Verilere göre, uzun vadeli kredi borçları 2,7 milyar ABD doları artarak 159,1 milyar ABD doları seviyesine ulaşırken, kısa vadeli kredi borçları (ticari krediler hariç) 2,5 milyar ABD doları artarak 17,9 milyar ABD doları oldu. Bu artış, özel sektörün yurt dışı finansman ihtiyacının sürdüğünü ve finansal kuruluşların yanı sıra finansal olmayan kuruluşların da borçlanma miktarlarını artırdığını gösteriyor.
Finansal kuruluşların borcu bir önceki aya göre 2,8 milyar ABD doları artarken, finansal olmayan kuruluşların borcu ise 2,4 milyar ABD doları artış gösterdi. Uzun vadeli borçlar, finansal kuruluşlar için 870 milyon ABD doları, finansal olmayan kuruluşlar için ise 1,9 milyar ABD doları arttı. Kısa vadeli borçlar ise finansal kuruluşlar için 2,0 milyar ABD doları, finansal olmayan kuruluşlar için ise 512 milyon ABD doları artış kaydetti.
Döviz kompozisyonuna bakıldığında, özel sektörün yurt dışından sağladığı borçların büyük bir kısmının ABD doları cinsinden olduğu görüldü. Uzun vadeli kredi borcunun yüzde 60,3’ü ABD doları, yüzde 31,4’ü euro, yüzde 2,4’ü Türk lirası ve yüzde 5,9’u ise diğer döviz cinslerinden oluşuyor. Kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 38,1’i ABD doları, yüzde 14’ü euro, yüzde 45,2’si Türk lirası ve yüzde 2,7’si diğer döviz cinslerinden oluşuyor.
Ocak sonu itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcunun 1 yıla kadar olan vade dağılımı incelendiğinde, toplam borç tutarının 56,6 milyar ABD doları olduğu görülüyor. Bu tutarın 38,5 milyar ABD doları bankalara, 13,2 milyar ABD doları finansal olmayan kuruluşlara ve 4,9 milyar ABD doları ise bankacılık dışı finansal kuruluşlara ait.
Bu veriler, Türkiye’nin özel sektörünün yurt dışı borçlanma stratejilerini ve döviz cinsi tercihlerinin, küresel ekonomik koşullar ve iç piyasa dinamikleriyle şekillendiğini gösteriyor.