2023 Mart’ına ait. Cari işlemler açığı bu ayda beklentilerin altında 4,48 milyar dolar oldu. Piyasa beklentisi 5,74 milyar dolardı. Ocak-Mart dönemine ait ilk çeyrek cari açık 23,59 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ödemeler dengesi açığında 2023 yılsonu hedefi 22 milyar dolar.
Söz konusu doğrultuda gelişmeler sağlanabilirse cari açığın daha mutedil gerçekleşmesi mümkün. Burada öncelikle GSYH büyümelerine dikkat etmemiz gerekiyor. Beklentiler dahilinde ithalatın zayıflaması ve 2023 sonunda büyümenin düşük kalmasıyla cari denge açığının sınırlı kalacağını tahmin ediyoruz.
İnşaat malzemeleri dışında deprem olayı ve halen yüksek seyreden enflasyon, bu yıl talep artışını frenleyebilir. Diğer taraftan küresel resesyon ve yurtiçindeki talep daralması da hedeflenen büyümeyi yüzde 4’lerin altına çekme ihtimali var. Dolayısıyla büyümedeki zayıflığın, cari açık artışını önleyeceği öngörülüyor. Özetle cari açığın büyümesine bu yıl ilk fren GSYH büyümesinden gelecek.
***
Cari açıkta yılsonu 22 milyar dolarlık hedef tutar mı? Niye tutmasın ki!
İthalata bağlı GSYH büyümesinin düşmesi, genel ithalatın azaltılması, girdilerde yerliliğin arttırılması, hizmet dahil ihracattaki rekorların devam etmesi ve turizm gelirlerinin beklentileri aşması cari açığı 22 milyar dolarlık hedefine yaklaştırabilir.
Dolayısıyla Mart ayında altın ve enerji hariç çekirdek cari işlemler hesabının 1 milyar 372 milyon dolar fazla verdiğini hatırlatarak 2023 yılında cari açığın istenilen seviyeye getirilmesi mümkün, demek istiyorum. Tabii önce ekonominin üzerinden seçim risklerinin kalkması gerekiyor.
Türkiye hafta sonu kritik bir seçime gidiyor. Ardından yaklaşık bir yıl sonra da yerel seçimler yapılacak. Ülkenin bu kadar risklere rağmen söz konusu cenderelerden anlının akı ve aklı selimle çıkacağına inancım her zaman olduğu gibi yine tam.
Dolayısıyla Rabbimden gerçekleştirilecek 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinin vatanımız, milletimiz, bayrağımız, devletimiz ve Türkiye’nin istikbaline odaklanmış İslâm dünyası ile mazlum milletler için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.