“Mehmed Akif’i kaybettik. Büyük şair, dün akşam vefat etti.”

Ancak o günlerde, Akif’in cenazesi, devlet erkânının katılmadığı, gençliğin ise büyük bir sahiplenme gösterdiği bir törenle kaldırıldı. Halkın bu sahiplenişi, Cumhuriyet tarihindeki en çarpıcı protestolardan biri olarak kayıtlara geçti.

Peyami Safa’nın Çarpıcı Sözleri

Mehmet Akif’in vefatının ardından ünlü yazar Peyami Safa, yayımladığı yazısında, devleti ve toplumun duyarsızlığını sert bir dille eleştirdi. Safa, İstiklal Şairi’ne yapılan muameleyi şu sözlerle tarihe kazıdı:
“Tesadüfle izah olunamayacak kadar muayyen, tek bir sebepten ileri geliyormuş gibi sabit bir kader, vatan şairlerimizin hepsini ya sürgünlerde yahut zaruret, hüsran ve muhitin tüyler ürpertici tasasızlığı içinde öldürdü. Mehmet Akif de bu korkunç ananeden kurtulmuş değildir.”

Safa, Fransızların milli marşı Marsilyezin yazarı Rouget de Lisle için düzenledikleri görkemli anma törenine atıfta bulunarak, Akif’in Türkiye’deki durumunu şu ifadelerle karşılaştırdı:
“Fransa, yüz yıl sonra milli marşının şairini ve bestekârını anarken, Türkiye on yıl içinde İstiklal Şairi’ni unutmuştu. Akif’in akıbetinde bir Mısırlıdan başka yardım eli uzatan bir Türk yoktu.”

Balta ustasının ocak başında kış mesaisi Balta ustasının ocak başında kış mesaisi

Vatan Hasretiyle Geçen Yıllar ve Hüzünlü Son

Mehmet Akif, geçim sıkıntıları, bürokratik baskılar ve polis takibi nedeniyle 1925 yılında Mısır’a gitmek zorunda kalmıştı. On yıl boyunca vatan hasreti çeken Akif, hastalığının ilerlemesi üzerine 1936’da Türkiye’ye döndü. Ancak bu dönüş, onu bekleyen devlet ilgisizliği ve yalnızlık nedeniyle daha da hüzünlü bir hâl aldı.

Vefat ettiğinde, tabutu herhangi bir örtüyle kapatılmamış, cenaze merasimi sessiz sedasız bir şekilde gerçekleştirilmek istenmişti. Ancak bu durumu öğrenen Darülfünun gençleri, Akif’in tabutunu bayraklarla donatıp omuzlarında taşıdı. Cenaze töreni, halkın ve gençlerin, milli şairine sahip çıkışıyla tarihi bir protestoya dönüştü.

Safa’nın Haklı Sitemi

Peyami Safa’nın şu sözleri, Akif’in hayatta karşılaştığı yalnızlığın ve vefatının ardından yaşanan haksızlıkların acı bir özeti gibiydi:
“Sosyalist, komünist, nasyonalist, bütün Fransa milli şairine diz çökerken, Türkiye kendi milli şairini unutmuştu. Mehmet Akif, böylesine bir vefasızlığa lâyık görülmedi.”

88. Yılında Rahmet ve Minnetle

Bugün Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. İstiklal Marşı’nın yazarı, Çanakkale’nin destanını kaleme alan bu büyük şair, Peyami Safa’nın ifadesiyle, "hem tarihimizde hem de yüreklerimizde yaşamaya" devam edecek.