Hızla zenginleşen Çin, içinde oluşan ‘yeni zenginler’ grubunun harcama eğilimi son 5 yıldır dikkatlerden kaçmayacak ölçüde büyük. Basında çıkan hayret verici haberlerin sayısı oldukça fazla. Otomobil devi Volvo ve Hummer’in Çinliler tarafından satın alınmasından, Fransa’dan üzüm bağları satın alınmasına kadar çıkan tüm haberler bu tüketim eğiliminin göstergeleri olarak algılanmalıdır.

2011 yılı boyunca Çinliler lüks tüketim malzemeleri için 12,6 milyar USD’lık harcama yaptılar. Özel jetler, yatlar ve arabalar hariç. Toplam küresel rakamın yüzde 28’ine tekabül ediyor. Bu esnada Çin yurtiçi lüks tüketim malzemeleri satışları ise sadece 1,75 milyar USD’da kaldı. Bunun nedeni ise Çin hükümetinin uyguladığı gümrük tarifeleri ve lüks tüketim vergileri nedeniyle, aynı ürünün fiyatının Çin içinden alınması halinde, örneğin Fransa’daki fiyatlara kıyasla yüzde 72 daha pahalı olması. Fiyat avantajına ek olarak, ürün çeşitliliği de üst düzey gelir grubundan Çinlilerin ikincil sebebi olarak ifade ediliyor.

Bu yıl 23 Ocak Çin yeni yılını takiben, bir haftalık ilkbahar festivali tatilinde Çinli turistler deniz aşırı ülkelerde lüks ürünler için yaklaşık 7,2 milyar USD harcadı. Geçen yılın aynı dönemle karşılaştırıldığında yüzde 28,6 oranında bir artış gözüküyor.

Avrupa ülkeleri bu tutar içerisinde yüzde 46’lık bir hacim yaratıyor. Dünya Lüks Birliği’nin (World Luxury Association) rakamlarına göre bu dönemde toplam lüks ürün tüketimin yüzde 62’lik bölümü Çinliler tarafından yapıldı. Bu da geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12 daha yüksek. Özellikle saat, deri, kıyafet, ve kozmetik ürünler Çinlilerin en çok satın aldıkları ürün grupları.

BAZI ÜLKELER BU GÜCÜN FARKINDA
Bazı ülkeler bu gücün farkında. Örneğin ABD bu yıl Çin vatandaşlarına verilecek turist vizelerini yüzde 40 oranında artırdı ve başvuru işlemlerini hafifletti. 2011 Dünya Varlık Raporu’na göre Çin’de 534.500 kişi Amerikan doları milyoneri. ABD, Japonya ve Almanya’yı takiben 4. sırada yer alıyor.  Bu hızla oluşan yeni milyoner sınıf önceki nesillerin yaşadığı sıkıntılı dönemlerin düzeltme hareketini gerçekleştiriyor adeta. Yarınları düşünmeksizin yapılan bu harcamalar kişinin toplumdaki yerini göstermek için bir araç. Başlangıçta lüks ev, lüks araba gibi harcamalar yeterli iken, artık lüks tüketim çeşitlerine yenileri ekleniyor bunlardan en önemlilerinden biri de yurtdışı seyahat. 2006 yılında yurtdışına seyahat eden Çinlilerin sayısı 35 milyon kişi iken, 2011’de 60 milyon kişinin üzerine çıktı. 2010 yılında yurtdışına çıkan 57 milyon Çinli turistin yaptığı toplam harcama 48 milyar USD. Yapılan tahminlere göre 2020 yılında bu rakam 240 milyar USD’ye yükselebilir.

Satın alma paritesi hesabıyla kişi başına düşen milli gelirin 20 bin USD’nin üzerine çıktığı Şanghay şehrinde yaşayan biri olarak bu hızlı zenginleşme değişimini her alanda gözlemleyebiliyorum. Çin’de yasaklı olan Facebook sosyal ağ internet sitesi özel programlar satın alınarak kullanılabiliyor. Günümüzde insanların yaşamını birebir teşhir edebildiği bu sosyal ağda hızlı ve aşırı zenginleşmenin izlerini takip etmek çok kolay. Artık orta üstü gelir grubuna mensup insanların profillerinde Paris Eiffel Kulesi’nin önünde çekilmiş bir fotoğraf  sosyal statünün olmazsa olmaz işaretlerinden biri.

Dünya’nın en önemli tarihi eserleri arasında yer alan Çin İmparatorluk Sarayı Yasak Şehir ya da muhteşem Çin Seddi ise bu fotoğraf albümlerinde yer alamıyor ekseriyetle. Çünkü dünü unutmuş ve yarını fazlaca önemsemeyen bir Çinli için bu şaheserlerin önünde fotoğraf çektirmek fazla ucuz ve dolayısıyla sıradan.