Sonra da Standard & Poor's ülkenin ratingini iki basamak düşürdü, İtalya gibi BBB + düzeyine indirdi. Ülkenin borçlanma faizi de hızla yüzde 6 düzeyine çıktı ve sonra da 5.85 düzeyinde stabilize oldu.
Tabii ki bu sefer rating ajansı haklı, çünkü rakamlar kötü ve kötüleşiyor. İspanya'da genç nüfus işsizlik oranı yüzde 52 düzeyini aştı. Yani gençlerin yarısı işsiz. Genel işsizlik oranı ise yüzde 24.4 düzeyine çıktı. Yani genelde dört İspanyol'dan biri işsiz. Bu son yirmi senenin en kötü işsizlik oranı. Toplam işsiz sayısı altı milyon kişiye doğru yükseldi. Hükümetin 10 yıllık bonolarının faizi 5.9 düzeyine çıktı. Yani krizin uzun süre etki yapması bekleniyor. İspanya'nın kamu borçluluk oranı ise yüzde 79 düzeyine yükseldi. Bu veri de Türkiye'nin 2001 yılı krizindeki kamu borç düzeyi gibi.
Tabii İspanya yalnız, yani tek başına felaketlere muhatap değil. Fransa da sallanmaya başladı. Eğer pek yakında Fransa sosyalist Hollande tarafından yönetilmeye başlarsa, ki bu olasılığı oldukça yüksek bir olgu, ekonomik büyümesinin 2011 yılındaki yüzde 1.7 düzeyinden yüzde 0.5 düzeyine inmesi beklenir oldu. En azından Barclay's böyle düşünüyor. Bu da Fransa hükümetinin yeni stabilite girişimi ortamında yüzde 4.4 düzeyine düşürmeye çalıştığı bütçe açığının vergi toplama şansının çok küçülmesi sonucu yükseleceği anlamına geliyor. Kaldı ki Fransa işgücü piyasası reformu konusunda en az İtalya kadar kötü bir yaklaşım içinde. Sarkozy de bütün vaatlerine rağmen emek piyasasındaki katılıkları ortadan kaldıramamıştı. Hollande da pek bir şey yapamaz, hatta yapmaz diye düşünülmeye başlandı ve Hollande döneminde kamu çalışanlarına aktarılan fon miktarı artabilir diye bile düşünülmeye başlandı. Şu anda Fransa'nın on yıllık kamu borcu faizi yüzde 3 civarında. Ama neredeyse tüm hedge fonları başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa'da ekonomik gelişmelerin kötüye gideceği yönünde iddialara girmekte, yani finans jargonu ile pozisyon almaktalar. Fransa'nın ratingi de bir kere daha düşürülebilir ve rating aşağıya faiz yukarıya gidebilir. Kaldı ki Almanya ve Hollanda bile şu anda finans piyasasında riskli görülmeye başlandı. Hollanda'nın hükümet düşmesine rağmen bütçe konusunda son günlerde bir uzlaşma üretmesi bile piyasaları ikna etmedi ve Hollanda'nın AAA olan ratingi de sallanıyor.
İspanya'da Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia, Avrupa Birliği'nin durumunu Titanik'e benzetti ve 'Yolcuların kurtarılması hep bir arada bir çözüm bulunmasına bağlıdır!' dedi.
Tabii İspanya yalnız, yani tek başına felaketlere muhatap değil. Fransa da sallanmaya başladı. Eğer pek yakında Fransa sosyalist Hollande tarafından yönetilmeye başlarsa, ki bu olasılığı oldukça yüksek bir olgu, ekonomik büyümesinin 2011 yılındaki yüzde 1.7 düzeyinden yüzde 0.5 düzeyine inmesi beklenir oldu. En azından Barclay's böyle düşünüyor. Bu da Fransa hükümetinin yeni stabilite girişimi ortamında yüzde 4.4 düzeyine düşürmeye çalıştığı bütçe açığının vergi toplama şansının çok küçülmesi sonucu yükseleceği anlamına geliyor. Kaldı ki Fransa işgücü piyasası reformu konusunda en az İtalya kadar kötü bir yaklaşım içinde. Sarkozy de bütün vaatlerine rağmen emek piyasasındaki katılıkları ortadan kaldıramamıştı. Hollande da pek bir şey yapamaz, hatta yapmaz diye düşünülmeye başlandı ve Hollande döneminde kamu çalışanlarına aktarılan fon miktarı artabilir diye bile düşünülmeye başlandı. Şu anda Fransa'nın on yıllık kamu borcu faizi yüzde 3 civarında. Ama neredeyse tüm hedge fonları başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa'da ekonomik gelişmelerin kötüye gideceği yönünde iddialara girmekte, yani finans jargonu ile pozisyon almaktalar. Fransa'nın ratingi de bir kere daha düşürülebilir ve rating aşağıya faiz yukarıya gidebilir. Kaldı ki Almanya ve Hollanda bile şu anda finans piyasasında riskli görülmeye başlandı. Hollanda'nın hükümet düşmesine rağmen bütçe konusunda son günlerde bir uzlaşma üretmesi bile piyasaları ikna etmedi ve Hollanda'nın AAA olan ratingi de sallanıyor.
İspanya'da Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia, Avrupa Birliği'nin durumunu Titanik'e benzetti ve 'Yolcuların kurtarılması hep bir arada bir çözüm bulunmasına bağlıdır!' dedi.
Ancak Ekonomi Bakanı Luis De Guindos, Madrid'in kemer sıkma politikalarından fatura ne olursa olsun, vazgeçilmeyeceğini yineledi ve daha evvel sık sık reddedilen Katma Değer Vergisi oranlarını yükseltmenin yeni gelişmeler ışığında planlanıyor olabileceğini de belirtti.
İspanya'da resesyonun 2013 yılına kadar sürmesi bekleniyor. Hükümetin başı Mariano Rajoy ise bütçe açığını söz verilen düzeye indireceklerini söylese de, piyasalarda banka sistemindeki sorunlar nedeniyle İspanya'nın da Yunanistan, Portekiz ve İralnda'da olduğu gibi Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF üçlüsü tarafından yönetilecek bir banka kurtarma operasyonuna gereksinmesi olduğu düşünülüyor.
Bu tür bir operasyon son IMF açıklamasına göre finansal stabilite sağlamak için son derece gerekli ve en büyük bankaların yere sağlam bastırılması lazım. İspanya'da yedi büyük tasarruf bankasının (caja deniyor ) acilen bilançolarını kuvvetlendirmeleri, sermaye artırmaları gerekli. Standard & Poor's da İspanya'nın ratingini düşürürken banka konusunun önemini vurgulamıştı.