İş Dünyası

Personeline Araç Tahsis Eden Şirketler İçin Vergisel Riskler Artıyor!

Özellikle, üst düzey yöneticiler ile satış ve pazarlama gibi departmanlardaki çalışanlara iş amaçlı araç sağlanması, artık vergi incelemelerinde yeni bir tartışma konusu olmuş durumda. Maliye, araçların iş dışı kullanımına ilişkin giderleri, şirketlerin personeline sağlanan menfaat olarak değerlendirip, bu giderlerin ücret olarak vergilendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu durum ise şirketler için büyük bir vergi riski oluşturuyor.

Abone Ol

Vergisel Yük ve Cezalı Tarhiyatlar

Şirketler, yıllardır yöneticilerine ve personeline araç tahsis ediyorlar. Ancak, son zamanlarda yapılan vergi incelemelerinde, iş dışı kullanım (işe geliş-gidiş, hafta sonu, bayram tatili vb.) ile ilgili giderlerin şirketler tarafından karşılanmasının, çalışanlara sağlanan menfaat olarak kabul edilmesi gerektiği öne sürülüyor. Bu durumda, araçların iş dışında kullanılan kısımları, şirketin vergi yükünü artırıyor ve cezalı tarhiyatlara neden olabiliyor.

Maliye'nin Görüşü ve Tarhiyatların Dayanağı

Maliye, üst düzey yöneticiler ile personeline tahsis edilen araçların iş dışında kullanıldığında, iş dışı kullanım giderlerinin net ücret olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu görüş doğrultusunda, şirketlerin bu giderleri vergiye tabi tutarak gelir vergisi stopajı uygulamaları isteniyor. Maliye’nin bu görüşü, vergi ziyaı cezalı tarhiyatların temel dayanağını oluşturuyor.

Danıştay’ın Kararı ve Yeni Yorum

Danıştay, son bir kararıyla Maliye’nin görüşünü destekleyen bir değerlendirme yaptı. Mahkeme, araçların iş dışı kullanımı ile ilgili giderlerin ücret olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi. Ancak, Danıştay, şirketlerin sadece iş için kullanılan araçlar için bu tür bir vergi yükümlülüğü getirilmesi gerektiğini belirterek, somut testler yapılması gerektiğini ifade etti. Yani, araçların ne kadar süre özel amaçlarla kullanıldığının test edilmesi gerektiği, varsayımlar üzerinden karar verilmemesi gerektiği vurgulandı.

Yorum ve Değerlendirmeler

Uzmanlar, Maliye’nin bu görüşünü "zorlama" olarak nitelendiriyor. Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. Maddesi, ücretin tanımını çok geniş tutuyor ve neredeyse her türlü menfaatin ücret olarak kabul edilmesine yol açabiliyor. Ancak, çalışanlara tahsis edilen araçların sadece iş amaçlı kullanıldığının dikkate alınması gerektiği savunuluyor. Yani, cep telefonu veya bilgisayar gibi iş amaçlı kullanılan araçların eve götürülmesinin ücret olarak değerlendirilmemesi gerektiği gibi, araçların iş dışında kullanılması da ücret olarak kabul edilmemeli.

Çözüm Olarak Yüzde 70-30 Kısıtlaması

Maliye, 2020’deki düzenlemeyle binek otomobillerin giderlerinin %70'inin kurumlar vergisinden indirilmesini kısıtladı. Bu, şirketlerin binek otomobilleri hem iş hem de özel kullanım için tahsis etmesinin vergi uygulamalarını netleştirdi. Uzmanlar, bu düzenlemenin zaten bu tür vergi risklerini ortadan kaldırdığını belirtiyor. Ancak, hala bu konuda tartışmaların devam etmesi, vergi uygulamalarında kafa karışıklığına neden oluyor.

Şirketler, personeline araç tahsis ederken daha dikkatli olmalı ve iş dışı kullanımlara ilişkin giderlerin nasıl değerlendirileceği konusunda bilinçli olmalıdır. Maliye’nin ise, binek otomobillerin giderleriyle ilgili düzenlemenin getirdiği kısıtlamayı göz önünde bulundurarak, araç tahsislerinin vergiye tabi tutulması konusundaki görüşünü yeniden değerlendirmesi gerektiği ifade ediliyor. Şirketlerin bu tür vergisel sorunlarla karşılaşmamak için doğru uygulamaları benimsemesi büyük önem taşıyor.

Kaynak: Abdullah Tolu / Ekonomim.com

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }