Yılın son iki ayındayız ve riskler sürüyor

Abone Ol

Küresel piyasalarda, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve buna bağlı olarak artan enflasyonist endişeler devam ediyor. Bu tablo karşısında risk iştahındaki zayıflama, endekslerde satışlara neden oluyor. Son günlerde, ABD’de açıklanan bilançolar nedeniyle bu durum biraz tersine dönmeye başladı. Beklentilerin üzerinde, piyasaları tatmin eden şirket karları, endekslerde de alımları hızlandırdığı gibi kayıpların da telafi edilmesini sağladı. Bilançoların etkisi aslında kısa vadeli olarak düşünülebilir.

Açıklanan bilançolar anlık olarak fiyatlara yansıyor ve sonrasında etkisi yavaş yavaş dağılıyor. Bu nedenle, bilanço sezonunun bitmesiyle birlikte bu etkinin de azalması beklenebilir. Bu durumda küresel piyasalar yine gözleri petrol fiyatlarına ve enflasyondaki görünüme aynı zamanda Fed’e çevirecektir. Aslında bu bahsettiğim başlıkları hissediyoruz, sadece son günlerde bilançoların baskın kalması nedeniyle arka plana atılmış gibi gözüküyor.

Ancak Kasım ayında hatta ilk günlerinde bizi Fed’in karşılayacağını unutmamamız gerekiyor. Tarihler 2-3 Kasım’ı gösterdiğinde, piyasalarda nefesler tutulacak ve 3 Kasım TSİ 21:00’da Fed’in açıklayacağı karar takip edilecek. Haziran ayından bu yana Fed’den varlık alım programını azaltmaya dair birtakım sinyaller gelmeye başladı. Enflasyon ve istihdam açısından ellerinin rahatlamaya başladığını ifade eden Fed, son günlerde petroldeki yükseliş nedeniyle enflasyon üzerindeki baskının artabileceğini değerlendirmeye başladı. Bu yazıyı okuduğunuzda Fed açıklanmış olabilir dolayısıyla beklentiler üzerinde çok fazla durmak istemiyorum.

FAİZ KARARI SICAKLIĞINI KORUYACAK

Yurt içinde TCMB’nin faiz kararı yine sıcaklığını korumaya devam edebilir. En son ekim ayında beklentilerin üzerinde bir faiz indirimi yapıldı. Politika faizi olan bir hafta vadeli repo faiz oranı yüzde 18,00’dan yüzde 16,00’a düşürüldü. Karar metninde, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığına yer verildi. Karar iç piyasa üzerinde bir miktar oynaklığa neden oldu.

Borsada geri çekilmeler sınırlı kalırken, kurdaki hareketlilik devam etti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşunun takviminde 22 Ekim günü Türkiye’nin kredi not değerlendirmesi bulunuyordu. Kuruluş, döviz cinsinden kredi notunu “B+”, yerel para birimi cinsinden kredi notunu “BB-” ve kredi notu görünümünü ise “durağan” olarak teyit etti. Not görünümünde bir değişikliğe gitmezken, açıklamalarında Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonunu hala zayıf olarak gördüklerini belirtti.

İhracattaki güçlü toparlanma ve yurtiçi faaliyetlerin salgına karşı dirençli kalmasıyla Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 8,6 seviyesinde büyüyeceği öngörüldü. Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonunun, özellikle Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinin tahminlerin ötesinde güçlenmesi halinde not yükseltmesinin düşünülebileceği belirtildi. Kuruluştan sürpriz ve olumsuz bir açıklama gelmemesi, bu açıdan önemliydi, bu nedenle ciddi bir oynaklığa yol açmadı. Merkezin 18 Kasım günü faiz kararı görülüyor. Öncesinde 3 Kasım günü Ekim ayı enflasyonu açıklanacak. Enflasyon verisi sonrasında Kasım toplantısına dair beklentiler şekillenmeye başlayabilir.

Aynı zamanda, 18 Kasım gününe kadar Merkez Bankası’ndan gelecek sinyaller de aslında beklentiler açısından izlenecektir. Bir faiz indirimi beklentisi iç piyasa üzerinde baskı yaratabileceği gibi faiz indirimi olasılığının bu toplantıda azalması, bir miktar fiyatlar üzerindeki baskının dağılmasını sağlayabilir. ABD’de S&P 500 endeksinin ekim ayında 50 günlük ortalamasının altına doğru geri çekilmesi sınırlı da olsa tedirginlik yaratmıştı. Ancak sonrasında bilançolardan destek alan endeks ortalamasının üzerine yükselince, alımlarda da hız kazandı. Kasım ayında da bu ortalamanın önemli olduğunu vurgulamak isterim çünkü birçok kurum ABD borsalarında bir düzeltme hareketi bekliyor. Yılın son iki ayındayız, olası böyle bir düzeltme piyasalarda bir panik havasına neden olabilir. Aynı zamanda BIST100 endeksi üzerinde de negatif yansımaları görülebilir. Bu nedenle kasım ayında Fed’in kararı, ABD bilançolarının seyri aynı zamanda dünya genelinde enflasyondaki görünüm, endekslerin seyri açısından önemli olacaktır.

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }