Mahkemenin kararı, Netanyahu ve diğerlerini uluslararası düzeyde aranan kişiler haline getirirken, çatışmaların sona erdirilmesi için yürütülen müzakereleri daha da zorlaştırabilir. Ancak İsrail ve ABD’nin ICC’ye üye olmaması ve Deif'in öldürüldüğüne dair iddialar nedeniyle kararın uygulanabilirliği belirsiz görünüyor. Hamas, Deif'in ölümünü doğrulamış olsa da ICC, liderin akıbetine ilişkin araştırmaların devam ettiğini belirtti.
Netanyahu ve Biden’dan Sert Tepki
İsrail Başbakanı Netanyahu, mahkemenin kararını “antisemitik” olarak nitelendirerek sert bir şekilde eleştirdi. ABD Başkanı Joe Biden da mahkemeyi kınayarak, İsrail’in Hamas’a karşı kendini savunma hakkını desteklediğini vurguladı. Hamas ise tutuklama kararını reddederek ICC’yi çifte standartla suçladı.
Gazze’deki İnsanlık Krizi Derinleşiyor
Çatışmalar, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik saldırısıyla tekrar şiddetlendi. Bu saldırıda çoğu sivil olmak üzere 1.200’den fazla kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 250 kişi rehin alınmıştı. İsrail’in buna yanıt olarak başlattığı Gazze operasyonunda ise sağlık yetkililerine göre, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 41.000’den fazla Filistinli öldürüldü ve 85.000’den fazla kişi yaralandı. Sivillerin temel ihtiyaçlara erişimi büyük ölçüde kısıtlanmış durumda.
Uluslararası Tepkiler ve Hukuki Süreçler
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun ateşkes çağrılarına rağmen İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonları devam ediyor. Güney Afrika’nın başvurusu üzerine İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) soykırım suçlamasıyla karşı karşıya bulunuyor. ICJ, Netanyahu yönetiminin Refah’taki saldırılarını durdurması gerektiğine hükmetmişti.
Zorlu Diplomatik Süreç
ICC’nin tutuklama kararı, uluslararası toplumda tartışmalara yol açarken, çatışmaların sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabaları da karmaşıklaştırıyor. Gazze’de süregelen insani kriz ve uluslararası kınamalar, bölgedeki tansiyonun kısa vadede düşmeyeceğini gösteriyor.