Yani Merkel aynen Sarkozy gibi seçimi kaybedecek gibi! Çünkü 2010 yılında yapılan seçimlerde % 34,5 oy alan ve 9 Mayıs 2012 tarihinde yapılan kanuoyu araştırmasında % 30 oy alacağı tahmin edilen CDU'nun son yerel seçimde ancak % 26,2 oy aldığı görüldü.
Sosyal Demokrat Parti 2010 yılında % 34,5 oy almış, son kamuoyu yoklamasında ise % 37 oy alacağı tahmin edilmişti. Sandık sonuçları ise % 38,9 oldu.
Sol (Linke) partinin seçim barajını aşamayacağı, bir hafta önce Schleswig-Holstein eyaleti seçimlerinde de sürpriz yaparak yüksek oy olan FDP'nin % 8,4 (2010 seçimlerinde % 6,7, son kamuoyu yoklamalarına göre % 6) oy alarak bir sürpriz yaptığı görülüyor.
Son yapılan eyalet seçimlerinde barajı aşarak parlamentoya girmeyi başaran Piraten (Korsanlar) bu defa da % 8 oy alarak eyalet parlamentosuna girmeyi başardı.
Yeşiller partisinin pazar günü aldığı %11,4 oy ile (2010 seçimlerinde ve son kamuoyu yoklamalarında % 12,1 oy almıştı.) 2010 yılından beri azınlık hükümetini sürdüren SPD/Yeşiller koalisyonu yeni seçimler sonucunda rahat bir çoğunluğa kavuşmuş oldu.
Bir hafta önce Schleswig-Holstein eyaletinde yapılan seçimlerde de oylarını % 25,4'ten % 30,4'e çıkaran sosyal demokratlar önemli bir zafer kazanmışlardı. Eyalet hükümetini oluşturan koalisyon partileri hatırı sayılır oy kaybına uğramıştı. CDU oyları %31,5'dan % 30,8'e düşerken FDP oyları da %14,2'den % 8,2'ye düşmüştü. Linke (Sol Parti) barajı aşamayarak parlamento dışında kalırken, Piraten (Korsanlar) beklendiği gibi % 8,2 oyla eyalet parlamentosuna girmeyi başarmışlardı.
Böylece SPD ve Yeşiller (%13,2) 'Danimarkalıları' temsil eden azınlık partisi SSW ile yeni hükümeti kuracaklar. Böylece bugüne kadar Almanya'daki 15 eyaletin sekiz tanesinde hükümette olan CDU bu çoğunluğu kaybedecek. Oran 8:7 CDU lehine durumdan, aynı oranlarla SPD lehine değişecek.
Aslında 6 Mayıs Pazar günü AB'nin geleceği tayin edildi. Fransa'da soyalistlerin adayı François Hollande 1995 yılından beri seçilen ilk sosyalist Cumhurbaşkanı olarak Sarkozy'yi % 51,7 oranındaki oy ile geçti. Hollande,
Avrupa'daki kemer sıkma politikalarına son verilerek büyümeye öncelik verilmesi söylemleri ile AB'de Merkel/Sarkozy ikilisinin yaklaşımının değişeceğinin ilk işaretlerini vermişti. Bu yenilgiden sonra Sarkozy cenahının da parçalanmasını beklemek gerekiyor.
Avrupa'daki kemer sıkma politikalarına son verilerek büyümeye öncelik verilmesi söylemleri ile AB'de Merkel/Sarkozy ikilisinin yaklaşımının değişeceğinin ilk işaretlerini vermişti. Bu yenilgiden sonra Sarkozy cenahının da parçalanmasını beklemek gerekiyor.
Avrupa Birliği için diğer önemli seçim de Yunanistan'da yapılmıştı. A.Samaras liderliğindeki Yeni Demokrasi (ND) seçmenin tepkisinden kısmi zararla kurtuldu, oyları % 33,5'tan % 18,9'a indi. Fakat tüm kemer sıkma görüşmelerini yürüten Venizolos'un Pasok'u, bir önceki seçimde % 43,9 oy almışken, % 13,2'ye düşerek ancak üçüncü parti olabildi. Radikal solu temsil eden Syriza oylarını
% 4,6'dan % 16,8'e çıkardı ve ikinci parti oldu.
Bu sonuç ile sadece iki büyük parti değil, Yunanistan'ı kurtarması düşünülen AB kemer sıkma ve tasarruf politikaları da ciddi bir darbe aldı. Alexis Tsipras liderliğindeki Syrizia'nın aldığı oylar da seçmenin bu tutumunu göstermekte. Neo faşist Altın Şafak partisi %7, oy oranını
% 7,5'tan % 8,5'e çıkaran Komünist Parti ve Almanya düşmanlığını seçimlerde kullanarak
% 10,6 oy alan ANEL, aşırı uçlara kayışı göstermekte. Yunanistan'da ilk koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine 17 Haziran günü yeni seçimlerin yapılmasına kesin gözle bakılıyor.
Tüm bu seçim sonuçları dikkate alındığında, bir yıl içerisinde yani Merkel sonrasında AB politikalarında önemli değişiklikler bekleyebiliriz. Sonuç iyi mi kötü mü olacak tabii bilinmiyor.