Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde solo yaşayanların ve genç nüfusun satın alma gücünün yükselmesi ve konut edinme yaşının düşmesi konut projelerinde küçük dairelerin oranının yükselmesine yolaçtı. Kredi faizlerinin düşmesi ve kişi başına gelirin yükselmesi konut kredisi kullanımını kolaylaştırdığı için kirada oturmak yerine konut edinmek tercih edilir oldu. Ancak yine de toplam nüfus içinde konut satın alabilecek kitlenin sınırlı olması nedeniyle talep küçük daireler lehine gelişti.

Peki ama bu daireleri kimler satın alıyor? Öncelikle bekar yaşayan ve iş hayatında orta kademe yöneticiliğe yükselmiş olanlar. Bunları yeni evlenen çiftler izliyor. Çocukları olmadığı için bir başlangıç olarak küçük evleri tercih ediyorlar. Örneğin BMW kullanmak isteyen birisi nasıl ilk önce 1.16 modeli ile başlıyorsa, konut alırken de 1+1 modelinden başlamak mantıklı görülüyor. Metropol şehirlerde boşanmış kişiler de keza küçük dairelerin önemli müşterisi durumundalar. Gelir durumu iyi ailelerin, özellikle Anadolu tüccarlarının büyük kentlerde okuyan çocukları bir diğer önemli kitleyi oluşturuyor. Kaliteli yurt ücretleri neredeyse 1+1 dairelerin taksitlerine denk geliyor, bu nedenle öğrenciler için bu evler hem barınma hem de ilk yatırımları olması açısından anlamlı gözüküyor. Anadolu’dan iş adamları bu tip küçük daireleri büyük şehirlerde otelde kalmanın bir alternatifi olarak görüyor ve otele para vereceğine hem yatırım yapıp hem de barınma ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Yabancı şirketlerin geçici süre Türkiye’de çalışan personeli için de benzer bir mantık sözkonusu.

Küçük daireleri satın almak kolay olduğu kadar sabit masrafları da düşük, dolayısıyla oldukça büyük bir kitle tarafından tercih ediliyorlar. Mevcut nüfus, aile ve kentleşme trendlerine bakıldığında bir süre daha talebin böyle devam edeceği görülüyor. Ancak yatırımcı kitlenin halen bu tip dairelerle ilgili endişeleri olabiliyor. Örneğin küçük daireler halen potansiyel birer garsoniyer olarak görülebiliyor. Bu dairelerde yaşayan kişilerin bekar, öğrenci veya yabancı olmaları nedeniyle daireleri kullanım şekilleri, yeterli bakımı yapmamaları endişesi ve çevrenin ne diyeceğine dair sosyal kaygılar satın alma kararında tereddüte neden olabiliyor.

Peki bugün yoğun talep gören bu küçük dairelerin geleceği ne olacak? Kısa vadede mevcut satın alma gücü düşünüldüğünde küçük dairelere talebin devam etmesi kaçınılmaz, çünkü kolay alınabiliyor. Keza kentleşme trendlerine baktığımızda giderek aile yaşamından koptuğumuz aşikar. Bu da talebi destekleyen bir etken ancak şehir çeperlerindeki, banliyölerdeki küçük daireler için pek aynı şeyleri söyleyemeyeceğim, zira buralarda daha ziyade şehir içinde banliyö projelerinin kalitesini bulamayan aileler yaşıyor. Temel amaç çocukların güvenli ve donanımlı bir ortamda büyümesi. Bu nedenle banliyö projelerindeki küçük dairelere şehir içi yaşamına bağımlı bekarlar, yeni evliler, expat’lar ve öğrencilerden talep gelmesi çok mümkün değil. Bugün yalnızca fiyatı uygun olduğu için banliyölerdeki projelerden küçük daire satın alan yatırımcıların önümüzdeki günlerde yeterli taleple karşılaşmamaları nedeniyle istedikleri getirilere ulaşamamaları olası gözüküyor.