Yöneticiler bireysel karakterlerine, alt kültürlerine, karakterlerine, aldıkları eğitime göre değişse de genellikle tepede otururken her şeyin iyi gittiğini, kendilerinin başarılı olduklarını hissetmek isterler. İçerideki bazı olumsuz durumları görmek, sesleri işitmek istemezler.
Hangi kademede olursanız olun, bir yönetici olarak düşünün; “gerçekten içeride neler oluyor?”
Çalışanın duygusu, düşüncesi, işe bağlılığı, çalışma isteği.
Mevcut ve potansiyel müşterilerin kurumunuzla bağı, düşüncesi, memnuniyet derecesi gerçekte size gösterildiği gibi mi yoksa daha farklı mı?
ARA YÖNETİCİLER
Ya ara yöneticiler onlar, işlerini tam ve kurum hedeflerine göre mi yapıyorlar?
Gelişemeyen kurumlarda sorunun önemli bir bölümü de ara yöneticilerden kaynaklanıyor olabilir mi?
Personeli işe alan, strateji oluşumuna katkısı olan ve uygulayan, sahada olması gereken ara yöneticiler işletmelerin, kurumların ileri, geri gitmesi, yerinde saymasına sebep oluyor olabilir mi?
Ara yöneticileri göreve getiren üst yönetim ise bu durum üst yönetimin sorumluluğu mu, yoksa ara yöneticinin kabiliyetsizliği, umursamazlığı veya iş yapış biçimi mi?
İşletmeler bir bütündür diyoruz. Ahenkli çalışmalı, iyi bir orkestra gibi olmalı diyoruz. Diyoruz da başkaları için diyoruz. Kaç yönetici bu ifadeleri kendi işletmesi için düşünüp özeleştiri yapabiliyor?
PANSUMAN
İşte burada takılıp kalıyoruz. Tıkanıklık sebebini ve kaynağını bulmak yerine tıkanıklığın görüldüğü yere bir operasyon (Pansuman) geçmiş olsun. Her şeyi hallettik durumu var. İş dünyası pansumanlarla yol aldığında ise rekabet gücünü, ilerlemeyi, inovasyonu kaybediyoruz.
Evet belki bunlar günlük yoğun işlerinizin içinde detay ama bu konular çözülmeden ilerleme olmuyor. Denizin ortasında küreksiz bir kayıkla kalmak gibi. Sözün özü; İçeride neler olup bittiği önemli. İçeride “insan”ın çalıştığını unutmamak gerek. Sahi “insan” neydi?