Seçimi Türk milleti kazandı

Abone Ol

Türkiye hafta sonu kritik ve sonuç itibariyle bıçak sırtı bir genel seçim yaşadı. Türk halkı sağduyusuyla yurtdışı ve terör örgütlerinin vesayet ve baskılarına rağmen tercihini istikrar ve milliyetçilikten yana kullandı ve 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı seçimini muhtemelen ikinci tura bıraktı ama yüzde 90’lık yüksek katılımla demokrasi adına büyük kazanımlar elde etti. Şu an itibariyle rakamsal olarak seçimin galibi AK Parti liderliğindeki Cumhur İttifakı.

Yazıyı kaleme aldığım saatlerde Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) henüz kesin olmayan resmi seçim sonuçlarıyla ilgili bir açıklama yapmadığını, malum süreçte ikinci tur görünse de YSK açıklamasının önemli olduğunu belirtmekte fayda var. YSK’dan yurtdışı oyların sayımının tamamlanmasının ardından Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçimi kazandığına yönelik açıklamalar da gelebilir.

Şayet seçim 15 gün sonra gerçekleştirilecek ikinci tura kalırsa sonuç ne olur, ona da yine Türk halkı karar verecek.  Ancak 13’üncü Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) çoğunluğunu garantilemiş Cumhur İttifakı’ndan çıkacağına dair tahminler daha fazla.

***

14 Mayıs 2023 seçimlerinde ilk tur kesin olmayan resmi sonuçları beklerken biz yine ekonomiye dair değerlendirmelerimize devam edelim, diyorum.

Madem istikrardan ve milliyetçilikten yana tercih belirttik, o zaman Türkiye’nin ekonomide izlemesi gereken ilk kriter; Türk Lirası’nı (TL) yabancı paralara endekslemeden bir para politikası yürütmesidir. TL’nin devreden çıkarıldığı piyasa, hiçbir zaman ekonomiye hizmet edemez. Çarşı- pazar, kiralama, alım – satım, ihaleler, para ve sermaye piyasaları ve buna benzer birçok ticari girişimde fiyatlamalar dövize endeksli yapılırsa, milli ekonomiden bahsedemeyeceğimiz gibi makro ekonomik sorunlardan asla kurtulamayız. 

Türk Lirası’na (TL) güven; vatana, millete, bayrağa ve devlete güvenle eşdeğer olursa gerçek ekonomi hayata geçebilir! Diğer taraftan ekonomiyi faiz kurtaramaz. Enflasyonu faiz engelleyemez… Bütçe ve cari açığı faiz kapatamaz… İşsizliği faiz önleyemez… Ancak düşük faiz istihdamı artırır.

***

Her yönden güçlendirilmiş, güven kazandırılmış Türk Lirası (TL) sorunlara derman olur. Tasarruflar; ölü, palyatif, güvensiz yatırım ve faizle korunmaz, üretimle tahkim edilir ve büyütülür. Ekonomide faizi devre dışı bırakmanın yolu; finans sektörünü reel sektörün emrine vermekle, sanayi, tarım, teknoloji, turizm ve reel sektörde yüksek, kaliteli üretim gerçekleştirmekle olur.

Dolayısıyla ekonominin tek kurtarıcısı olan üretimle güçlenmiş Türk Lirası (TL) olduğu gerçeği, herkese benimsetilmeli ki reel ve helal kazançlar ortaya çıkabilsin.

***

Son dönemde Türk Lirası (TL) liderliğinde uygulanan ve döviz dalgalanmalarını önleyen “düşük faiz ortamındaki genişleme politikaları”nın ekonomiye verdiği desteği görmezden gelemeyiz.

Mesela, 2022 yılının ikinci yarısına projeksiyon yaptığımızda; faiz indirimleriyle sağlanan kredi ve destekler sayesinde sanayi üretimindeki yıllık artışları görebiliyoruz.

2022 Temmuz’da yüzde 2,4, Ağustos’ta yüzde 4,05, Eylül’de yüzde 0,4, Ekim’de yüzde 2,5’lik sanayi üretim endeksindeki artışlar ile resesyon etkisiyle Kasım’da yüzde 1,3 ile Aralık’ta yüzde 0,2 küçük çaplı azalışlar söz konusu olumsu seyrin sonuçları.

***

Yeni yıla girildiğinde sanayi üretim endeksi 2023 Ocak’ta da aylık yüzde 1,9, yıllık bazda yüzde 4,5 artmış görünüyor. 2023 Şubat ayında deprem ve sel gibi tabii afetler olmasa bugün daha yüksek sanayi üretimlerinden bahsedecektik. Olumlu seyir beklenen Şubat’ta meydana gelen afetler sanayi üretim endeksini maalesef yüzde 8,2 aşağı çekti.

Fakat kısa sürede toparlanan endeks, 2023 Mart’ında aylık bazda yüzde 5,5 artarken yıllık bazda yüzde 0,1 azaldı. Yıllık sanayi üretim verileri, güçlü bazın etkisiyle ilk çeyrekte daralmaya işaret etti ancak kısa sürede toparlanmaya yönelik trend kaliteli GSYH için de müjdeli mesajlar verdi.

Şöyle ki depremden sonra 2023 Mart’ında sanayi grubunun tamamı toparlanırken tüm sektörler olumlu sinyal verdi ve her sektör sanayi üretimi açısından artış kaydetti. Sermaye ve dayanıklı mallarındaki yüzde 10’luk güçlü artışlar dikkat çekerken ileri teknoloji grubundaki aylık artış yüzde 18,7 ile göz kamaştırdı.

***

Neticede, yüksek frekanslı veriler ve öncü göstergelerin olumlu görünümü doğruladığı gözleniyor. İşte, sanayi üretimindeki pozitif seyir istihdam rakamlarına da yansıdı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaş grubunda işsiz sayısı, 2023 Mart’ında bir önceki aya göre küresel resesyon ve ekonomideki durağanlaşmaya rağmen sadece 4 bin kişi artarak 3 milyon 508 bin kişi oldu. İşsizlik oranı değişim göstermeyerek yüzde 10 seviyesinde kaldı.

Küresel resesyona karşılık Mart ayında 4 bin kişi işinden olmuş fakat 37 bin kişi iş bulmuş, istihdama katılmışsa, ülkedeki çalışan sayısı yüzde 48,2’lik oranla 31,4 milyona ulaşmışsa burada olumsuzluk arayamayız.

Gelecek yazımızda 14 Mayıs 2023 seçim sonuçlarıyla birlikte Liraizasyon Strateji kapsamında enflasyona değinelim…

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }