Bu pazar günü Güney Kıbrıs Avrupa Birliği'nin kuralları gereği ve uygulanan Başkanlık Rotasyon sürecinin sonucu olarak AB'nin direksiyonuna oturacak. Ancak Güney Kıbrıs'ın ekonomik durumu perişan... Bilindiği gibi Güney Kıbrıs bankaları Yunanistan kamu borç senetlerinin en büyük müşterilerinden biri. Yunanistan kamu borç senetlerinin değerlerinin büyük ölçüde düşerek adeta sıfırlanması sonucu Güney Kıbrıs bankaları da batmış bulunuyor.
Dan Bilevsky tarafından yazılan bir haberde, yapılan gayriresmi tahminlere göre Güney Kıbrıs bankalarının kurtarılması için kabaca 10 milyar euro civarında bir fon bulunmalı.
Güney Kıbrıs'ın birçok önemli sorunu daha var. G. Kıbrıs'ın başında bir komünist olan Demetris Christofias bulunmakta. Bu nedenle de IMF, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu ile sürekli atışmakta. IMF ve diğerleri de yardım için reform şartı koymakta ve borcu ülkeye değil, bankalara vermeye çalışmakta.
Christofias ve partisi de, diğer taraftan gelecek yıl Güney Kıbrıs'ta yapılacak olan seçimlere de hazırlanmak zorunda. Bu nedenle de Yunanistan tipi ağır kemer sıkma önlemleri uygulamak yerine, Rusya veya Çin'den bir kredi almanın peşine düşmüş bulunuyor. Ancak kemer sıkma karşıtı bazı Avrupa ülkeleri tarafından anti kemer sıkma söylemleri hoş görülse de, inşaatçı bir babanın çocuğu olan ve Rusya'da eğitim görümüş bulunan Christofias, 27 ülkelik AB içinde tek kömünist lider ve Vladimir Putin'i sürekli destekleyen biri olduğu açıkça bilinen biri!
Zaten ekonomik kriz nedeni ile büyük büyük bir bölünme yaşayan ve temelleri sallanan AB ve Euro sistemi için, Christofias'ın Başkanlık dönemi önemli sorunlar yaratabilecek bir dönem olabilir. Siyasi analistler geçmişte Christofias'ın ve partisinin “Batı'ya bakmak yerine Doğuya bakmayı seçen” bir tercihi temsil ettiğini vurgulamaktalar.
Wikileaks gündeme oturduğunda Christofias'ın sürekli Fidel Castro'yu methettiği, Venezüella'nın Nicosia'da elçilik açmasını teşvik ettiği, İran'ı desteklediği ve NATO'ya da sürekli bozulduğu bazı dokümanların ortalığa dökülmesiyle açığa çıkmıştı. Bu nedenle 6 ay sürecek olan AB Başkanlığı döneminde objektif davranamayacağı ve bazı diplomatik sorunların ortaya çıkabileceği de konuşuluyor. Tabii Kıbrıs'ta Kuzey ile Güney Kıbrıs arasındaki çekişmelerin alevlenmesi olasılığı da bulunuyor. Bilindiği gibi 2008 yılında yeniden başlayan Kuzey ve Güney Kıbrıs arasındaki görüşmeler kiltilenmiş durumda. Türk tarafı birleşme taraftarı bir yaklaşım içinde olmasına rağmen Yunan tarafının yapılan referandumda hayır oyu vermesi görüşmeleri kilitlemişti. İsrail ile Güney Kıbrıs arasındaki enerji konusundaki işbirliği ve Türkiye'nin bu işbirliğine karşı kendi enerji arama operasyonunu genişletme girişimi hamlesi de yeni gerilim kaynağı olmakta.
Medyaya göre Güney Kıbrıs'ın Ticaret ve Enerji Bakanı Neoklis Sylikiotis ise bulunan doğalgaz kaynaklarının 6-8 yıl arasındaki ilk yatırım süreci sonrasında yılda üç dört milyar euro gelir akışı sağlayacağını umduğunu söylüyor. Güney Kıbrıs gaz kaynaklarının geliştirilmesi için Texas kökenli Noble Energy şirketi ile anlaşmış durumda. Türkiye de kendi girişimlerini geliştirmekte.
1 YILDIR PİYASADAN BORÇLANAMIYOR
GÜNEY Kıbrıs bir yıldır uluslararası finans piyasalarından borç alamaz durumda. Fitch pazartesi Güney Kıbrıs'ın ratingini 'junk' düzeyine indirmişti. Bunun sonucu olarak da Güney Kıbrıs devlet borç senetleri de Avrupa Merkez Bankası tarafından teminat olarak kabul edilemiyor. Güney Kıbrıs zayıf ekonomisi nedeniyle zaten Rusya'dan şu ana kadar 2.5 milyar euro borç almış bulunuyor. Kıbrıs'ta askeri üssü bulunan İngiltere de bir ara Güney Kıbrıs'a borç vermeyi düşünmüş ve sonra vazgeçmişti. Güney Kıbrıs Hükümeti'nin gelecek yıl içinde 2 milyar euro borç geri ödemesi de var. Ama yeni borç alabilmesi de birçok reform adımı atmasına bağlı. Christofias ise seçimleri düşünerek reforma yanaşmayan bir tutum içinde olmuştu. Güney Kıbrıs'ın ikinci büyük bankası olan Bank Popular'ın da 30 Haziran gününe kadar AB bankacılık kuralları çerçevesinde 1.8 milyar euro sermaye bulması gerekiyor.