İngilizler sadece Londra'da olimpik sporlarda madalya atılımı yapar durumda değil. Öyle gözüküyor ki, ABD ve Avrupa Merkez bankaları, bir üzüp bir sevindirerek insanları şaşırtırken ve piyasaları sallarken, İngiliz Merkez Bankası da Merkez bankacılığında da çok önemli bir yaklaşım içinde ve öne geçmekte! Önce ABD ve Avrupa Merkez Bankası'nın yaptıklarını özetlememiz gerek.
ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Bernanke, son dönemde üçüncü parasal genişlemeyi yapıp yapmamak için karar verme sürecinde idi. FED ekonomiyi tekrar desteklemek gerekirse ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını ve hatta da bugüne kadar kullanmadıkları yaklaşımları da devreye sokacaklarını belirtti ama piyasayı rahatlatacak bir takvim ve icraat planı açıklamadılar. Halbuki son dönemde büyüme hafifçe yavaşlamakta, sanayi üretimi gerilemekte, enflasyon düşmekte ve işsizlik verileri bir ileri bir geri gitmekte idi. Merkez Bankası'nın açıklamlarının arasında piyasa açısından önemli olan sadece 2012 yılının ilk yarısında ekonominin hız kestiğinin resmen tescil edilmesi oldu. Gene de ABD'nin resesyona girmeden ilerlemesi piyasaların aşırı reaksiyon vermelerine neden olmadı.
Bernanke'den sonra konuşma sırası gene geçen perşembe günü Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi'ye gelmişti. Bir hafta evvel Draghi 'Euro ve euro sitsemini ayakta tutmak için elden gelen her şeyi yapmaya hazırız' şeklinde bir beyanat ile piyasaları uçurmuştu. Ama bu perşembe günü ondan da icraat planı ve detayı ve de icraat takvimi bekleniyordu. ABD resesyonda değildi ama Avrupa uçurumun kenarından düşmek üzere idi. Ama Draghi de ne plan ne de takvim vermeyince tüm dünya piyasalarında bir satış dalgası başladı. Kötürümserlik dozu arttı ve her yeri sardı.
Fakat cuma günü ilginç bir değişme gerçekleşti. Daha doğrusu Draghi'nin açıklamaları daha dikkatle okundu, anlaşıldı ve birden hava değişti. Perşembe günü satan yatırımcılar cuma günü almaya başladılar.
Piyasa ilk başta kötümser olmuştu. Ama hafta sonuna girilirken işler değişti. İspanya cuma günü bir basın toplantısı yaparak ülkenin Merkez Bankası'na kamu kağıdı alması için müracaat edeceğini belirtti. Ama Rajoy Merkez Avrupa Merkez Bankası'nın planının detaylarını da görmek istediğini vurguladı. Bu bir ilk olmuştu ve piyasa birden kötümserlikten çıktı ve iyimserliğe geçti, yatırmcılar yeniden almaya başladılar ve borçlanma faizleri düşerken moraller düzeldi. Bu arada İspanya 2014 yılı sonuna kadar 102 milyar euroluk bir harcama kısıntısı planını da Avrupa Komisyonu'na sundu. Böylece geçen yıl yüzde 8.9 olan bütçe açığı/GSYİH oranı 2014 sonunda yüzde 3 değerine gelecekti.
Yapılan yorumlara göre kurtarma fonları doğrudan yeni çıkan kamu borç senetleri alırken, Merkez Bankası da ikincil piyasadan eski kamu borç senetlerini alacaktı. Ama tabii son karar gene siyasiler tarafından verilecek!
Bu arada Princeton Üniversitesi Profesörü ve ABD Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Alan Blinder ise geçen hafta İngiltere Merkez Bankası'nın yeni bir yaklaşımını Wall Street Journal için yazdığı bir makalede gündeme getirdi.
İngiliz Merkez Bankası'nın yaklaşımını tartışan makaleyi önümüzdeki günlerde detaylı gündeme getireceğiz. Ama bugün kısa bir açıklama yapalım.
Blinder'a göre Avrupa Merkez Bankası bankaların nakit üzerinde oturup piyasadaki likiditeyi ve özellikle küçük ve orta boy şirketlere krediyi artırmamaları üzerine yeni bir yaklaşımla kredi miktarını artırmaya çalışacaktı. Bankaların kredi vermesini artırmak için bir yol karlılıklarını artırmaktı. Bunun bir yolu da bankaların fonlama maliyetini azaltmaktı. Bu hedefe dönük olarak İngiliz Merkez Bankası küçük bir rakam olan 25 baz puan yıllık maliyetle elindeki portföyden ülke kamu kağıtlarını (dört yıla kadar vadeli kağıtları ) bankalara borç olarak (yani emaneten) verecekti ve bankalar da bu Hazine bonolarını teminat olarak kullanıp piyasadan düşük maliyetli borç alarak kredi verecekti. Bu yaklaşımda önemli olan nakit üzerinde oturan bankalara, kredi vermek için bir müşevvik (incentive) veriliyordu. Daha düşük fiyatla borçlanarak daha fazla kar edeceklerdi, risk de azalıyordu!
İngiltere'nin bu icraat planını ileride detaylı tartışacağız ama bu hafta başında piyasalar iyimser başlar diye düşünüyorum. Dikkat edilirse biz farklı durumdayız. 2011 ve 2012 sürecinde biz cari denge açığını ve büyümeyi düşürmek için krediyi yavaşlatmaya çalışıyorduk ve bu nedenle de banka karlarını düşürüyorduk, kararsız Kasım ülkeleri ise tam tersini yapmak zorundalar!