Her şeyi batıdan bekleyen içimizdeki karanlık ruhlular.
İnsanlık için yaptığımız KOSGEB projesi Biorezonans, frekans tanı, tedavi cihazlarımızı bilirkişi prof’ların eliyle reddedenler. Avrupa Patent Enstütüsü’nde acaba korona ile ilgili bir çalışma, fare deneyi, aşısı bulundu mu? Bulunduysa neyi bekliyorlar? Talebi mi genişletiyorlar? Şarbon, Pastör vs enstitülerinde sıtma ve kızamık gibi pek çok hastalığın aşısı da burada üretilmişti. Acaba hastalıklar da mı burada üretiliyor?
Oyun belki de burada başlıyor…
Cumhurbaşkanı’nın “ben domuz gribi aşısı olmuyorum” sözü koronada da gerçek olmasın.
ASAM-KENEVİR Enstitüsü Kurucu Başkanı, 40 yıllık kadim dostum Yalçın Koçak, virüse çözüm başlığında bir basın açıklaması yapmış:
“Koronavirüs için, kenevir çözüm olabilir. Bugüne kadar koronadan ölü sayısı en çok yaklaşık 4 bin. Aynı sürede, bulaşıcı diğer hastalıklardan ölen 2 milyon 500 bin.
1 milyon 500 bini sadece kanserden. Bir milyonu sigaradan. Düşükten ölen çocuklar sekiz milyondan fazla.
Dünyada her gün veremden 3 bin, zatürreden 2 bin 200, hepatitten 2 bin 400, AIDS’ten 2 bin 100, diyabet ölümleri de koronadan çok fazla.
Başta Müslüman ülkeler olmak üzere açlıktan ölen milyonları hiç saymıyorum.
Algı operasyonu!
Bu telaş niye ve kim, kime niçin yapılıyor.
Koronanın böyle abartılı servis edilmesi, sonrasında ‘aşısını bulduk’ diye toplumları soyma ve kısırlaştırma projesi midir?
Ben de pek çok bakan milletvekili ve işadamı ile birlikte kurucuları içinde bulunduğum Avrasya bir vakfının kuruluşu olan “ASAM”ın bu açıklamasını dikkate almak lazım.
Bağışıklığımızı nasıl yok ettiler? Nasıl güçlendirebiliriz?
KETEN -KENEVİR-CBS TOHUMU-BEZİR YAĞI
60 küsur yaşında bugün sağlıklıysak, ben eşim ve çocuklarım hiçbir kimyasal ilaç kullanmadıysak sebebini mi soruyorsunuz?
Çocukluğumuzda İnebolu’nun 100 köyünün pek çoğunda ‘kendir, cimit, bezir’ de denen keten, kendir & kenevir ekilirdi. Bunların sapından, yaprağından, tohumundan, posasından, yağından, hattâ yıllanıp acılanmış yağından da istifade edilen bir sanayi ürünüydü. Bahçelere koyduğumuz gübreden, hayvan yemlerimize, sapından iplik ve giydiğimiz ‘goynek’ dediğimiz sağlıklı iç çamaşırlarımız ve gömleklerimiz… İşte bugün hepsini yok ettiler, koronalar başladı.
DSÖ uyarmadan biz de uyaralım…
EN TEMEL TEDBİRLER
1- Modern bilim karanlık ellerden kurtarılmalıdır
Gizli araştırma merkezi ve yapılan gayri etik deneyler dünyayı katletmek için bütün gücüyle “bilimsel çalışmalar”la çabalıyor.
2-Sadece maske, aşı, çamaşır suyu pak etmekle, el ağız ayak yıkamakla yetinmemeliyiz.
3-Gıda ve tarım politikaları köklü şekilde yeniden çok üretim değil; insan sağlığı endeksli olarak revize edilmeli.
4-Bir Avrupalı, Amerikalı kadar sağlıklı yaşama hakkımız olmalı! Oralarda uygulanan tamamlayıcı tıp ve endikasyon uygulamaları Türkiye‘de aynen uygulanmalıdır.
8- Sağlık, tarım, Gsb ve çevre ile ilgili diğer yetkili bilim kurulları, etik kurullar “Daha da geç olup, bu planlı oyun sonucu maddi-manevi toplu yok oluşun altında ezilmeden” halkın bağışıklık sistemini güçlendirme adına sağlığı için acil yazılı kararlar almalıdır.
9- Sırasıyla kanuni ruhsatlı olan besin takviyelerinden WHO-DSÖ açıklamadan biz açıklayalım; başta kenevir olmakla gümüş ve altın suyunun şifasından; meyankökü, hayıt tohumu, damar otu, ekinezya, zerdeçal ve kristal tuz un şifasından istifade edelim.
Yukarıda anlatılan maddelerle ilgili yazılı, görsel ve uygulanabilir kitaplarımız bine yakın inovatif sağlıklı yaşam ürünümüz ve derin altyapımız mevcut olup her zaman ülkemiz için hizmete hazırız.
Dünya ve ülkemiz karantinada.
Daha emniyette.
Allah (c.c), kimseye zulüm etmez. O adalet eder.
Türkiyemiz, koronada dünyaya yön veren ülkedir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti 7/24 hizmet anlayışıyla bütün kadrolarıyla “Koca” yürekli Sağlık Bakanımız ve sağlık teşkilatı yanında; İstanbul’daki karantina ekibine koordinatörlük eden İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, vali yardımcıları, Emniyet Müdürlüğü ve görevlilerine, 65 yaş üstü “eli öpülesi yaşlılarımıza” hizmet veren başta Güngören Kaymakamı Zeyid Şener, Kaymakam, belediye başkanları, GSB İstanbul İl Müdürü Dr. Cemil Bağlama, FSM Yurt Md. Ataman Yılmaz, Ali Rıza Kara, Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü ve diğer kademede çalışan işçi, AFAD, Kızılay, Teknisyen, Güvenlik Görevlisi ve İklimlendirme personelinin özverili ve fedakârca çalışan diğer gönüllü kuruluşlarla birlikte KORONA’ya karşı bugün daha güçlü bir Türkiye’yiz.
Unutmayalım ki, ne ekersek onu biçeceğiz.