1980’lerden itibaren artan ithalat ve ihracat faaliyetleriyle lojistik sektörü, özellikle karayolu taşıma cılığına odaklanarak büyümüştür. Şehirlerarası yollar, otoyollar ve TIR filoları geliştirilmiş, sınır kapıları genişletilmiştir. Ancak demiryolu ve denizyolu taşımacılığı yeterince ge lişmemiştir. Oysa lojistik sektörünün sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için çok modlu taşımacılığın, yani birden fazla taşıma yönteminin entegrasyonu oldukça kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Türkiye’nin enerji tüketimi ve çevre kirliliği açı sından karayolu ağırlıklı taşımacılı ğın dışına çıkması gerekmektedir.
LOJİSTİĞİN GSYH’DEKİ PAYI YÜZDE 10
Lojistik sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 10 civarındadır ve bu da sektörün büyüklüğünü göstermektedir. An Bir Strateji ve Doğru Yönetim uyum süreçlerinin hızlandırılması da sektörün verimliliğini artıracak adım lar arasında gösterilebilir. cak altyapı ve süreçlerin verimliliği konusunda hâlâ eksiklikler vardır. Demiryollarının özelleştirilmesi ve modernizasyonu konusundaki adımlar beklenenden daha yavaş ilerlemektedir. Oysa ki demiryolu taşımacılığı, uzun vadede maliyet avantajı ve çevre dostu olmasıyla önemli bir alternatiftir. Türkiye’de bu alana yapılan yatırımların hızlanma sı, lojistik sektörünün verimliliğini ciddi oranda artırabilir. Bir diğer önemli sorun ise son günlerde karayolu taşımacılığındaki TIR şoförlerinin Avrupa’ya girişte yaşadığı Schengen vizesi sıkıntıla rıdır. Vize süreçlerindeki zorluklar, ihracatı olumsuz etkilemekte olup sektördeki firmalar bu durumu çöz mek için çeşitli diplomatik girişim lerde bulunsalar da henüz istenen seviyede bir kolaylık sağlanabilmiş değildir. Bu durumun çözülmesi için Türkiye ve AB arasında lojistik iş gücünü kolaylaştıracak özel bir vize uygulaması veya iş birliği modeli geliştirilmelidir.
BÖLGESEL LOJİSTİK MERKEZİ OLMA HEDEFİ
Gümrük süreçleri de lojistik faaliyet lerin önemli bir kısmını oluşturmak tadır. Ancak uzun bekleme süreleri ve evrak yükü nedeniyle verimsiz bir süreç haline gelebilmektedir. E-gümrük sistemlerinin tam olarak entegrasyonunun sağlanması ve dijitalleşmenin yaygınlaştırılması, iş lemlerin hızını artıracaktır. Bu sayede işlemler daha hızlı, güvenli ve şeffaf hale getirilebilir. Ayrıca sınır kapıla rındaki altyapı iyileştirmeleri, gümrük personelinin eğitimleri ve mevzuat Lojistik köyler, taşımacılık ve da ğıtım süreçlerinin merkezileşmesini sağlayan yapılar olarak Türkiye’de kurulmuştur. Ancak altyapı ve orga nizasyon eksiklikleri nedeniyle tam anlamıyla verimli çalışmamaktadır. Bu köylerin demiryolu ve liman bağlantılarının güçlendirilmesi, çok modlu taşımacılığı teşvik edecek ve Türkiye’nin bölgesel lojistik merkezi olma hedefine katkı sağlayacaktır.
ÖĞRENCİLERE PRATİK EĞİTİMLER VE STRATEJİ
Nitelikli iş gücü eksikliği de sek törde önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bu açığı kapatmak için öğrencilere sadece teorik bilgi değil sahada uygulayabilecekleri pratik eğitimler verilmelidir. Ayrıca mesleki eğitim kursları ve sertifika program ları yaygınlaştırılabilir. Lojistik firma lar ile meslek liseleri, üniversiteler ve özel eğitim kurumları arasında iş birliği yapılması bu süreci hızlandı racaktır. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içe risinde Lojistik Performans Endek si’nde (LPI) üst sıralara tırmanması için kapsamlı bir strateji benimse mesi gerekmektedir. İlk adım, lojistik altyapısına yapılacak yatırımların artırılması olmalıdır. Özellikle demiryolu ve liman bağlantılarının güçlendirilmesi, karayoluna olan bağımlılığın azaltılmasına yardımcı olacaktır. Gelecek, lojistiği doğru yönete bilen ülkelerin ellerinde şekillene cektir