Çalışma (İş) süresi 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen (m.63) tanımı yapılmamıştır. Ancak çalışma süresinin tanımı İş Kanunu’na ilişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nde yapılmıştır. Buna göre, çalışma süresi; “işçinin çalıştırıldığı işte geçen süredir”(m.3). Görüldüğü üzere, çalışma süresi işçinin fiilen çalıştığı süreyi ifade etmemektedir. Bu nedenle, işçinin işverenin emir ve talimatı altına girdiği andan çıktığı ana kadar geçen süre çalışma süresinden sayılmaktadır. İşveren, bu süre zarfında ister işçiyi çalıştırsın, isterse çalıştırmasın işçi ücrete hak kazanır. Burada önemli olan husus işçinin işgücünü işverenin emrinde hazır tutmasıdır[1].
Diğer yandan, işçinin işyerinde geçirdiği sürenin dışında kalan “çalışma süresinden sayılan haller veya “farazi çalışma süreleri “de iş süresinden sayılır. Nitekim, İş Kanunu’nun 66 ncı maddesinde çalışma süresinden sayılan haller şöyle sıralanmıştır;
a) Madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler.
b) İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler.
c) İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler.
d) İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler.
e) Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler.
f) Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler, çalışma süresinden sayılmıştır.
Ancak işçinin işyerinde çalışmadan geçirdiği ara dinlenmeleri iş süresinden sayılmamıştır (m.68).
Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarımı ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak mesafede bulunan işyerlerine toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında araçlarda geçen süreler, farazi iş süreleridir. Farazi iş süreleri iş süresinden sayılır[2].
Buna karşılık, “İşin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden sayılmaz” (m.66/2). Örneğin işveren tarafından sağlanan servis aracı ile işçilerin evlerinden işe, işlerinden evlerine götürülüp getirilmeleri sırasında yolda (araçta) geçen süreler iş süresinden sayılmaz. Başka bir deyişle, sabit bir işyerinde yürütülen işler hakkında bu işyerleri şehir ve kasabalar dışında veya işçilerin ikamet ettikleri yerlerden uzakta bulunsa dahi, işyerlerine gidiş ve gelişte araçta geçen süre iş süresinden sayılmaz. Yargıtay’a göre de, işçilerin işyerine götürülüş ve getirilişi sırasında geçen sürenin iş süresinden sayılmaması emredici niteliktedir ve toplu iş sözleşmeleri ile bu sürelerin çalışma sürelerinden sayılacağı kararlaştırılmaz.
Yargıtay’a göre, “Demiryolları vesair yollar ve köprülerin yapılması, onarılması, korunması ilah... gibi işler ve bunların görüldüğü işyerleri özellik arz eder. Yol inşaatı ve onarımı, iş görüldükçe ilerleyen, ilerledikçe başka sahalara kayan işlerdendir. Günlük çalışmanın hangi kısımda ve ne şekilde cereyan edeceğini işveren tespit edip toplanma mahallindeki işçileri kendi vasıtalarıyla buralara sevk eder. Bu tür işyerlerinde çalışan işçilerin nakledilmeleri işveren için de bir yükümlülük getirdiği gibi bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında araçta geçen süreler de iş süresinden sayılır”[3]
Sonuç olarak, sabit bir işyerinde çalışan işçilerin işyerleri şehir ve kasabalar dışında veya işçilerin ikamet ettikleri yerlerden uzakta olsalar dahi, işyerlerine gidiş ve gelişte araçta geçen süre iş süresinden sayılmaz. Ancak, demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarımı ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak mesafede bulunan işyerlerine toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında araçlarda geçen süreler iş süresinden sayılır.