Erken seçim kararı, ekonomiyi ve piyasaları olumlu etkiledi

Abone Ol

“Sürpriz bir şekilde gelen erken seçim kararı iç piyasada uzun vadeli seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasına neden oldu. Bu durum, TL varlıkları aynı zamanda da borsayı olumlu etkiledi.”

Önümüzdeki süreçte, erken seçim kararının etkilerini daha da net bir şekilde görüyor olacağız. Ancak, son günlerde kurlardaki agresif hareketler nedeniyle enflasyonun bir süre daha iyileşmekte zorlanabileceğini söyleyebiliriz. Ancak, şuna da dikkat çekmek isterim, bu durum hükümetinde gözünden kaçmadığı için enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için gerekli araçları aradıklarını ve bunu da yakın zamanda uygulamaya koyabileceklerini düşünüyorum. Dolayısıyla, enflasyon belki orta vadede bir sıkıntı gibi dursa bile eminim uzun vadede tek haneli seviyelere doğru bir tablo ile karşılaşabiliriz. Ülke ekonomisi 2017 yılında yüzde 7.4 bir büyüme kaydetti. Yapılan teşvikler ve çağrılar, ekonomik göstergelerde çarkların düzenli bir şekilde dönmesine destekleyici oldu. Hatırlayalım, 2017 yılı Türkiye açısından zorlu bir süreçti. Ancak, buna rağmen yüzde 7.4 büyüyen bir ekonomik yapımız var ise 2018 yılında da bu performansın aynı şekilde sürmesini bekleyebiliriz. Erken seçim kararının iş dünyası açısından pozitif bir tablo yaratmasını bekliyorum. Seçimlerin erken yapılması, reel sektöre destek olabileceği gibi yatırım kararlarını da öne alacak. Bu durumda, ülke ekonomisinin büyümesi açısından daha da etkili olacağı kanısındayım. 2017 yılı sürecinde KGF’ler ile piyasaya teşvik sağlayan hükümetin, bu yıl bu sürecini şirket bazlı ele alarak sağladı. Bu durum büyümede destekleyici olurken, yatırımlarında önüne açacak bir gelişme olarak değerlendirilmesi muhtemel görünüyor. Sonuç olarak, erken seçim kararı açıkçası piyasalar için sürpriz olmadı ve yaklaşık olarak 1.5 yıllık belirsiz bekleyişin iki aya çekilmesini sağladı. Bundan sonra seçimin piyasalar üzerinde yaratacağı tek etki, artık sonucun ne olacağı kısmı olacak. Bu nedenle seçim tarihi yaklaştıkça TL varlıklardaki volatilitenin artması beklenebilir.

KURUN YÜKSELİŞ NEDENLERİ VE OLUŞTURDUĞU RİSKLER

Türkiye’de çift haneli enflasyon rakamlarının yüksek seyirde olması, cari açıkta bozulma ve Türkiye’ye yönelik risk algısı, TL’nin uzun süredir kırılgan bir yapıda olmasına neden oluyordu. Nisan ayında, ABD-Rusya arasında Suriye’de yaşanan gelişmelerin global piyasalarda risk algısını da hızlı bir şekilde yükseltmesi, TL’nin bu yapısını daha da agresifleştirdi ve TL varlıklarda hızlı değer kayıplarına neden oldu. Dolayısıyla, kurlarda nisan ayında rekor seviyeleri oluşturdu. Ancak, sonrasında hem Türkiye’de erken seçimin kesinleşmesi hem de Türkiye’ye yönelik risk algısındaki yumuşama, iç piyasayı biraz daha rahatlattı. Ancak, hala TL’deki kırılgan yapının sürüyor olması kurların tam olarak rahatlamasını zorlaştırıyor. Bu durum ayrıca bir başka açıdan değerlendirdiğimizde, kur kaynaklı yaşanan hareket, üretici fiyatlarında maliyet kaynaklı bir baskı unsuru oluşturabileceği için enflasyonda bir süre daha çift haneli rakamları konuşmaya devam edebiliriz. Bu durumda TL varlıkların kanayan yarası olmaya devam edecek gibi duruyor.

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }