Beethoven’ın 1811 yılında bestelediği “Atina Harabeleri” (Die Ruinen von Athen) adlı sahne müziği yapıtı, bu ilginin en dikkat çekici örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Eserin içinde yer alan ve dünya çapında "Türk Marşı" olarak bilinen kısım, bestecinin Osmanlı müziğinden aldığı ilhamı en doğrudan yansıtan bölümlerden biri. Ne var ki, yapıtın tamamı Türkiye’de bugüne kadar sahnelenmedi.
Bunun başlıca nedeni, eserin içeriğinde Osmanlı yönetimine karşı Yunan isyanını öven unsurların yer alması. Ancak bu tarihsel ve politik katmanların ötesinde, eserin içinde saklı kalan başka bir önemli kültürel detay ise yıllar sonra gün yüzüne çıktı.
Hz. Muhammed ve Kâbe'yi Yücelten “Derviş Korosu”
“Atina Harabeleri”nin üçüncü koro parçası olan “Derviş Korosu”, Alman klasik müziğinde benzeri pek görülmemiş bir temayı işliyor. Almanca sözlerle seslendirilen bu bölümde, Hz. Muhammed’in Burak’a binerek yedinci kat semaya yükselişi ve Kâbe’ye duyulan hayranlık dile getiriliyor.
Almanca orijinal metinden Türkçeye çevrildiğinde sözler şu şekilde:
Kollarınızın kıvrımlarında ayı taşıdınız ve paramparça ettiniz. Kâbe! Muhammed!
Işıltılı Burak’a bindin ve yedinci cennete uçtun. Büyük Peygamber! Kâbe!
Bu dikkat çekici sözlerin, 1654 yılında Paris'te yayımlanan Osmanlı müziği notalarından esinlenilerek bestelendiği düşünülüyor. Beethoven’ın dönemin Avrupa’sında dolaşan Osmanlı ezgilerini yakından takip ettiği ve bu kaynaklardan beslendiği, son dönemde yapılan müzikoloji araştırmalarıyla da doğrulanıyor.
Türkiye'de Hiç Sahnelenmedi
Beethoven’ın Türk müziğine duyduğu bu ilgi, Osmanlı coğrafyasındaki kültürel etkilenmenin ne denli derin olduğunu gösteriyor. Ancak ne yazık ki “Atina Harabeleri”nin Osmanlı karşıtı siyasi mesajlar içermesi nedeniyle bu eser Türkiye’de hiçbir zaman sahneye konulmadı. Bu nedenle "Derviş Korosu" gibi bölümler, uzun süre müzik tarihinin gölgelerinde kaldı.
Günümüzde ise Beethoven’ın bu eseri, yalnızca müzikal değil; kültürel ve tarihî bir köprü olarak da yeniden değerlendiriliyor.