Deniz taşımacılığı uzak mesafede, en yaygın kullanılan taşımacılık şeklidir. Denize kıyısı olan ülkelerin, yine denize kıyısı olan ülkelerden yüklenecek ürünler için, en ekonomik ve problemsiz taşıma şekli olarak deniz taşıması tercih edilmektedir. Kıtalararası taşımacılıkta ise, çok küçük olan hava taşımasının yanında deniz taşımacılığı önemli bir yer almaktadır. Deniz taşıması denildiğinde akla ilk gelen şey; yüklerin gemilere yüklenmesi ve gideceği limanda boşaltılmasıdır. Konteyner taşımacılığı bu anlayışı değiştirmiş ve deniz taşımacılığının içine bir de konteyner taşımacılığı alternatifini eklemiştir. Her iki taşıma şeklinde de gerek gemi yüklerinin, gerekse konteynerlerin karayolu veya demiryolu ile limana kadar taşınması, burada vinçlerle gemilere yüklenmesi, gittiği limanda tekrar gemilerden tekerlekli araçlara veya demiryolu vagonlarına yüklenmesi gibi iki operasyonla karşılamaktayız. Lojistikte sürece eklenen her operasyon maliyet demektir. Kaza olması ihtimalini düşündüğümüzde, süreçlerde aksama demektir. Bu nedenle yükleme yerindeki kapların açılmadan hızlı bir şekilde teslim adresine kadar gitmesi tercih edilmektedir. Bu da yıllardır kullandığımız ancak son devirde daha fazla önem kazanan Ro-Ro taşımacılığı ile sağlanmaktadır.
“TAŞIMA MALİYETİNİN DÜŞÜK OLMASI ÖNEMLİ BİR AVANTAJ”
Ro-Ro taşımacılığının amacı son yıllarda sıkça gündeme gelen intermodal taşıma projelerinde yer almaktadır. İntermodal taşımanın kuralı olan yükleme noktası ile boşaltma noktası arasında ürünlerin içine konduğu treyler, konteyner gibi kapların hiç açılmadan, farklı taşıma modlarıyla taşınmasının tamamlanmasıdır. Bu arada deniz taşıması da en temel taşıma modu olarak görülmektedir. Taşıma maliyetinin düşük olması önemli bir avantajdır. Deniz taşımasını karbondioksit salınımını azaltması gibi çevreci nedenlerden dolayı teşvik edilen bir taşıma şekli olarak görmekteyiz. Yüklenen araçlar treylerleri ve çekicileri birlikte Ro-Ro gemisine binebildiği gibi sadece treylerin çekicileri olmadan yüklenmesi ve gittiği yerde yeni bir çekiciyle taşınması, taşıma maliyetini azaltmakta ve kolaylaştırmaktadır. Çekiciler yorulmamakta, eskimemekte ve kaza ihtimalleri azalmaktadır.
Yollarda yorulan, gümrüklerde beklemek zorunda kalan, trafik sıkışıklıklarında eziyet çeken sürücüler için olumlu bir çözümdür. Sürücüler yükün gemide olduğu sürede başka seferlerde görev alabilmekte ve iş verimleri artmaktadır. Ro-Ro gemilerinin yola çıkma ve gidecekleri limanlara yanaşma zamanları kesin olarak bellidir, böylece daha güzel planlama yapılması sözkonusu olmaktadır.
Ro-Ro gemilerinin limana yanaşma rampaları çok kolay inşa edilmektedir. Uzun rıhtım inşaatlarına ihtiyaç olmamakta, gemiler arka kapaklarını açarak kolayca araçları boşaltabilmektedir. Bu avantaj ile Türkiye’de bir çok limanda henüz çalışmasa bile yani hattı olmasa bile, RoRo rıhtımları vardır.
Ülkemizde uluslararası hatlarda gittikçe artan kapasitede Ro-Ro taşımacılığı yapılmaktadır. Avrupa ile olan taşımamızın Kuzey Karadeniz ülkeleri ile Romanya, Gürcistan gibi ülkelerle de gerçekleşmesi sağlanmalıdır. Bu taşımanın iç sularımızda da yapılması beklenen bir çalışmadır. Marmara’da Tekirdağ, Ambarlı ile Bandırma ve Gemlik arasında yeni hatlar oluşabileceği gibi Ege ve Akdeniz limanları arasında da kurulması beklentiler içindedir.
AB bünyesinde taşımanın karayolundan deniz ve demiryolu taşımasına yönlendirilmesi amacıyla uygulanan Marco Polo projesi gibi ülkemizde de intermodal taşımanın gelişmesi, karayollarındaki trafik yükünün azaltılması, hava kirliliğinin önlenmesi için kamu tarafından, başta Ro-Ro taşımasının teşviki amacıyla, destek programları uygulanmalıdır. Bu sayede çevre koruması sağlanırken; limanlarımıza da yeni iş imkanları yaratılacak, iş kapasitelerini daha yüksek oranlarda kullanmaları sağlanacak ve deniz taşımacılığımız gelişecektir.