Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin geçtiğimiz 20 yılda siyasete getirdiği yeni anlayışla, yaptığı hizmetlerle, kazandırdığı eserlerle vatanın her karışına damgasını vurmuş bir parti olduğunu söyleyerek, Türkiye’ye çağ atlattıklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vesayet güçlerinden terör örgütlerine, darbecilerden ekonomik tetikçilere kadar herkesle savaşa savaşa milli iradenin üstünlüğünü kabul ettirdiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Türkiye, bölgesinde ve dünyada egemenlik haklarını gerçek anlamda kullanabilen az sayıdaki ülkelerden biri. Küresel, siyasi ve ekonomik düzen köklerinden çatırdarken, biz ülke olarak önümüze çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmenin çabası içindeyiz. Bu gücümüzün ve özgüvenimizin gerisinde 19 yıllık iktidarımızda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle kurduğumuz sağlat altyapı var. Salgın döneminde bu altyapının önemini ve faydalarını tecrübe ettik” diye konuştu
“TÜRKİYE SON 19 YILDA 9 MİLYON VATANDAŞINA İŞ BULDU”
Türkiye’nin yıllık ortalama büyüme oranını yüzde 1’in altından aldıklarını, yüzde 5,1 seviyesine getirdiklerini, Türkiye’de yapılan yatırımların tutarını yıllık 70 milyar lira seviyesinden 1,4 trilyon liraya çıkarttıklarını açıklayan Erdoğan, ihracatı 36 milyar dolardan aldıklarını, geçen yılı 170 milyar dolar ile kapattıklarını, bu yıl ise 200 milyar doların üzerine çıkartacaklarını kaydetti. Yıllarca Türkiye’nin ekonomisinin en büyük sıkıntısı olan cari açığı 2019 yılında fazlaya dönüştürmeye başardıklarını, yakında yeniden aynı tablonun görüleceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası rezervlerinin şuan itibariyle 109 milyar dolar seviyesinde olduğunu açıklayan Erdoğan, önümüzdeki günlerde bu rakamın 115 milyar doların üzerine çıkacağını belirtti.
Nüfusun 66 milyon olduğu dönemde 238 milyar dolar olan milli geliri 960 milyar dolara kadar yükselttiklerini, son yıllarda döviz kurundaki dalgalanma başta olmak üzere yaşanan hadiseler sebebiyle bir miktar düşen milli geliri en kısa sürede trilyon doların üzerine çıkartacaklarını ifade eden Erdoğan, “Milli gelirin satın alma gücü paritesine göre hesabında ise ülkemizi 17. sıradan 11. sıraya çıkartarak hedeflerimize uygun bir seviyeye yaklaştık. Türkiye son 19 yılda 9 milyon vatandaşına iş bulmuş, bir başka ifade ile istihdamını 9 milyon artırmış bir ülkedir. Kadın ve gençlerin talebiyle işgücü arzındaki yükselme sebebiyle yeni istihdam alanlarına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. İnşallah yatırımlardaki, üretimdeki, ihracattaki, sanayi ve hizmet sektörlerindeki büyüme ile birlikte çalışmak isteyen her vatandaşımıza iş sağlayabilecek noktaya doğru yaklaşıyoruz.
Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında en düşük kamu ve özel sektör borçlanması oranına sahip devletlerden biridir. Dolayısıyla devlet ve millet olarak geleceği ipotek altında olmayan bir ülke sıfatıyla sürekli vizyon genişletiyoruz. Siyasi gücümüzü askeri gücümüzle, ekonomik gücümüzü bölgemizde giderek genişleyen etkimizle tahkim ederek yolumuza devam ediyoruz. Bu sayede yaşadığımız afetlerin ve benzeri krizlerin süratle üstesinden gelebiliyor, başkaları gibi ciddi savrulmalarla karşılaşmıyoruz” şeklinde konuştu.
HİZMETİ MİLLETİMİZİN EMRİNE SOKACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2002 yılında yükseköğretim dahil toplam bütçenin 10,3 milyar lirayken 2021 yılı bütçesinin 2 bin 12 milyar liraya ulaştığını, derslik sayısını 343 binden aldıklarını, 601 binin üzerine çıkardıklarını, bu güne kadar 693 bin yeni öğretmenin atamasını yaptıklarını, eğitim kademelerini 4+4+4 olarak tasnif ederek zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttıklarını hatırlatan Erdoğan, “Maarif Vakfımız vasıtasıyla 44 farlı ülkede 349 okul, 1 yükseköğretim kurumu, 13 eğitim merkezi ve 42 yurt ile eğitim öğretim faaliyetleri yürütüyoruz.
İktidarı devraldığımızda 76 olan üniversite sayımız 207’ye, 70 bin olan akademik personel sayımız yaklaşık 181 bine ve 1,5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız 8 milyona ulaştı” açıklamasında bulundu. Sağlıkta hastane yatak sayısını 164 binden 255 binin üzerine, nitelikli yatak sayısını 19 binden 164 bine çıkarttıklarını, hizmete alınan toplamda 22 bin 604 yatak kapasiteli 17 şehir hastanesiyle sağlıkta hizmet kalitesini artırdıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halen 13 şehir hastanemizin inşası sürüyor. Tamamlandığında şehir hastanelerimizin kapasitesini 41 bin 333’e çıkartmış olacağız” dedi. Gençlik ve sporda gençlik merkezi sayısını 9’dan 376’ya, spor tesisi sayısını bin 575’den 3 bin 915’e çıkardıklarını, yüksek öğrenim yurtlarındaki yatak kapasitesini ise 182 binden 715 bine ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yükseköğrenim burs ve kredi tutarını lisans öğrencileri için aylık 45 liradan 650 liraya, yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan bin 300 liraya, doktora öğrencileri için 135 liradan bin 950 liraya yükselttik” diye konuştu.
Aile ve sosyal hizmetler alanına ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 19 yılda 431 milyar lira tutarında sosyal yardım yaptık. Ülke genelinde vatandaşlarımızın sosyal hizmetlere giriş kapısı niteliğindeki 360 sosyal hizmet merkezini hizmete açtık. Kamudaki engelli istihdamını 5 bin 777’den 60 binin üzerine çıkarttık” şeklinde konuştu. Çalışma sosyal güvenlikte 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücretin bugün 2 bin 825 liraya ulaştığını ifade eden Erdoğan, “Aktif sigortalı sayımız 2002 yılında 12 milyon seviyesindeyken bugün 24 milyonun üzerindedir” ifadelerini kullandı. Adalette iktidara geldiklerinde 9 bin 349 olan hakim-savcı sayısının bugün 21 bin 904’ü bulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 84, idare yargıda yüzde 38 artırarak Adalet Teşkilatını güçlendirdik.
Bu hizmetlerin en yüksek standartlarda verilebilmesi için 2002 yılından bu yana 275 adet hizmet binası inşa ettik” açıklamasında bulundu. İçişlerinde yerel yönetim mevzuatlarında yapılan düzenlemelerle mahalli idare sistemini mali olarak güçlendirmenin yanında daha demokratik, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yapıya kavuşturduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş-muhtar iletişimini ve işbirliğini etkin yürütmek için İçişleri Bakanlığımız bünyesinde Muhtar Bilgi Sistemini kurduk. Düzensiz göç ile daha etkili mücadele için 16 bin kişi kapasiteli 25 geri gönderme merkezi oluşturduk. Fırat Kalkanı Operasyonu’nun başlamasından günümüze kadar geçen süreçte terörden arındırılan bölgelere giden gönüllü Suriyeli sayısı 455 bini geçti” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli savunmada, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe harekatları ile güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok ettiklerini, terör tehdidini ortadan kaldırdıklarını belirtti.
Ulaştırmada 6 bin 101 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol mesafesini 28 bin 284 kilometreye, bin 714 kilometreden devraldıkları otoyol uzunluğunu 3 bin 532 kilometre çıkarttıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karayolu tünel sayımız 83’den 447 adede, karayolu tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 617 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuz 311 kilometreden 710 kilometreye ulaştı. Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit tünelleri gibi eserleri ülkemize Marmara, Avrasya gibi tünellerle kazandırdık. İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu yatırımları ile karayolu yolculuğunun standartlarını yükselttik. Çanakkale 1915 Boğaz Köprüsü’nün de içinde yer aldığı Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolunu tamamladığımızda Marmara Bölgemizi çepeçevre otoyolla sarmış olacağız.
Tüm bu yatırımlar gelecek nesillere göğsümüzü gererek miras bırakacağımız iktidarımızın mührü eserlerimiz olacaktır. Demiryollarında toplam bin 213 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik, aynı şekilde 11 bin 590 kilometre uzunluğundaki mevcut demiryollarımızı neredeyse tümüyle yeniledik. Türkiye’nin ilk lojistik üssü olan Ankara Lojistik Üssü’nü, Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nı, Kars-Tiflis-Bakü İpek Demiryolu projesini, Ankara Etimesgut Karını, Konya Selçuklu Garı’nı tamamladık. Havayollarında 26’dan devraldığımız havalimanı sayımızı 30 ilave ile 56’ya çıkarttık. İstanbul Havalimanı’nın yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli kısmını hizmete sunduk. Denizcilikte tersane sayımız 37’den 84’e, yat bağlama kapasitemiz 8 bin 500’den 18 bin 545’e çıktı” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgi ve iletişim teknolojilerinde 2002 yılında sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısının bugün 84 milyona, elektronik devlet kullanıcı sayısının ise 56 milyona ulaştığını belirtti. Çevre ve şehircilikte son 19 yılda atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusunun yüzde 35’ten yüzde 90’a ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde 79 ilde 60,6 milyon metrekarelik alanda 369 adet millet bahçesi projesini hayata geçirmek için kolları sıvadık. Bugün 76 adedini tamamladık.
TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 100 bin konut ürettik. 2,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık” şeklinde konuştu. Tarımda 2002 yılında 37 milyar lirayı bile bulmayan tarımsal gayri safi yurt içi hasılasının geçtiğimiz yıl 333 milyar lirayı geçtiğini açıklayan Erdoğan, “Son 19 yılda çiftçilerimize toplam 165 milyar tutarında tarımsal destek verdik. Orman varlığımızı 2002 yılındaki 20,8 milyon hektar seviyesinden aldık 22,9 milyon hektara çıkarttık” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişlerinde 2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayısını 252’ye çıkartmak suretiyle Türkiye’yi dünyanın en büyük beşinci temsil ağına sahip ülkesine getirdiklerini kaydetti. Savunma sanayiinde 2002 yılında 62 savunma projesi yürütülürken bu gün bu sayının 750’yi geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayi projelerimizin bütçesi 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara ulaştı. Hamdolsun bugün artık Türkiye insansız hava araçları başta olmak üzere pek çok alanda dünyanın savunma sanayi üreticisi ve ihracatçısı ülkeleri arasına girdi” açıklamasında bulundu.
“2023 YILINDA KENDİ OTOMOBİLİMİZİ YOLLARDA GÖRECEĞİZ”
Sanayi ve teknolojide OSB sayısını 192’den 325’e çıkarttıklarını, 22 endüstri bölgesi, 79 teknopark kurduklarını, uzay ajansımızı faaliyete geçirerek milli uzay programını belirlediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerli otomobilimizin üretim süreci planlandığı şekilde yürüyor. 2023 yılında kendi otomobilimizi yollarda göreceğiz” dedi. Enerjide toplam kurulu gücü 31 bin 846 megavattan 98 bin 162 megavata güçlendirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemizin en büyük enerji projeleri arasında yer alan TANAP’ı ve Türk Akımı tamamladık. Türkiye’nin ilk yüzen enerji depolama ve gazlaştırma ünitesini İzmir’de, ikincisini Hatay’da devreye aldık. Karadeniz Sakarya Havzası’nda Fatih Sondaj Gemisi tarafından kazılan Tuna 1 Kuyusunda 405 milyar metreküp, Amasra 1 Kuyusunda ise 135 milyar metreküp olmak üzere toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik” diye konuştu.
Kültür ve turizmde dünya mirası listesinde olan varlık ve alanların sayısını 9’dan 19’a, kültür merkezi sayısını 42’den 120’ye çıkarttıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakıflar Genel Müdürlüğü vasıtasıyla restore edilen eser sayımız 46’dan 5 bin 548’e yükselttik. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Başkanlığı gibi kurumlarımız vasıtasıyla dünyada mağdurların, kimsesizlerin yanında olduk. Görüldüğü gibi ne kadar özetlemeye çalışırsak çalışalım anlatmakla bitmeyecek, saatlere, günlere sığmayacak işler yaptık. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla eser ve hizmeti milletimizin emrine sokacağız” şeklinde konuştu.
AK PARTİ’NİN SİYASETTE 20 YILLIK BAŞARI ÖYKÜSÜ
14 Ağustos 2001’de kurulan AK Parti, Türk siyasi hayatında 20. yaşını kutluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, 20 yıllık süre zarfında hayata geçirdiği reformlar ve icraatlarla Türk siyasetinde yeni bir dönem başlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan Ak Parti, 20 yılda pek çok değişikliğe imza atarak Türk siyasi hayatına damgasını vurdu. Gerçekleştirdiği reformlar ve icraatlarla siyasette yeni bir dönemi başlatan AK Parti, geride bıraktığı başarılı çizgisiyle 20. yaşını kutluyor. Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mart 1994’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine başladı. Başarılı bir belediyecilik anlayışıyla dünyanın en önemli metropolleri arasında yer alan İstanbul’un sorunlarına eğildi ve hayata geçirdiği çözümlerle halk tarafından takdirle karşılandı. İstanbul’un en önemli sorunları olan su ve hava kirliliği sorunlarına karşı çare arayan Erdoğan, yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle su sorununu; dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çöp sorununu, doğalgaza geçiş projeleriyle de hava kirliliği sorununu çözüme kavuşturdu. İstanbul’un trafik ve ulaşım sorununa karşı 50’den fazla köprü, geçit ve çevre yolu yapıldı. 14 Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AK Parti) kuran Recep Tayyip Erdoğan, oybirliği ile kurduğu partinin genel başkanı seçildi. 3 Kasım 2002 tarihinde ilk kez seçimlere katılan AK Parti, henüz 15 aylık bir parti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklı olmasına rağmen büyük başarı elde ederek, yüzde 34,63 oy oranıyla tek başına iktidar oldu. Erdoğan, 14 Mart 2003 tarihinde artık Türkiye’nin Başbakanı seçilmişti.
AK PARTİ İLE DÖNÜŞÜM SÜRECİ BAŞLADI
İktidara geldikten sonra birçok köklü reformun altına imza atan AK Parti ile Türkiye, kendisini bir dönüşüm sürecinin içerisinde buldu. Tüm alanlarda reformların gerçekleştirildiği Türkiye’de özellikle demokratikleşme alanında yapılan hamleler meyvesini verdi. Askeri vesayete büyük darbe vurulurken, askeri yargının yetki alanı tırpanlandı. Demokratikleşmenin, farklı dil ve lehçelerde öğretim ve kültürel faaliyetlerin, özel okullarda ana dilde eğitim hakkının, Kürtçe isimlerin kullanmasının, 24 saat Kürtçe yayın yapan devlet televizyonun, yasaklı harflerin serbest bırakılmasının ve ana dilde savunma hakkının önü açıldı. Başörtüsü konusuna da çare arayan AK Parti, okullara ve devlet dairelerine kılık kıyafet serbestliği getirdi. Meclis’e de başörtülü vekillerin girmesi mümkün oldu. Yargı reformuna da el atan AK Parti, Anayasa Mahkemesi’ni demokratik ve çoğulcu bir yapıya kavuşturdu.
EKONOMİDE VE SAĞLIKTA ÖNEMLİ REFORMLAR
Ekonomide de pek çok reformu gerçekleştiren AK Parti ile Türkiye, en hızlı büyüyen ülkeler arasına girmeyi başardı. IMF’ye borçlar sıfırlanırken, Türk Lirası’ndan altı sıfır atıldı. Sağlık alanında da önemli reformlara imza atan AK Parti, “herkes için sağlık” anlayışını hayata geçirerek, acil ve yoğun bakım hizmetlerini ücretsiz hale getirdi. Aile hekimliği uygulamasını başlatan AK Parti, şehir hastaneleriyle de sağlık sektöründe önemli bir boşluğu doldurdu. Tarım sektöründe destekler artırılırken çiftçilere mazot desteği sağlandı ve yerli tohum projesi ile önemli mesafe kat edildi. AK Parti, ulaşım alanında dev projeleri hayata geçirdi, Marmaray, binlerce kilometrelik bölünmüş yol ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü bu projelerden sadece birkaçıydı. Dünyanın en büyük havalimanı olan İstanbul Havalimanı hizmete girdi. 2014 seçimleri arefesinde anayasa değişikliğine gidildi ve Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesini içeren düzenlemeyi, halkın yüzde 69’u referandumda kabul etti. Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimlerde yüzde 52 oranında oy alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), 15 Temmuz’da darbe teşebbüsüne girişti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla Türk halkı FETÖ’ye karşı göğsünü siper ederek bu hain darbe teşebbüsünü önledi. Daha sonra FETÖ üyeleri ve destek verenler yargıya intikal ettirildi.
YERLİ VE MİLLİ SAVUNMA SANAYİİ
AK Parti’nin yaptığı reformlar arasında askeri yapıdaki değişiklikler yer alıyordu. Komuta yapısında önemli değişikliklere gidilirken, kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı. Böylece Türk Silahlı Kuvvetleri daha sağlam bir yapıya oturtuldu. Bundan sonra TSK’nın askeri alandaki operasyon kabiliyetinde de önemli artışlar yaşandı. AK Parti döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan yerli ve milli projelerle Türk savunma sanayii büyük oranda dışa bağımlılıktan kurtuldu. Türkiye artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetiliyordu. Bu yeni sistemle, Türkiye geçmiş dönemdeki gereksiz bürokrasiden de kurtulmuş oldu. Gerek siyasette gerekse ekonomide Türkiye istikrara kavuşmuş oldu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AKINCI TİHA’YA ILK IMZAYI ATTI
Türk savunma sanayiinin güvenlik güçlerinin envanterine kazandırdığı insansız hava araçlarına bir yenisi daha eklendi.
Baykar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) Teslimat ve Kurs Bitirme Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Çorlu Hava Meydan Komutanlığı Akıncı Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde yapıldı. İlk eğitim dönemini birincilikle tamamlayan İHA pilotu Tuncer Yaman, Baykar Teknoloji lideri Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar konuşma gerçekleştirdi. Çorlu Hava Meydan Komutanlığı’nda düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün burada Türkiye’nin mühendislik kabiliyetlerinin yeni sembolü, bağımsızlığımızın gökyüzündeki yeni temsilcisi taarruzi insansız hava aracı Akıncı’nın teslimatı vesilesi ile bir arada bulunuyoruz. Ağustos bizim tarihimizde aynı zamanda zaferler ayı. 950. seneyi devriyesini kutladığımız Malazgirt zaferinden 99. yıl dönümüne İstiklal Harbimizin zirvesi olan 30 Ağustos zaferimize kadar pek çok dönüm noktasını yaşadık” dedi. “Bugünkü programımızla tarihi zaferler halkımıza bir yenisini daha eklemiş oluyoruz” diyen Erdoğan, “Türkiye’mizin son 19 yılda yaşadığı başarı hikayesinin en ön safında hiç şüphesiz savunma sanayii var.
Bilhassa insansız hava araçları konusunda ulaştığımız seviye, savunma sanayiindeki kabiliyetlerimizin tüm dünya tarafından kabul edilen başarısının ifadesi. Çok değil bundan 10 yıl önce bize bu araçları parası ile bile satmayan bakımlarını yaptırmak istediğimizde bugün git yarın gel diyenler vardı. Aynı çevreler bugün sahada oyunu değiştiren Türk İHA’larını ve onların açtığı çığırı konuşuyor.
Bu başarının gerisinde Nuri Demirağ, Nuri Killigil ve Vecihi Hürkuş gibi vatanseverlerin akim kalmış mücadelelerini yeniden ayağa kaldıran Türk mühendisleri, teknisyenleri ve teknikerleri bulunuyor. Bu başarının arkasında yapamayız, beceremeyiz diyen mandacı kafalara inat en iyisini en ilerisini biz yaparız diyen inanmış yürekler var. Bu adanmışlığın meyvesini sınıfında bugün dünyanın en gelişmiş İHA’larından biri olan Akıncı’yı TSK envanterine katarak alıyoruz” şeklinde konuştu. “TİHA Akıncı ile Türkiye bu teknolojinin en ileri 3 ülkesinden biri olmuştur” diyen Erdoğan, “Bu başarının mimarları olan Bayraktar ailesini, başta baba Bayraktar Özdemir beyi, eşini ve evlatlarını, Baykar’ın fedakar mühendislerini teknikerlerini, çalışanlarını, Akıncı’nın tasarım, geliştirme ve üretim safhalarında emeği geçen herkesi şahsım, ailem, milletim adına yürekten tebrik ediyorum.
Rabbim’den Akıncı’nın bölgesinde ve dünyada huzurun, güvenin, barışın ve adaletin tesisi için samimi gayret gösteren Türkiye’nin gücüne güç katmasını niyaz ediyorum. Türkiye’nin savunma sanayii konusundaki hassasiyeti gözünü kan bürümesinden değil dünyanın son bir asırdaki serencamından kaynaklanıyor. Son 100 yılda iki büyük savaş yaşayan dünyamız istikrar ve düzene kavuşmak şöyle dursun, daha çetin sınamalarla karşı karşıya kaldı. Dünyanın çeşitli yerlerindeki çatışmalar, kargaşalar, sosyal düzensizlikler giderek derinleşiyor. Göç, salgın, özellikle salgın hastalıklar açlık, kıtlık gibi felaketler dünya nüfusunun en önemli gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Uluslararası kuruluşlar sadece dünyanın üç - beş ülkenin çıkarlarına hizmet eden, çarpık yapılarıyla bu büyük sorunlara çözüm bulmakta aciz kalıyorlar. Batı son birkaç yüzyılda ilim, fen ve teknolojide elde ettiği üstünlüğü fırsat bilerek hak, hukuk, adalet, insan onuru gibi evrensel kavramları kendi güvenlik ve refah düzenini korumak için suistimal ediyor” diye konuştu.
“Türkiye olarak prensibimiz geliştirdiğimiz her teknolojiyi, ülkemizle birlikte insanlığın tamamına sunmak, hayrına kullanmaktır” diyen Erdoğan, “Savunma sanayiinde de aynı hissiyatla hareket ediyoruz. Bugün Suriye’de, Libya’da Azerbaycan’da önüne geçtiğimiz insanlık dramları işte bu anlayışın bir sonucudur. Türk askerinin adım attığı her toprak, Türk İHA ve SİHA’larının havalandığı her sema işte bu sebeple huzur buluyor” dedi.