İHRACATIN BÜYÜMEYE KATKISI DÜŞÜYOR
2016 fırsat yılı olabilir
2016’ya baktığımızda; petrol fiyatlarında yeniden bir tırmanış bekleyişi havası sezilirken ekonomileri doğrudan etkileyen FED faiz politikalarında aceleci davranma eğiliminde olmasa bile alacağı kararların faiz olayını hareketleneceği beklentisi devam etmektedir. Merkez Bankası’nda yaşanan görev değişikliği sonucu yeni yönetimin davranış etkilerinin nasıl olabileceği beklentisi de piyasalarda önemli rol oynayacaktır. Sanayi üretiminde ve parkende satış endekslerinde 2010 yılı baz alındığına Ocak – Şubat aylarında gözlenen artışla bir canlılık yaşanması, üzücü kahredici terörün getirdiği karamsar havayı kırmakta ve piyasalarda sevindirici bahar havası esmesini sağlamaktadır. Dış piyasalarda gelişmeler az da olsa olumlu seyrederken 2016 yılı büyümemize dış etkenlerin baskısı giderek artmaktadır. Rusya, Suriye ve Ortadoğu’da yaşanan gerginlikler belirsizliğini devam ettirmektedir. Şubat ayından itibaren gelişmekte olan ülkelere sermaye akışının tekrar canlanma eğiliminde olacağı izleniyor. Ancak ülkemiz şu anda geçmişte 2006-2007 yıllarındaki doğrudan yatırım cazibe seviyesine kavuşmuş değil. Güvenin yeniden sağlanması önem taşıyor. Zira sırada çığ gibi büyümeye meyyal sığınmacılık olayıyla desteklenecek sosyal sorunlar ve işsizlik büyük bunalımları beraberinde getirebilecektir. Oysaki akıllı davranabilinirse 2016 bizim için fırsat yılı olabilir. Dünya nitelikli eleman yetiştirerek 4. sanayi devrimine geçmeye hazırlanırken Türkiye hızla siyasi gerginliklerden kurtulup güven ortamı sağlamalı ve yatırım – üretim – ihracat seferberliği yeniden başlatılmalıdır. Aksi takdirde ummadığımız ambargoları ve krizleri elimizle davet etmiş oluruz.