CHP Genel Başkanı Özel: "Ahmet Özer için 50 gündür iddianame yazamıyorlar” CHP Genel Başkanı Özel: "Ahmet Özer için 50 gündür iddianame yazamıyorlar”

"Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla ülkemizin güvenliğini, esenliğini, huzurunu güçlendirmek için hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz."
-"Adalet sistemimizin mevzuat altyapısını güçlendirmek için başlattığımız reformları kesintisiz devam ediyoruz"
-"Geçtiğimiz günlerde Gazi Meclis'ine sunulan 8. Yargı paketi bu stratejik adımlarından biridir"
-"İtiraz, istinaf, temyiz yollarındaki başvuru süresi 2 hafta olarak düzenleniyor"
-"Adli para cezaları günümüz şartları yeniden değerlendirilerek güncelleniyor"
-"Hükümlülere vasi atanması işlemeleri otomatik olmaktan çıkarılarak bu bireylerin kendi kararlarına bırakılıyor"
-"Yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarının, doğrudan Anayasa Mahkemesi yerine Adalet Bakanlığı'nda kurulacak tazminat komisyonu tarafından karara bağlanması öngörülüyor"

Erdoğan'ın açıklamalarından derlenenler şöyle:

Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura töreni vesilesiyle sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bugünkü kura törenimizle görev yerleri belli olacak 148 hakimimizi ve cumhuriyet savcımızı tebrik ediyor kendilerine başarılar diliyorum. Artık sayıları 24 bine çıkan hakim ve savcılarımız ülkemizin dört bir yanında milletimiz adına adaleti tesis etmenin mücadelesini veriyor. Her şeyden önce adalet içinde yaşadığımız evrenin ruhudur. Şayet bu ruhu kaybedersek diğer hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Nitekim insanlık tarihine baktığımızda adalet temelinde yükselen toplumların güvenlik ve refah içinde yaşadığını, adaletin kaybolduğu toplumların da kısa sürede yıkılıp gittiğini görürüz. Bunun için bizim medeniyetimizde devlet yönetiminde adaletin önemine bilhassa vurgu yapılır. Zaten medeniyet dediğimiz olgu da ancak adaletin bulunduğu yerde ortaya çıkabilir ve gelişebilir.

Eskiler adalet olunca yiğitliğe gerek kalmaz derler. Sizler devlet ve toplum hayatı bakımından işte böylesine hayati bir görevi yerine getirmek üzere seçilmiş, eğitilmiş, görevlendirilmiş kişilersiniz. Türk milleti adına karar verme mesuliyeti gibi bir vazifeyi inşallah alnınızın akıyla yerine getireceksiniz. Vazifenizi icra ederken hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalmaya itina göstermenizin altını özellikle çizmek istiyorum. Türkiye geçmişte adaleti sağlaması gereken kurumların başka güçlerin emrine girmesinin yol açtığı sancıların bedelini ağır ödemiş bir ülkedir. Adaletin gücü yerine güçlünün adaletinin hakim olduğu olağanüstü dönemler milletimizin hafızasında çok derin izler bıraktı. Travmalara sebep oldu, vatandaşın devlete olan itimatına telafisi imkansız zararlar verdi.

Cumhuriyet tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımlarına imza atarken adalet sistemimizi güçlendirmeyi dört temel önceliğimizden biri olarak belirledik. Ülkemizi sağlık, eğitim ve güvenlikle birlikte adalet üzerinde yükseltme sözüyle milletimizin huzuruna çıktık. Bir yandan anayasamızda ve temel kanunlarımızda gereken düzenlemeleri meclisimizle birlikte hayata geçirmek, diğer yandan adalet teşkilatımızı güçlendirmek için zorlu bir mücadele yürüttük. Bir dönem tek parti faşizminin, bir dönem vesayetin, bir dönüm FETÖ'nün güdümüne giren adalet teşkilatımızı yeniden milletimiz adına karar veren bir güç haline getirmek için çok uğraştık. Hep birlikte 28 Şubat döneminde yargı desteği ile postmodern darbe yapıldığına da 17-25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da yargı desteği ile darbe teşebbüsünde bulunulduğuna da şahit olmadık mı?

ADALET SİSTEMİNDE REFORMLARI DEVAM ETTİRİYORUZ
Yargımızın da hala çözüm bekleyen sorunları sıkıntıları vardır. Bunların bir kısmı Anayasa'da yapılması gereken değişikliklerle ilgilidir. Bir kısmı da eski alışkanlıklardan kaynaklanmaktadır. Bu çerçevede adalet altyapımızı geliştirmek için başlattığımız reformları devam ettiriyoruz.

ilk adımları 8. Yargı paketi ile atmaya başladık. Ancak çalışılması gereken daha pek çok husus olduğunun farkındayız. Günün değil geleceğin ihtiyaçlarını da karşılayacak bir anayasa gerekliliğini dile getiriyoruz. Eğer bu konuda TBMM'de bi mutabakata varırsak zaten çözüme kavuşmuş oluyoruz. Amacımız bu gereksiz ve yargıya zarar verecek tartışmalardan bir an önce kurtarmalıdır.