Ekonomik Kriz Derinleşirken, Mobil İletişim Lüks Oluyor

Pandemiden sonra başlayan küresel ekonomik durgunluk, Türkiye’de de etkilerini hissettirdi. Özellikle artan döviz kuru ve enflasyonla birlikte birçok sektörde fiyatlar hızla yükselirken, mobil iletişim gibi temel hizmetlerde bu denli yüksek zam yapılması, vatandaşların iletişim hakkını tehdit ediyor. Artık bir telefon hattına sahip olmak, sadece bir hizmet değil, lüks haline gelmiş durumda.

Operatörlerin Gerekçeleri Tatmin Etmiyor

Operatörler, yüksek zam oranlarını artan maliyetlere, döviz kuru dalgalanmalarına ve teknolojik altyapı yatırımlarına dayandırıyor. Ancak bu gerekçeler, kamuoyunu tatmin etmekten uzak. Birçok kullanıcı, bu zamlara karşı yeterli denetim yapılmadığı ve operatörlerin piyasa hakimiyetlerini suistimal ettiklerini düşünüyor. Özellikle, büyük GSM operatörleri arasındaki rekabetin zayıflığı, bu zamların önünü açan bir diğer etken olarak görülüyor.

Vatandaşlar Alternatif Arıyor

Zamların ardından sosyal medyada ve çeşitli platformlarda, kullanıcılar daha uygun fiyatlı alternatiflere yönelme arayışında olduklarını belirtiyor. Ancak ne yazık ki Türkiye’deki mevcut telekomünikasyon ekosisteminde bu alternatifler oldukça sınırlı. Yurt dışı sanal hat çözümleri gibi seçenekler dahi, yüksek maliyetler ve düzenleyici kısıtlamalar nedeniyle tam anlamıyla bir çözüm sunmuyor.

Devlet Müdahalesi ve Denetim İhtiyacı

Bu zamların ardından gözler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) çevrildi. Kamuoyunda, BTK’nın GSM operatörlerinin fiyat politikalarını daha yakından denetlemesi gerektiği yönünde talepler artıyor. Özel sektörün ticari özgürlüğü elbette önemli, ancak vatandaşların temel iletişim hakkının da korunması bir o kadar kritik. Devletin bu alanda düzenleyici ve dengeleyici bir rol üstlenmesi, sektörün tekelleşmesinin önüne geçilmesi için acil bir gereklilik olarak öne çıkıyor.

İletişim Hakkımız Tehlikede mi?

GSM operatörlerinin tarifelerine yaptığı %500 oranındaki zam, yalnızca bir hizmet bedeli artışı değil; vatandaşların temel iletişim hakkını tehdit eden bir gelişme olarak karşımızda duruyor. Özellikle gelir düzeyi düşük olan vatandaşlar için bu artış, mobil iletişimden kopma riski anlamına geliyor. İlerleyen süreçte, bu durumun toplumsal etkilerinin daha da derinleşmesi ve devletin müdahalesinin kaçınılmaz hale gelmesi muhtemel.

Kapsamlı bir düzenleme ve şeffaf denetim olmadan, mobil iletişim hizmetleri Türkiye’de daha da erişilmez bir hale gelebilir.

Türkiye'de vatandaşların şikayetlerini dile getirdikleri bir internet sitesinde yazılan şikayetlerden bazıları ise şöşye:

Ticaret Bakanlığı'ndan fahiş fiyat denetimleri kapsamında 327 milyon idari para cezası Ticaret Bakanlığı'ndan fahiş fiyat denetimleri kapsamında 327 milyon idari para cezası

Türk Telekom evde internet taahhüt bu ay sonlanıyor 2 yıldır kullandığım Tivibu ile birlikte internetim 250 TL'den yalnızca internet fiyatı 600 TL'ye Yükseltiliyor. Bana özel kampanya olarak da 500-550 civarına indiriliyor. Mevcut Kullanıcı olarak bu fiyatlardan internet kullanmak istemiyorum bu ücretler çok pahalı ve İnternetimi kapatmayı düşünüyorum Aynı hızla ve fiber olmayan internetimin daha uygun seviyede fiyatlanarak teklif edilmesini talep ediyorum. Aksi takdirde bu fiyatlardan internet kullanmayıp kapatacağım. 

Türk Telekom'dan aldığım evde internet hizmeti geçen aylarda internet faturama 350 civarı öderken taahhüdümün bitişine 317 gün varken faturam 635 liraya yükseldi. Neredeyse yüzde elli zam nasıl yapılabiliyor, anlamış değilim. Benim bilgim dahilinde olmayan bu durumun düzeltilmesini istiyorum.

140 TL olan faturama yeni dönemde 500 TL size özel kampanya olarak dönüş yapıldı. Fiyatlar aşırı fazla, evet fiyat artışı olabilir ama bir anda bu kadar artış olması insanı mağdur bırakmaktan başka bir şey değil. Bunun kontrol altına alınmasını talep ediyorum.