Fransa’da gündemi meşgul eden en son olay Cezayir kökenli Fransız vatandaşı Mohamed Merah isimli 23 yaşında bir gencin gerçekleştirdiği saldırılar oldu. Fransa’nın güneyinde ilk önce üç Afrika kökenli askerin katli ve sonrasında bir Yahudi okulu ögrencilerinin vahşi bir şekilde öldürülmesi seçim gündemine ara verilmesine yol açtı. Cumhurbaşkanı Sarkozy ve rakibi sosyalist aday François Hollande üç gün boyunca bütün mitinglerini iptal etti.
Müslümanlar da dahil tüm toplumda travmaya yol açan bu saldırılar bütün siyasi partiler tarafından tel’in edildi.
Saldırganın kimliğinin belirlenmesinden sonra kuşatılan evinde yaklaşık 32 saatlik bir ikna sürecine rağmen saldırgan teslim olmayı reddetti. Yapılan baskın sonucu ölü ele geçirildi. Fransa’da yaşayan Müslümanları zan altında bırakan saldırganın iki kez Afganistan ve Pakistan’da eğitim gördüğünü saptayan Fransız polisi muhtemel iş birlikçilerini öğrenmek için benzeri görülmemiş bir sabır örneği sergileyerek Mohamed Merah’ı sağ ele geçirebilmek için baskını mümkün olduğunca geciktirdi.
SEÇİM SÜRECİNDE OLAN SİYASİLER BU OLAYDAN NEMALANMAK İSTİYOR
Bu vahim saldırıları gerçekleştiren Mohamed Merah’ın Müslüman olması, hatta El Kaide terör örgütü adına saldırıyı yaptığını açıklaması Fransa Müslümanlarını tedirgin etti. Zira, genel olarak Avrupa’da ve özellikle Fransa’da yaygınlaşan İslamofobi’yi körükleyebileceği düşünülen bu saldırı zaten yıpranmış Müslüman imajını iyice yıpratabilirdi. Fakat, bu tehlikeyi gören Müslüman dini liderlerin Yahudi okuluna yapılan saldırıdan sonra vakit kaybetmeden Yahudi liderlerle yaptıkları kınama mesajları ve öldürülen askerlerin Müslüman olması olayın olumsuz yansımalarını bir nebze azalttı. Ama buna rağmen medyanın ve seçim sürecinde olan siyasilerin bu konu üzerinden nemalanma isteği apaçık ortada.
Saldırganın kimliğinin belirlenmesinden sonra kuşatılan evinde yaklaşık 32 saatlik bir ikna sürecine rağmen saldırgan teslim olmayı reddetti. Yapılan baskın sonucu ölü ele geçirildi. Fransa’da yaşayan Müslümanları zan altında bırakan saldırganın iki kez Afganistan ve Pakistan’da eğitim gördüğünü saptayan Fransız polisi muhtemel iş birlikçilerini öğrenmek için benzeri görülmemiş bir sabır örneği sergileyerek Mohamed Merah’ı sağ ele geçirebilmek için baskını mümkün olduğunca geciktirdi.
SEÇİM SÜRECİNDE OLAN SİYASİLER BU OLAYDAN NEMALANMAK İSTİYOR
Bu vahim saldırıları gerçekleştiren Mohamed Merah’ın Müslüman olması, hatta El Kaide terör örgütü adına saldırıyı yaptığını açıklaması Fransa Müslümanlarını tedirgin etti. Zira, genel olarak Avrupa’da ve özellikle Fransa’da yaygınlaşan İslamofobi’yi körükleyebileceği düşünülen bu saldırı zaten yıpranmış Müslüman imajını iyice yıpratabilirdi. Fakat, bu tehlikeyi gören Müslüman dini liderlerin Yahudi okuluna yapılan saldırıdan sonra vakit kaybetmeden Yahudi liderlerle yaptıkları kınama mesajları ve öldürülen askerlerin Müslüman olması olayın olumsuz yansımalarını bir nebze azalttı. Ama buna rağmen medyanın ve seçim sürecinde olan siyasilerin bu konu üzerinden nemalanma isteği apaçık ortada.
Netekim, 22 Mart Strasbourg Mitingi’nde Sarkozy bu olayı enine boyuna işledi ve ertesi gün yapılan kamuoyu yoklamalarında sosyalist aday Hollande’i geçtiği ortaya çıktı. Zaten ırkçı oyların peşinde olan Sarkozy bu fırsatı çok güzel değerlendirdi. Müslümanların daha görünür olması, helal etlerin bir çok AVM’de yer alması bazı ırkçı Fransızları zaten rahatsız ediyordu. Miting’te Sarkozy’nin radikal İslamcı ve terörist internet sitelerini ziyaret edenleri cezalandırma sözünün prim yaptığı anlaşılıyor. Birçok Fransız’ın normal Müslümanları bile terorist olarak gördüğü bir ortamda Sarkozy’nin yaptığı açıklamaların İslamofobi’yi körükleyeceği endişesi yaygınlaşıyor.
Diğer taraftan bazı Fransız entellektüeller polisiye metotlarla gençlerin aşırı ve fanatik görüşlerden korunamadığına dikkat çekerek eğitim sürecinin önemli olduğunu vurgulayarak ırkçı eğilimlere siyasiler tarafından prim verilmemesi gerektiğini savunuyor. Müslümanlarsa bu seçim sürecinde de şamar oğlanı olmamak için gereken tedbirlerin alınması ve başta siyasiler olmak üzere kanaat önderlerinin itidalli davranmalarını umuyorlar. Ama, entegrasyon sorunu yaşayan Fransa, Müslüman toplumuna hak ettiği yeri siyaset ve temsil noktasında vermekte zorlanırken Mohamed Merah’ın gerçekleştirdiği bu katliam Müslümanlar’ın gelişmesine ek bir engel teşkil edeceğe benziyor. Bu tür zorluklarla karşılaşmamak için Müslüman toplumu gençlerinin eğitimini ele almalı ve aşırı fikirlerden korumalıdır. Aksi takdirde İslamofobi’nin gelişmesinde kendi gençlerimizin hataları daha uzun süre rol oynayabilir. Elbette burda siyasiler ve medya üzerlerine düşen barışçıl görevi hakkıyla yerine getirmelidirler.
Diğer taraftan bazı Fransız entellektüeller polisiye metotlarla gençlerin aşırı ve fanatik görüşlerden korunamadığına dikkat çekerek eğitim sürecinin önemli olduğunu vurgulayarak ırkçı eğilimlere siyasiler tarafından prim verilmemesi gerektiğini savunuyor. Müslümanlarsa bu seçim sürecinde de şamar oğlanı olmamak için gereken tedbirlerin alınması ve başta siyasiler olmak üzere kanaat önderlerinin itidalli davranmalarını umuyorlar. Ama, entegrasyon sorunu yaşayan Fransa, Müslüman toplumuna hak ettiği yeri siyaset ve temsil noktasında vermekte zorlanırken Mohamed Merah’ın gerçekleştirdiği bu katliam Müslümanlar’ın gelişmesine ek bir engel teşkil edeceğe benziyor. Bu tür zorluklarla karşılaşmamak için Müslüman toplumu gençlerinin eğitimini ele almalı ve aşırı fikirlerden korumalıdır. Aksi takdirde İslamofobi’nin gelişmesinde kendi gençlerimizin hataları daha uzun süre rol oynayabilir. Elbette burda siyasiler ve medya üzerlerine düşen barışçıl görevi hakkıyla yerine getirmelidirler.