Değerli bir meslektaşımız olan Orhan Karaca ben 13 Ağustos gününe kadar Olimpiyatlarda koştururken ortaya çıkmış olan 'altın ihracatı olmasa idi büyüme düşük olurdu' konulu Fatih Özatay'ın  iddiasını incelemiş. Orhan Fatih Özatay'a katılmıyor. Tezini aşağıya alıyoruz. Ben de değerli bir iktisatçı olan Orhan Karaca ile aynı yönde düşünüyorum. Sorun iktisatçıların muhasebenin çifte kayıt ilkesini unutmaları.

Orhan der ki , 1998 yılı sabit fiyatlarıyla, 2011'in ilk çeyreğinde 18.963 milyon TL hanehalkı tüketimi, 2.519 milyon TL devletin tüketim harcaması, 6.881 milyon TL gayri safi sabit sermaye oluşumu (yatırım harcaması demek oluyor), -7 milyon TL stok değişimi, 5.967 milyon TL mal ve hizmet ihracatı, -8.072 milyon TL de ithalat vardı. Bunların hepsini topladığımızda ortaya 26.251 milyon TL'lik bir reel GSYİH) çıkmıştı. 2012'nin ilk çeyreğinde ise 18.967 milyon TL hanehalkı tüketimi, 2.658 milyon TL devletin tüketim harcaması, 6.994 milyon TL gayri safi sabit sermaye oluşumu, -618 milyon TL stok değişimi, 6.753 milyon TL mal ve hizmet ihracatı, -7.664 milyon TL de ithalat var. Bunların  topladığımızda ortaya 27.089 milyon TL'lik bir reel GSYİH buluyoruz. 2012'nin ilk çeyreğindeki 27.089 milyon TL'lik reel GSYİH'yi 2011'in ilk çeyreğindeki 26.251 milyon TL'lik reel GSYİH'ye oranladığımızda reel büyüme oranı % 3.2 olarak çıkıyor.

Yazının devamı için tıklayınız...