FAİZ İNDİRİMİ VE YÜKSEK ENFLASYON

Abone Ol

TCMB Eylül 2021’den itibaren, para politikası aracı olan politika faizini indirme yönünde kullanarak enflasyonla mücadeleye devam ediyor. TCMB son bir yılda politika faizini yüzde 19’dan yüzde 10,50’ye düşürdü. Bu dönemde gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeler ise politika faizini temel para politikası aracı olarak kullanmayı tercih etti ve politika faizlerini artırdılar.

Para Politikası Kurulu politika faizini 150 baz puan indirerek yüzde 10,50’ye çekilmesine karar verdi. Açıklamada bir sonraki karar tarihi olan Kasım 2022’de benzer bir faiz indirimi sonrası, faiz indirim döngüsünün bu yıl için tamamlanacağı mesajını da verdi. Kurul karar metninde enflasyonda kalıcı düşüşe kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edeceğini de ifade etti.

TCMB Eylül 2021’den itibaren, para politikası aracı olan politika faizini indirme yönünde kullanarak enflasyonla mücadeleye devam ediyor. TCMB son bir yılda politika faizini yüzde 19’dan yüzde 10,50’ye düşürdü. Bu dönemde gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeler ise politika faizini temel para politikası aracı olarak kullanmayı tercih etti ve politika faizlerini artırdılar. Fed enflasyon mücadelesi kapsamında hem parasal daralmaya hem de politika faizini arttırma yoluna girdi. Fed toplam varlıklar Nisan 2022’den itibaren daralırken, politika faizini Eylül 2021’de yüzde 0-0,25’den Eylül 2022’de yüzde 3-3,25’e çıkardı. Piyasa beklentisine göre Kasım 2022’de Fed’in politika faizini yüzde 3,75-4,00’a çıkarma olasılığı yüzde 95 seviyesinde. 2023 yılında Fed’in politika faizini arttırmaya devem etmesi ve politika faizini yüzde 5’e kadar çıkarması bekleniyor. Bu durum faiz indirerek bir nevi otobanda ters yönde giden TCMB’nin işini daha da zorlaştıracaktır.

TCMB’nin faiz indirimleri enflasyon artışına da neden oluyor. Tüketici Fiyat Enflasyonu (TÜFE) TCMB’nin faiz indirimine başladığı Eylül 2021’de yüzde 19,58 iken, Eylül 2022’de yüzde 83,45’e çıktı. Aynı dönemde dolar kuru 8,62 iken bugün 18,58 düzeyine geldi. Faiz indirimleri başlamadan önce 367 baz puana kadar inen Türkiye'nin kredi temerrüt risk primi (CDS), faiz indirimlerinin başlamasından bir yıl sonra 755 seviyesine geldi. Mevcut durumda hazine ve şirketlerin dolar bazında yıllık yüzde 9 altında borçlanma olasılığı çok düşük. Bu makro dengedeki bozulmada global enerji fiyatları gibi yurt dışı faktörlerin etkisi olsa da, TCMB’nin politika faizini indirmesi yurt içi temel faktör olarak öne çıkıyor.

TÜFE Aralık 2021’de aylık yüzde 13,58, Ocak 2022’de ise aylık yüzde 11,10 artmıştı. 2022’nin kalan üç ayında da TÜFE aylık yüzde 3 civarında gelirse yıl sonunu yüzde 65 ile tamamlayacaktır. Baz etkisi ile TÜFE’deki gerileme Ocak 2023’te de devam edecek ancak sonrasında gerileme hızı yavaşlayacaktır.

TCMB’nin faiz indirimine devam etmesi hem parasal-kredi genişlemesi hem de döviz kuru açısından risk oluşturuyor. TCMB’nin elindeki kullanılabilir net rezerv sınırlı ve faiz indiriminin döviz kuru üzerindeki etkisini durdurabilmek için piyasaya döviz satışı ile müdahale ediyor. TCMB Eylül 2021’de faiz indirime başlamadan önce net uluslararası rezerv 12 milyar dolarken, son bir yılda faiz indirimlerin de etkisi ile eksi 59.7 milyar dolar seviyesine geldi. Faiz indiriminin gelecek ay da devam edeceğini düşündüğümüzde, döviz kuru ve enflasyon açısından negatif bir görünüm var. Baz etkisi Şubat 2023 ve sonrası azalacak, faiz indirimlerinin de getirdiği riskler ile 2023 yıl sonu TÜFE Orta Vadeli Program’da yer alan 24,9’un çok üzerinde gerçekleşebilecektir.

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }