Bunu önümüzdeki yaz aylarında görebileceğiz. Ülkenin siyasi gündeminde “Anayasa Değişikliği” çalışması önce çıkıyor. Vatandaşın gündeminde ise pahalılık ve geçim sıkıntısı var.
“Anayasa Değişikliği” çabası geçim sıkıntısı içinde çırpınan geniş halk kitlelerini pek ilgilendirmiyor. Çünkü mutfakta kaynayan tencereler boş. Dolayısıyla siyasetçilerin gündemi ile halkın gündemi farklı. 10 bin lira emekli maaşına mahkûm edilen milyonlarca insan yaşamak için çare arıyor.
Ülke her gün zam yapan zincir market yöneticilerinin yanı sıra her tür tüketim ürünleri satan tüm çevrelerin insafına terk ediliyor. Fiyat denetimi, stokçulukla, aracılık ve tefecilikle mücadele ediliyor ama henüz elle tutulur bir sonuç göremiyoruz.
Adına serbest “pazar ekonomisi” denilen sistemde herkes “Alıcısı var nasıl olsa” diye keyfe keder etiket değiştirip zam üstüne zam yapma özgürlüğünü tadıyorsa; demek ki bazı konularda uygulamalar yetersiz kalıyor. Diğer taraftan Merkez Bankası da politika faiz oranını şimdilik yüzde 50’ye sabitlemiş gibi. Türk ekonomisinde neler oluyor?
Dünyada enfl asyonun en yüksek olduğu 4 ülkeden biriyiz. Gelir dağılımı açısından da Türkiye’nin durum pek iyi değil. Kişi başı gelir dağılımında dünya ortalamasının altına düştük. Hak-İş araştırmasına göre Türkiye, Meksika, Şili ve Kostarika’dan sonra gelir eşitsizliği sıralamasında 4’üncü sırada. Giderek dünyada küresel sermayenin güdümüne giren ülkelere dâhil oluyoruz.
Şu anda küresel güçlerin radarı Türkiye’ye dönmüş durumda. Bu kesimler Türk ekonomisini yüksek faiz ile işlevsiz hâle getirmek için her türlü çabayı sarfediyor. Peki, iyi giden hiçbir şey yok mu?
Ebette var. Öncelikle savunma sanayiindeki atılımları dünya dikkatle izliyor. Bu alanda yapılan yatırımlar dikkat çekici. Enfl asyonla mücadele ve kamuda tasarruf konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası yönetimi el ele ciddi bir mücadele yürütüyor. Mehmet Şimşek’i enfl asyonla mücadelede desteklemek gerekiyor.
Bunu yaparken kamuda tasarrufun tepeden başlanması en doğru yol olarak gösteriliyor. Ekonominin lokomotif sektörlerinden turizmde ilk üç aylık veriler açıklandı. Sektörde işler yolunda görünüyor. Değerli Ekovitrin Okuyucuları; Mayıs 2024 sayımızda araştırma dosyası olarak “KÖİ yatırımlarını” mercek altına aldık. Kamu - Özel Sektör adıyla yapılan otoyol, köprü, tünel, demir yolları, havaalanları ve sağlık alanında büyük yenilik diye sunulan şehir hastaneleri projeleri Türkiye için bir kazancı mı yoksa bir kaybı mı ifade ediyor?
İşin özetine baktığımızda devlet garantisi altında yaptırılan bu yatırımlar özel sektör için kârlı görünürken, Hazine açısından zarar yazıyor. KÖİ dosyamızı dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum.
Türkiye’de artık birçok sektörde faaliyet gösteren fi rmalar üretimde emek yoğundan robotik ortama geçiyor. Lin Dış Ticaret Genel Müdürü Osman Asan’la yapılan röportaj bu bakımdan ilgi çekici. Genç Türk girişimcilerin robotik ortamlarda ürettikleri ve ihraç ettikleri ürünler becerilerinin apaçık bir göstergesi.
Değerli Ekovitrin Okuyucuları, son dakika gelişmelerden haberdar olmak istiyorsanız günün her dakikası yenilenen www.ekovitrin. com mobil uygulamamızı android telefon, tablet cihazlarda playstore veya İOS’tan ücretsiz indirebilirsiniz. Sağlıkla kalın.