Kırsalla ilgili bilinmesi gereken bazı önemli konular

Abone Ol

Bu haber Ziraat Mühendisi Osman İnan’ın gidakolik.com için daha önce yazdığı Kırsal Kalkınma Serisinin ilk makalesinden derlenmiştir.

Kırsal Alan Nedir?

Kırsal alan ifadesiyle, nüfus yoğunluğunun düşük olduğu, ekonomik hayatın daha çok tarım üzerine kurulu bulunduğu, doğal koşulların ve geleneksel değerlerin hayatı şekillendirmesinde etkin olduğu ve eğitim, sağlık, haberleşme gibi sosyal olanakların yeterince gelişmemiş olduğuna kaynaklık eden alanlar anlaşılmaktadır.

Bir yerin kırsal alan kabul edilmesi için ilk olarak nüfusun belirli bir sayıda olması gerekmektedir; buna göre kırsal nüfusu olarak sayılabilecek büyüklük OECD’ye göre km2 başına 150 kişinin altında yaşanan yerler kırsal alan kabul edilmektedir. Ancak bu tanım ülkelerin yönetimlerine göre değişebilmektedir.

Kırsal Alanların sınıflandırılması nasıldır?

Nüfusun %50 den fazlasının kırsal alanlarda yaşadığı bölgeler kırsallığı baskın bölgeler sayılmaktadır. Bunun yanında, nüfusun %15'inden az kesimi kırsal alanlarda yaşadığı bölgeler ise kentselliği baskın bölgeler olarak sınıflandırılmaktadır.

Kırsal alanlar, Entegre Kırsal Alanlar, Orta Derece Kırsal Alanlar, Tam Kırsal Alanlar olarak da sınıflandırılabilmektedir.

Bir diğer sınıflandırmada kırsal alanlar şöyle ayrılmaktadır; Bunlar, Yüksek derecede şehirleşmiş bölgelere yakın kırsal alanlar, Turizm amacıyla kullanılan alanlar, Çeşitli faaliyetlerin gerçekleştirildiği kırsal alanlar, Tarım faaliyetlerinin baskın olduğu kırsal alanlar, Ulaşım zorluklarının yaşandığı bölgelerdir.

AB Tarımsal Desteklemesinin Bir Kısmının Dayandığı IPARD Programında, Kırsal Alan Sınıflandırmasına bakacak olursak;

Baskın kırsal alanlar: Bir ildeki (IBBS 3 seviyesinde) toplam nüfusun %50’den fazlasının,  km başına 150 kişiden az nüfus yoğunluğuna sahip ilçelerde yaşadığı alanlardır. 

Orta ya da önemli kırsal alanlar: Bir ildeki (IBBS 3 seviyesinde) toplam nüfusun %15 ile %49.9’unun,  km başına 150 kişiden az nüfus yoğunluğuna sahip ilçelerde yaşadığı alanlardır.

Baskın kentsel alanlar: Bir ildeki (IBBS 3 seviyesinde) toplam nüfusun %15’inden azının, kmbaşına 150 kişiden  az nüfus yoğunluğuna sahip ilçelerde yaşadığı alanlardır. 

*IBBS (İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması)

Türkiye’de Kırsal Alan Tanımı Nasıl Yapılmaktadır?

Türkiye’nin kırsal alan tanımı, kırsal kalkınma strateji belgesinde yapılmış, nüfusu 20.000 kişi ve altı yerleşimler kırsal alan kabul edilmiştir.

*İlgilenenler ayrıca bakabilir, IPARD programı Türkiye’nin kırsal haritasını çıkarmış. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) da bu haritaları kullanmaktadır.

Türkiye’de Kırsal Alan Stratejisinin Nasıl Yürütüldüğünü Görmek İçin Nereye Bakmalıyım?

Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji Belgesi (2014-2020).

Kırsal Kalkınma Eylem Planı (2015-2018)

T. C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Stratejik Plan (2018-2020).

T. C. Kalkınma Bakanlığı Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)

T. C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023)

IPARD Programı (2014-2020)

Tarım Bakanlığına Bağlı Kurumlardan Gelen Yıllık Faaliyet Raporları.

Türkiye’de Kırsal Nüfus Oranı Ne Kadardır?

Kırsal alanların nüfusuyla ilgili de çokça tartışma yapılmaktadır. 2012 yılında Türkiye’de il ve ilçe merkezinde yaşayan nüfus oranı yüzde 77,3 belde ve köylerde yaşayan nüfus oranı da yüzde 22,7 idi. 6360 Sayılı Büyükşehir belediyesi kanunu ile yapılan bir yasal düzenleme ile 16 bin 800 köy belediye sınırlarına dâhil edilerek mahalle haline getirilmiştir. Türkiye’nin %52 ‘sinde idari yapı değişmiştir. 2016 yılında il ve ilçe merkezlerindeki nüfus oranı yüzde 92,3’e yükselmiş olup belde ve köylerdeki nüfus ise yüzde 7,7’ye düşmüş bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemenin amacı yerleşim yerlerine daha iyi hizmet getirmek olarak açıklanmıştır.

Yasanın Avantaj ve Dezavantajlarına Kısaca Bakacak Olursak (Ayyıldız 2016);

Yasa pek çok düzenleme getirmiştir. Aşağıda en önemlilerine değinilmiştir.

Yasanın Avantajları;

Belediyelerim, yol yapımı çalışmaları, içme suyu temini, içme suyu hatlarının döşenmesi, kanalizasyon ve atık su hatları, çocuk oyun bahçeleri, spor tesisleri vs. birçok faaliyette uzmanlaştığı söylenebilir.

Yasa ile birlikte 16.800 köyün tüzel kişiliği kaldırılarak belediyelere bağlı mahalle haline gelmiştir. Bu yasa öncesi köylere ilişkin temel hizmetler köy bütçesi ve il özel idaresinin destekleri ile sağlanmaktaydı. Bu anlamda, köy bütçesindeki yetersizlikler ve il özel idarelerinin yetki ve sorumluluklarının oldukça fazla oluşu sebebiyle temel hizmetler tam anlamı ile karşılanamamaktaydı. Temel hizmetler kapsamında değerlendirilen bu faaliyetlerin belediyeler tarafından gerçekleştirilecek olması kırsal alandaki yaşam şartlarının iyileştirilmesi açısından önemlidir.

Kırsal yerleşim yerlerinde sağlıklı yapılaşmanın ve afet riski olan yapıların denetiminin olmayışı birçok problemi beraberinde getirmekteydi. Belediyelerin bu yönlü bir hizmeti üstlenecek olması planlı yapılaşma için önem arz etmektedir. Öte yandan, il idari sınırları içerisinde taşımacılık sistemlerinin tek elden ve belediyeler aracılığı ile kontrol edilecek olması, kırsal nüfusa ulaşım konusunda birçok kolaylık sağlayacağı düşünülmektedir.

Yasanın Dezavantajları;

Belediyelerin hizmet götüreceği alan genişletilmiştir. Belediyelerin, kent merkezlerinden uzaklaşıldıkça yerleşim birimlerine götüreceği hizmet kalitesinin azalabileceği muhtemel görünmektedir. Diğer yandan, köy bütçesinin kaldırılması köylü devlet işbirliği ile yapılacak çalışmaların etkinliğini azaltabilir.

Önceki yıllarda il özel idaresi katkısıyla veya proje bazında köylü devlet işbirliği ile sağlık ocağı ve okul yapımı, içme suyu hatlarının döşenmesi vb. birçok çalışma yürütülmüştür. Bu çalışmalarda köy bütçesi önemli görev üstlenmiştir. Nitekim il özel idareleri, il genel meclisi kararı ile nakdi ve ayni olarak köy bütçesine katkı sağlamışlardır.

Büyükşehir yasası ile birlikte köylerde yapılacak olan birçok hizmetin ya belediye personeli aracılığıyla ya da taşeron firmalara ihalesi ile mümkün olabilecektir. Bu doğrultuda, köy bütçesi olmaksızın salt belediyelerin getireceği hizmet kısa vadede yetersiz kalacaktır. Mali açıdan zayıf durumdaki ilçe belediyelerinin köy yerleşim yerlerine belediye hizmetlerini götürmeleri ayrı bir endişe oluşturmaktadır. Çünkü nüfusu az olan birçok ilçe belediyesi mali olarak zayıf ve borçlu durumdadır. Dolayısıyla bu belediyelerin hizmet önceliği ilçe merkezindeki mahalleler olacaktır. Bu durum ilçe merkezine uzak olan köy yerleşimlerinin belediyecilik hizmeti açısından ihmal edileceği anlamına gelmektedir.

Köy tüzel kişilikleri yanı sıra çok sayıda belde belediyesi kaldırılmış ve söz konusu beldeler belediyelere bağlı mahalle konumuna getirilmiştir. Beldelere ait taşınır ve taşınmaz varlıklar, büyükşehir sınırları içerisinde ilçe belediyelerine devredilmiştir. Bu durumda, hizmetlerin götürüleceği endişesine ek olarak hizmetlerin ne zaman ulaştırılacağı endişesi de doğmaktadır.

Kırsal nüfusun, temel hizmetlerinin karşılanamayacağına ilişkin bir takım endişelerin yanı sıra mali yükümlülüklerinin artacağı bilinmektedir. Bu doğrultuda kırsal alanda yaşamaya ilişkin itici güçlerin ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Su ve atık su ücretleri, emlak vergisi, yapılacak inşaatlara ilişkin proje masrafları ve diğer mali yükümlülükler bunlardan bazılarıdır. Yasa çerçevesinde bu tür mali yükümlüklerin belirli bir zaman sürecinde yansıtılacağı belirtilmektedir. Ancak bu tür maliyetlerin gelir düzeyi düşük olan kırsal nüfusun yaşam standartlarını zorlayacağı düşünülmektedir.

Kırsal’da Hangi Sektörler Bulunmaktadır? Bunun İçinde Türkiye’de Tarımın İstihdamda Katkısı Ne Boyuttadır?

Günümüzde kırsal alanlarda kırsal turizm, ormancılık, küçük gıda imalatları vb. tarım dışı işlerin de olduğu yerleşim birimleri bulunmaktadır. Ancak tarım yine kırsal alanlarda en önemli sektördür.

2019 yılı verilerine göre tarımda istihdam çalışan nüfusun yüzde 20 ’lerine tekabül ediyor, yani 5 milyon kişinin biraz üzerindedir. Tarım sektöründe çalışan kesimin 2.8 milyonu erkek, 2.3 milyon kadın, bu rakam toplamda tüm ülkede çalışan erkeklerin yüzde 15,5’i, çalışan kadınların da yüzde 30,7’sini oluşturmaktadır. Bunun yanında, tarımda çok büyük oranda kayıt dışılık bulunmaktadır. Resmi olmayan verilere göre tarımda çalışanların yarısı kayıt dışı çalışmaktadır.

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }