3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu m.3/c’ye göre çırak, “çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi ve beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştiren kişi” olarak tanımlanmıştır. 3308 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca, ilköğretim okulunu bitirmiş ve 14-19 yaş arasında olanlar, bir mesleğe hazırlık amacı ile çıraklık dönemine kadar işyerlerinde aday çırak olarak eğitilebilirler. Ancak, 10 uncu maddeye göre 19 yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş bulunanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek meslekî eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabilir.
4857 sayılı Kanuna göre, kişi 18 yaşını bitirse dahi, mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını almaya devam ediyor ve gelişmesini sürdürüyor ise çıraklık konumu değişmeyecektir. Çırak ile işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir. İşveren ile çırak arasında iş ilişkisi var ise de yapılan işin gereği çırak İş Kanunu hükümlerinden yararlanamamaktadır (Y9HD.16.11.2015 T., E.2014/20347, K.2015/32308 Legalbank). Başka bir karar da ise,” İşçinin çıraklık ilişkisinde geçen süreler de kıdem tazminatına esas alınacak süre yönünden değerlendirilemeyecektir. Buna karşın deneme süresi, kıdem süresine eklenir” (Y9HD.26.6.2018 T., E.2017/14043, K.2018/15841 Legalbank).
Bu kapsamda, kıdem tazminatına hak kazanabilmenin üç ana koşulu vardır. Bunlardan ilki; İş Kanunu kapsamında olmak, ikincisi İş Kanunu anlamında işçi sayılmak idi. Dolayısıyla 4857 sayılı Kanunun istisnalar başlığını taşıyan 4 üncü maddesinin (f) fıkrasında iş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak kaydıyla çıraklar hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmektedir.
Sonuç itibariyle Kanun kapsamı dışında bırakılan çırakların çıraklıkta geçen sürelerinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması söz konusu değildir.