Yüksek tansiyonu olan kişiler bazen, aldıkları ilacın bütün sorunu çözdüğünü ve tansiyonlarını düşürmek için başka önlemler almalarına gerek olmadığını düşünebiliyor. Hipertansiyon ilaçları, tansiyonu düzenlemedeki unsurlardan sadece bir tanesidir; yedikleriniz ve uyguladığınız egzersiz miktarı gibi yaşam tarzı değişiklikleri sorunu her açıdan ele almak açısından gerekli faktörlerdir. Aslında, yaşam tarzı değişikliği, yüksek tansiyonu düşürmek için yapabileceğiniz en önemli şeydir.
Son olarak, hipertansiyon teşhisi konulmadan önce bile, prehipertansiyon diye tabir ettiğimiz kategoride olabileceğinizin bilincinde yaşamak çok önemlidir. Bu aşamada, tansiyonunuz yine normalin üstündedir ama tam olarak yerleşmiş hipertansiyon teşhisi konulacak kadar yüksek değildir. Ancak, yavaş yavaş yükselen tansiyon, kalp ve damarlarınıza zarar verir. Kısacası, tansiyonunuza gereken özeni göstermeyi hiçbir zaman ertelemeyin. Yüksek tansiyon hastalarına uygun beslenme programı nasıl olmalıdır?
Düzgün beslenme yüksek tansiyonla savaşmada çok etkili bir silahtır. Beslenme programınızı tansiyonu düşürmede yardımcı olması için ayarlamanın birçok yolu vardır. Yüksek tansiyonun en yaygın nedenlerinden biri de vücuttaki sodyum fazlalığıdır. Sodyum alımınızı azaltmak yüksek tansiyonu düşürmede atacağınız ilk adımdır.
Doymuş yağ, toplam yağ ve kolesterol bakımından düşük bir diyet uygulamak tansiyonu önlemeye yardımcı olur. Türkçe’ye “Hipertansiyonu durdurmaya yönelik besinsel yaklaşımlar” olarak çevirebileceğimiz DASH diyeti, tam tahıllar, yağsız et ve az yağlı süt ürünleri içeren dengeli bir beslenme düzenidir. Ayrıca, diyetinize dâhil edebileceğiniz çok yararlı besinler var. Somon gibi soğuk su balıkları, yüksek tansiyonu düşürmeye ve kalp krizi riskini azaltmaya yardımcı, Omega-3 yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. Tam yulaf ve börülce, kan damarlarını rahatlatan ve yüksek tansiyonu düşüren magnezyum zengini gıdalardır. Kereviz ise atardamar duvarlarını rahatlatmaya yardımcı ftalit adlı besin maddesini içerir.
Cinsel isteğin azalması herhangi bir hastalıkla ilişkilendirilebilir mi?
Libido düşüklüğü ve cinsel işlev bozukluğu başta depresyon ve endişe olmak üzere çeşitli hastalıkların belirtisi olabilir. Gerçek şu ki, cinsel işlev bozukluğu depresyonlu hastalarda, depresyonda olmayanlara oranla iki kat daha yaygındır ve depresyonlu hastaların neredeyse yüzde 75’ini etkiler. Depresyonun cinsel istek üzerindeki etkisi, beynin sekste oynadığı önemli rolü göstermektedir. Uyarılma ve boşalma sırasında beynin belirli bölgeleri harekete geçer. Depresyonlu hastalarda ise bu hareketliliğin daha az olduğu gözlemlenmiştir. Maalesef, seçici ‘serotonin gerialım inhibitörleri’ gibi depresyonu tedavi etmede kullanılan ilaçlar da libidoyu ve orgazm olma yetisini olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Libido azalması aynı zamanda testosteron seviyesi düşüklüğünün göstergesi olabilir. Bu duruma hipogonadizm denir ve cinsel isteği, ereksiyonu etkilediğinden daha fazla etkiler. Son olarak şunu eklemeliyim ki libido düşüklüğünüz başka bir hastalığın sonucu değil, hastalığın kendisi olabilir. Hipoaktif cinsel arzu bozukluğu, cinsel ilişkiye karşı ilginin azalmasıyla tanımlanan bir hastalıktır.
Hangi besinler ve takviyeler cinsel gücü etkiliyor?
Cinsel isteğin azalması herhangi bir hastalıkla ilişkilendirilebilir mi?
Libido düşüklüğü ve cinsel işlev bozukluğu başta depresyon ve endişe olmak üzere çeşitli hastalıkların belirtisi olabilir. Gerçek şu ki, cinsel işlev bozukluğu depresyonlu hastalarda, depresyonda olmayanlara oranla iki kat daha yaygındır ve depresyonlu hastaların neredeyse yüzde 75’ini etkiler. Depresyonun cinsel istek üzerindeki etkisi, beynin sekste oynadığı önemli rolü göstermektedir. Uyarılma ve boşalma sırasında beynin belirli bölgeleri harekete geçer. Depresyonlu hastalarda ise bu hareketliliğin daha az olduğu gözlemlenmiştir. Maalesef, seçici ‘serotonin gerialım inhibitörleri’ gibi depresyonu tedavi etmede kullanılan ilaçlar da libidoyu ve orgazm olma yetisini olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Libido azalması aynı zamanda testosteron seviyesi düşüklüğünün göstergesi olabilir. Bu duruma hipogonadizm denir ve cinsel isteği, ereksiyonu etkilediğinden daha fazla etkiler. Son olarak şunu eklemeliyim ki libido düşüklüğünüz başka bir hastalığın sonucu değil, hastalığın kendisi olabilir. Hipoaktif cinsel arzu bozukluğu, cinsel ilişkiye karşı ilginin azalmasıyla tanımlanan bir hastalıktır.
Hangi besinler ve takviyeler cinsel gücü etkiliyor?
Bu konuyla ilgili herhangi bir araştırma var mı? Cinsel gücü artırdığı ve libidoyu yükselttiği varsayılan çeşitli gıda ve takviyeler vardır. Alakasız gibi görünseler de çoğunun başlangıç noktası tek bir genel ilkeye bağlanabilir: Dolaşımın desteklenmesi ve kan akışının hızlanması. Dolaşımı düzeltmek cinsel organlara kan akışını artırır. Zaten yaygın olarak kullanılan sertleşme bozukluğu ilaçları da penise olan kan akışını artırmak için kan damarlarını genişletir. Kan akışını artıran birçok bileşik vücuttaki nitrik oksit miktarını artırır. Nitrik oksit kan damarlarını rahatlatarak kan dolaşımını hızlandırır. Ginsengin düz kaslarda nitrik oksit salınımını harekete geçirdiği bliniyor. Ve takviye olarak alabileceğiniz arjinin adlı amino asit vücutta nitrik oksite dönüştürülür. Dolaşımı artıran diğer besinler arasında zencefil, sarımsak ve Arnavut biberini sayabiliriz.
Migren ilaçla tedavi edilebilir mi?
Kesinlikle evet. İki tür ilaç tedavisi vardır: Migren başlamadan önce alınması gereken, önleyici ilaçlar ve migren başladıktan sonra durdurmaya yönelik akut tedavisi. Migrenin nedeni tamamen anlaşılamamış olsa da migren kaynaklı ağrının beyindeki kan damarlarında meydana gelen enflamasyonla alakalı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca beynin ağrı merkezleri etrafındaki sinirlerin aktivasyonu artmıştır. Çoğu akut ilaçlar migrene eşlik eden ağrı, bulantı ve ışığa karşı duyarlılığı hedefler. Kan damarlarını daraltıp enflamasyonu azaltarak etki eden triptan grubu ilaçlar en etkili migren tedavilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Migren tedavisi için kullanılan ilaçların yanı sıra etkileri kanıtlanmış çeşitli bitkisel tedavi yöntemleri de mevcuttur. Gümüş düğme ve öksürük otu enflamasyonu azaltarak migreni tedavi eder.
İnsomniadan korunma yolları
Migren ilaçla tedavi edilebilir mi?
Kesinlikle evet. İki tür ilaç tedavisi vardır: Migren başlamadan önce alınması gereken, önleyici ilaçlar ve migren başladıktan sonra durdurmaya yönelik akut tedavisi. Migrenin nedeni tamamen anlaşılamamış olsa da migren kaynaklı ağrının beyindeki kan damarlarında meydana gelen enflamasyonla alakalı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca beynin ağrı merkezleri etrafındaki sinirlerin aktivasyonu artmıştır. Çoğu akut ilaçlar migrene eşlik eden ağrı, bulantı ve ışığa karşı duyarlılığı hedefler. Kan damarlarını daraltıp enflamasyonu azaltarak etki eden triptan grubu ilaçlar en etkili migren tedavilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Migren tedavisi için kullanılan ilaçların yanı sıra etkileri kanıtlanmış çeşitli bitkisel tedavi yöntemleri de mevcuttur. Gümüş düğme ve öksürük otu enflamasyonu azaltarak migreni tedavi eder.
İnsomniadan korunma yolları
İnsomnia yani uyuyamama hastalığından korunmanın yollarından biri de iyi uyku hijyeninden geçiyor. Her gece aynı saatlerde uyumaya özen gösterin ve her sabah aynı saatlerde uyanın. Gün içinde şekerleme yapmak biyolojik saatinizi şaşırtabilir ve gece uykuya dalmanızı zorlaştırabilir. Her gece yapacağınız, beyninize uyku vaktinin yaklaştığı ve yavaşlaması gerektiği sinyallerini yollayan bir uyku öncesi rutini edinin. Bunu yapmak aynı zamanda beyninizi sadece uykuya odaklanmasına alıştırmak için çok önemlidir.
Yatakta, kitap okumak, TV izlemek veya bilgisayarda bir şeyler yapmak gibi diğer aktivitelerde bulunmak beyninize uyku zamanının geldiği sinyallerini vermek yerine uykunuzu açabilir. Uyuyamama hastalığını önlemenin en iyi yollarından biri, her gün yeteri kadar fiziksel aktivitede bulunmaktır. Kalp atış hızınızı en azından günde 30 dakikalığına artırmalısınız. Hem kalp atım hızınızı artıracak hem de uyumanıza yardımcı olacak muhteşem aktiviteyi mi soruyorsunuz? Cevap; seks. Yapmak istediğiniz fiziksel aktivitede bulunmanın yanı sıra seks uykuyla bağdaştırılan oksitosin hormonu seviyesini artırır.
Yatakta, kitap okumak, TV izlemek veya bilgisayarda bir şeyler yapmak gibi diğer aktivitelerde bulunmak beyninize uyku zamanının geldiği sinyallerini vermek yerine uykunuzu açabilir. Uyuyamama hastalığını önlemenin en iyi yollarından biri, her gün yeteri kadar fiziksel aktivitede bulunmaktır. Kalp atış hızınızı en azından günde 30 dakikalığına artırmalısınız. Hem kalp atım hızınızı artıracak hem de uyumanıza yardımcı olacak muhteşem aktiviteyi mi soruyorsunuz? Cevap; seks. Yapmak istediğiniz fiziksel aktivitede bulunmanın yanı sıra seks uykuyla bağdaştırılan oksitosin hormonu seviyesini artırır.