Kibir kimsenin başkasında beğenmediği fakat kendisi kibirlenince egosunun okşandığı bir durum.
Durun, durun, kaçmayın yazının devamını okuyun. Eğer okuyamıyorsanız başlıktan alınmış olabilirsiniz. Yoksa sizde de mi kibir var? Bir insanın kibrini nasıl anlarız? Başkasına tepeden bakması, hor görmesi, kendini üstün bir varlık olarak algılaması, sürekli övünmesi, yürüyüşü, tavırları, yüz ifadesi, vb. Bu davranışlardan bir veya birkaçı varsa mutlaka anlarız. Çocukluğumuzdan itibaren şu veya bu şekilde fark ettiğimiz bir davranıştır.
KİBİRLİLER İTİCİDİR
Fakat şakşakçıları da vardır. Kibirliden menfaat sağlarlar. Kibirliyi, sevdikleri için alkışlamazlar. Menfaatleri olduğu için –şimdilik- davranışlarına katlanırlar. Kibirliyi ilk fırsatta kötüleyecek olanlar da onlardır. Kibirliler onlarla hayatından memnundur. Bu kibirli, herhangi bir yerde yönetici ise yöneticilik onu daha da kibirlendirdiği, kabarttığı, kibrini köpürttüğü için yanana kolay kolay yaklaştırmaz kimseyi. Zamanla yakın çevresindeki şakşakçıların her dediğine kanmaya başlar. Sahayı görmez. Görse de önemsemez. O kibri ile her şeyi bilir.
KİBİRLİLER KİBİRLERİNİN FARKINDA MIDIR?
Bir süre sonra kendi kibirli davranışını ve çevresinin davranışını normal göreceği için fark etmemeye başlar. Siyasette, iş hayatında, hayatın her alanında ne çok var. Kibirli yöneticilerin yönettiği kurumlarda personel nasıl?
Eline küçük de olsa gücü geçiren (unvan, vb. -muhtemelen daha aşağı bir hiyerarşiyi hak ediyor-. “Ne oldum delisi” oluyor) kibirli yöneticiyi örnek aldığı için o da kibirli.
Kibirle ellerine ne geçiyor?
Zaman içinde kaybediyorlar, insan, samimiyet, dost, bilgi, yetenek. Körleşiyorlar. Yazık, çok yönlü israf. Kibirli yönetici, çalışanlarının, -ekiplerinin diyemiyorum, kibirli yönetici kendisini ekip üyesi olarak görmez- motivasyonunu bozar, onları insan yerine koymaz. “Onlar akıllı olsaydı, yönetici olurlardı, demek ki onları ben yönettiğime göre ben akıllıyım” der.
Kibirliler çalışanlarını hayattan bezdirir.
Kibirliler yönetim kabiliyetsizliğinin farkına varmaz ve diğer olumsuzlukları yaşatırlar. Bu kibirli yönetici kendi işini yapıyorsa sektör uygun bir sektörse bir süre devam eder, sonra hüsran.
“Ben nerde hata yaptım “ bile demez. Başkalarını suçlar.
Önceden mütevazı olup sonradan kibirlenen kişi/yöneticilere ne demeli?
O mevkiye geldiği anda hayal bile edemediği imkânlara kavuşan karakteri zayıf kibirliler.
Tek hatalı onlar mı? Hayır. Şakşakçı, dalkavuk, menfaatçi çevreleri bu kişilerin karakterini iyice zayıfl atıp, “ Ne oldum delisi” yapıyor. Bu kibirlinin başına olumsuz bir şey gelince de hemen terk ediyorlar. Başka bir menfaat kapısına kapılanıyorlar. Herkesin çevresinde bu kibirli modeller vardır.
Neden çoklar?
Biz mayasında mütevazılık olan, ahilik değerleri ile bu günlere gelen bir toplumuz. Bu kibri ne zaman nasıl öğrendik de hat safhada sergiliyoruz?
Değerli yöneticiler. Kibir ve mütevazılığı ölçecek tartı vicdanlarda, alışkanlıklarınızda, davranışlarınızda, sözlerinizde, ses tonunuzda, bakışınızda. Bu konu bireysel hamur ve mayanızla ilgili bir konu.
Maddi her şey geçici, bu dünya Karun’ a bile kalmamış. Bu kibir kime, neye. Başınızda var olduğunu sandığınız, bizim göremediğimiz taçlarınızı çıkarın. Kibir meselesinin kadını erkeği yok. Kadının ki ayrı bir sıkıntı, erkeğin ki ayrı bir sıkıntı. Bir de parasına, unvanına güvenip kibir yapanlar var ki, birkaç metre bez ile toprak altına gideceklerini unutan umutsuz vakalar.
Kibirlinin zararı ne yazık ki sadece kendisine de değil. Toplumu da etkileyip bozuyor ve kötü örnek oluyor. Mevki, para, imkân şan şöhret ile az da olsa bozulmayanlar da var. İşte onların başına mütevazılık tacını da biz takıyoruz.
Sözün özü; Kibir kirpi gibidir batar. Başarısız yapar. Kötü örnek olmayın. Kibirli insanları sevmiyoruz. Aklımızda iyi yer etmiyorlar. Kibirlileri iyi hatırlamayacağız. Bu kişiler gerçekten kirpi, insan değil.