MARKALI KONUT MİTİ
Hiçte değil! Marka olabilmenin şartları oldukça farklıdır; öncelikle markanın müşteriye belirli bir vaadi olmalıdır ve bu vaad markayı diğer rakiplerinden farklılaştıran bir üstünlük içermelidir; En Teknolojik çözümler gibi… İkinci olarak marka istikrarlı şekilde tüketicilerine karşı vaadini yerine getiriyor olmalı ve geçmiş uygulamaları buna referans olmalıdır. Halbuki bugün ilk projesini yapan bir firma bile yeterli reklam harcamasını yaptığında kendisini marka olarak tanımlayabiliyor. Bunun yanısıra tabi ki marka ve bilinirlik paralel ilerleyen konulardır. Oysa ki reklam mecralarının etkin planlanmadığı birçok proje bir yığın para harcadığı halde hedef kitlesi tarafından duyulmamış olabilmektedir. Aynı zamanda marka müşterisine bir hizmet vaad eder, konut projeleri için bu söz verilen kalitede ve zamanda bir imalat ve teslimden sonra da 7/24 kaliteli servis ve müşteri ilişkileri demektir. Marka, müşteri sadakatini sağlamalıdır. Halbuki birçok projede baktığınızda bu hizmet anlayışından eser yoktur ortada. Konut satın alan hemen herkes inşaat şirketi ile bir şekilde sorun yaşamış, ilgisizlikten yakınmış, muhatap bulamamış veya evini aldığında sergilenen imajla kıyaslandığında yeteri derecede tatmin olmamıştır. Maalesef markalı olduğunu iddia eden inşaat firmaları kurumsal yönetim anlayışından çok uzak durumdadırlar.
Türkiye’de inşaat firmaları için marka olmak medyaya para harcamakla eşdeğerdir. Firmalar bu reklamları bile son derece sübjektif şekilde planlarlar ve bu paraları harcamalarının marka olmalarına yeteceğini varsayarlar. Hatta firma markasını süper lüks, meta lüks gibi bir takım kategorilerde konumlandırmaya çalışır. Halbuki konumlandırma ancak müşteriler tarafından yapılabilir, hiçbir marka ben meta lüksüm diyemez aslında, yaptıkları ve hizmeti bu algıyı yaratıyor olmalıdır. Bunu “ben güvenilirim” demeye benzetebiliriz, gerçekten güvenilir olan hiç kimse ben güvenilirim demez! Geçenlerde meta lüks olduğunu iddia eden bir markanın gazetede süper market indirim ilanı formatındaki reklamlarını görünce aklıma bu takıldı; reklam anlayışı vasat bir market düzeyinde olan bir marka, resimlerinde yabancıların fotoğraflarını kullanarak vaad ettiği lüksü yansıtabilirmiydi? Cevap tabi ki hayır.
Marka olabilmek; hizmet ve ürün kalitesini istikrarlı şekilde sürdürebilmenin, müşteri odaklı ve sorun çözmeye dayalı bir yaklaşım belirlemenin, tutarlı bir vaadi sahiplenmenin, tüketiciyle olan iletişim dilinin tutarlılığının, bir takım sosyal sorumluluklar ve manevi değerlerle ilişki kurulmasının ama hepsinden önemlisi firmanın vizyonunun açıklıkla ortaya konabilmesinin bir sonucudur. Yani harcanan reklam parasıyla bir alakası yoktur. Ürün veya hizmet ile markanın iletişimi tutarlı olmalıdır. Halbuki marka olduklarını iddia eden inşaat firmalarının reklamları tutarlı bir marka iletişimi yürütmek bir yana kampanya reklamları olarak bile oldukça başarısız ve yaratıcılıktan uzaktır. Markalı Konut olduğunu iddia etmek te bana aynı güvenilir olduğunu iddia etmeyi hatırlatıyor “Öyle olduğunu iddia ediyorsan büyük ihtimalle değilsindir”.