Pandemi sürecinde gerek Türkiye gerekse dünya ekonomisi zor bir yılı geride bıraktı. Katılım bankacılığı sektörü ise Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19) salgınına rağmen 2020’de yaklaşık yüzde 55 oranında büyüme sağladı. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, katılım bankacılığı sektörünün ulaştığı büyüklüğü ve önümüzdeki dönemde hedeflerini Ekovitrin’e açıkladı.
TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, katılım bankacılığında 35 yıl önce başladıkları nokta ile günümüzün mukayese edildiğinde iyi bir ivme yakalandığını söylemenin, yapılabilecek en doğru yorum olacağını vurguladı. Hâlâ bazı noksanların bulunduğuna değinen Osman Akyüz, ancak bunları tamamlamak adına son sürat çalışmaya devam ettiklerini ifade etti. Katılım bankacılığında uyguladıkları strateji belgesini revize çalışmasına başladıklarını belirten Osman Akyüz, “Çalışma için bağımsız bir denetim şirketi ile mutabakat sağladık. Bu belge doğrultusunda mevcut hedeflerimizi revize edecek ve sektörün aktörleriyle yeni belirlemeler yapacağız. Muhtemelen önümüzdeki beş yılı kapsayan bir perspektif oluşturacağız. Henüz gidecek çok yolumuz var. Ancak mevcut potansiyel, bankacılık sektöründe rekabet edebilir konuma geleceğimizin sinyallerini veriyor. Zira hem hizmet üretiyor hem de finansal bir mimari inşa etmeye çalışıyoruz” dedi.
OSMAN AKYÜZ: “Katılım bankacılığının 2020’yi verimli geçirmesini sağlayan en önemli neden, tüm katılım bankalarının dijital çalışma ortamına hızla uyum sağlamış olması. Özellikle pandemi süreci boyunca tüm bankalarımız, müşterilerinin bütün finansal ihtiyaçlarını eksiksiz ve hızlı bir şekilde yürüterek sorunsuz hizmet sağladı.”
“TÜRKİYE KARARLI ADIMLARLA GLOBAL ÖLÇEKTE POZİTİF OLARAK AYRIŞTI”
Ekonomik anlamda 2020’nin ilk yarısında sıkıntılı bir dönem yaşandığını kaydeden Osman Akyüz, “Özellikle Mart, Nisan ve Mayıs aylarında pandemi nedeniyle ekonomide ciddi bir ivme kaybı olduğunu gördük. Koronavirüsün ekonomik aktiviteleri sekteye uğratması ve iktisadi faaliyetleri azaltması sonucunda üretim, dağıtım ve turizm gibi birçok ekonomi aktörü olumsuz bir tablo ile karşılaştı. Ancak Haziran ayından sonra salgın tedbirlerinin de bir miktar yumuşatılması ile birlikte ekonomik aktivitelerde bariz bir canlanma gözlemlendi. Sözünü ettiğimiz bu canlanma, ülkenin büyüme rakamlarına da yansımaya başladı. Covid-19 salgını ile dünya genelinde sosyal ve ekonomik hayatın işleyişi önemli ölçüde değişime uğrarken, ekonomideki iş yapış şekillerinin, davranışların ve tercihlerin yeniden şekillenmeye başladığını gözlemliyoruz. Tüm dünya bu ortamdan çıkışın anahtarını aradığı dönemde Türkiye, sağlık sistemindeki güçlü altyapısı ve ekonomi yönetiminin attığı kararlı adımların etkisiyle global ölçekte pozitif olarak ayrıştı” diye konuştu.
2020’nin sonlarında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ‘Yeni Dengelenme, Yeni Normal, Yeni Ekonomi’ ana temasıyla, 2021-2022- 2023’ü kapsayan üç yıllık ‘Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) açıkladığına değinen Osman Akyüz, “Açıklamalarda ‘katma değerli üretimi destekleyecek iş süreç ve modellerini yaygınlaştırmak, yenilikçi, ihracata dayalı, insan odaklı ve kapsayıcı bir kalkınma modeli’ne vurgu yapıldı. Ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda yeni yol haritası olan YEP, Covid-19 salgınının ekonomimize yönelik olumsuz etkilerini ciddi oranda azaltırken, güçlü ve istikrarlı büyüme sürecinde yeni adımları beraberinde getirecek. Katılım Finans Kurumları, Yeni Ekonomi Programı’ndaki üretim, yerli ve millî hamleler, teknoloji ve istihdama yönelik hükûmetimizin atacağı adımlar doğrultusunda, katma değerli projelere destek vermeye ve öncülük etmeye devam edecek. Bizler de ülkemizi, ekonomide bir üst lige çıkaracak, sürdürülebilir büyüme modelini tesis edecek tüm politikaların başarıya ulaşması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Katılım finans sisteminin küresel avantajlarını, güçlü potansiyelini ve istikrarlı yükselişini, ülkemizin gelişimine katkı sunacak vizyonda tüm paydaşlarımız ile birlikte en iyi şekilde değerlendireceğiz” şeklinde konuştu.
“DİJİTAL ÇALIŞMA ORTAMINA HIZLA UYUM SAĞLADIK”
Katılım bankacılığı açısından 2020’nin iyi bir yıl olduğunu hatırlatan Osman Akyüz, “Bunu sağlayan en önemli neden ise tüm katılım bankalarının dijital çalışma ortamına hızla uyum sağlamış olması. Özellikle de pandemi süreci boyunca tüm bankalarımız, müşterilerinin bütün finansal ihtiyaçlarını eksiksiz ve hızlı bir şekilde yürüterek sorunsuz hizmet sağladı. Ayrıca kamu sermayeli üç katılım bankası da sektörün gelişmesine büyük katkı sundu. Böylece katılım bankacılığı sektörünün, yüzde 55 civarında bir büyüme sağlıyor. Mevcut tabloya göz atıldığında ise 24 Aralık itibarıyla katılım bankalarının toplanan fonlarında yüzde 52 büyüme olduğu görülüyor. Bu çok ciddi bir rakam. Yanı sıra kullandırılan fonlarda yüzde 51, TL cinsinden aktif toplamında ise yüzde 54’lük bir artış sözkonusu. Tabi, bu artışın bir kısmının kur yükselişi ile birlikte geldiğini kabul etmekle beraber ortada bariz bir reel büyümenin olduğu da aşikâr” dedi. Osman Akyüz, sözlerine şöyle devam etti: “Özetle, katılım bankacılığı verimli bir sene geçirdi. An itibarıyla şube sayımız bin 254’e ulaştı. Bu da mevcut sayıda yüzde 6’lık bir artışa işaret ediyor. Yani dalgalanmaların yaşandığı bir yıl geçirmemize rağmen şube açma faaliyetimize devam ediyoruz. Personel sayımız ise 17 bine çıkmış durumda. Katılım bankalarının sektörden aldığı paya baktığımızda da toplanan fonlarda yüzde 9.3, kullandırılan fonlarda yüzde 6.6 ve toplam aktifte yüzde 7.1’lik bir paya ulaşıldığını görüyoruz. Ayrıca Ekim sonu itibarıyla katılım bankacılığının özvarlığı 26.7 milyara ulaştı. İnşallah bu istikrarlı büyüme, ileriki yıllara da sirayet ederek sağlam bir zeminin temellerini oluşturacak.”
TKBB olarak sektörün bankacılık anlamındaki ihtiyaçlarını yakından takip ettiklerini ve mevcut sorunları BDDK ile çözümlemeye çalıştıklarını ifade eden Osman Akyüz, sözlerini şöyle noktaladı: “2015 yılında da yine BDDK ile birlikte sektörün geleceğine yönelik bir çalıştay düzenlemiştik. Buradan elde ettiğimiz çıktıları dikkate alarak katılım bankacılığı için strateji belgesi hazırlamış ve o dönemde kamu otoritesine sunmuştuk. O zamandan bugüne kadar sözkonusu belgede tespit edilen hedeflere ulaşmak adına birçok çalışma yaptık. Sektörün bilinirliğini artırma ve faizsiz finans hizmetlerini çeşitlendirme gibi başlıklarda da hatırı sayılır ilerlemeler sağladık. Ayrıca 2018’de TKBB bünyesinde bir Merkezi Danışma Kurulu tesis ederek standart geliştirme ve faizsiz bankacılık uygulamaları doğrultusundaki faaliyetleri çözümcü ve profesyonel bir zemine oturttuk.”