Türk turizm sektörü ürün çeşitlendirme ve yeni pazarlara açılma konusunda son 15 yılda çok çaba sarf etti. Bu süreçte neredeyse sıfır noktasından alıp bugün bütün dünya ile rekabet edebilecek ürün ve hizmetlerimizin başında sağlık turizmi geliyor. Özellikle pandemi sonrası yeniden kurgulanan yaşam tarzımızda sağlık, zindelik, mutluluk yeni bir üçgen oluşturacak. Sağlık turizmi başlı başına bir sektör. İçinde çok farklı ürün ve hizmetleri barındırıyor.
Hastanelerimiz alt yapı ve donanım olarak çok güçlü. Doktorlarımız ve tüm sağlık çalışanlarımız bu 15 yıllık süreçte kendi hizmet, bilgi ve deneyimlerini dünya standartlarının üzerine çektiler. Sağlık turizminin tanıtımında da çok yol alındı. Bu işi yapan bazı ticari grupların yanında son yıllarda özellikle hastanelerimizin pazarlama ve hasta ilişkileri departmanları uluslararası düzeyde önemli portföy oluşturmayı başardılar. Sağlık turizmi denince akla sağlığına kavuşmak için ikamet ettiği ülkeden başka bir ülkeye herhangi bir sebeple tedavi amacıyla gidilmesi gelse de artık ülkemiz bu konuda çok farklı tatil ve tedavi paketleri sunmaya başladı. Tedavi amaçlı gelen sağlık turistine çok farklı ek ürünler, tatil ve gezi programları sunarak Türkiye’nin güçlü turizm potansiyelini de pazarlamış oluyoruz. Esasında ülkemiz sağlık turizminde çok daha büyük bir potansiyele sahip:
1. Tıp Turizmi: (Hastanelerde tedavi ve ameliyat vb. işlemler) Bu konuda dünyada tesislerden çok doktorlarımızı tanıtmamız gerekiyor.
2. Termal Turizmi: (Termal tesislerde rehabilitasyon ve dinlenme vb. hizmetleri) Bu alanların arasında yabancı turist oranı yüzde 5’i geçmiyor.
3. Yaşlı ve Engelli Turizmi: Geriatrik tedavi merkezi veya yaylalarda sosyal aktivitelerle birlikte uzun süreli konaklamalar için Avrupa Birliği ile sıkı temaslarımız henüz yok.
Avrupa Türkiye Emekliler Birliği kurularak özellikle yerel kalkınma stratejileri kapsamında belediyelerimizin Avrupa Birliği fonları ile Anadolu’nun her köşesinde yaşlı bakım evleri kurmaları için çalışmalar başlatılmalı.
Sonuç olarak her şeye rağmen Türk sağlık turizmi çok çeşitli, güçlü ve hızla büyüyecek.
Türkiye Sağlık Turizmi Derneği’nin (http://www.saglikturizmi.org.tr) verilerine göre ülkemizde 42 adet JCI ile uluslararası standartlarda akredite olmuş sağlık kuruluşu mevcuttur. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere özel, kamu ve üniversite hastaneleri dünyadaki en yüksek teknoloji ile donatılmıştır.
Türkiye de birçok hastane de onkolojik tedaviler, kardiyovosküler cerrahi, ortopedi, beyin cerrahisi, çocuk cerrahisi, estetik cerrahisi, göz ve dişte ileri teknolojili sağlık hizmetleri verilmektedir. Yine bu hastanelerde Cyberknife, robotik cerrahi, MR, hizmetleri, kemik iliği, organ transplantasyon yapılabilmektedir.
Sağlık Bakanlığı, Sağlık Turizmi Dairesi Başkanlığı bünyesinde 7/24 Arapça, İngilizce, Almanca ve Rusça dilinde acil durumlarda 112, şikayet durumlarında 184 no’lu hatlardan ve hastanelerde uluslararası hastalara tercümanlık hizmetleri mevcuttur. Tüm doktorlar mesleki zorunluluk sigortası yaptırmak zorunda olup herhangi bir tıbbi hata veya malpraktis durumunda hastaya sigorta tarafından anında tazminat ödenmektedir. Tüm hastanelerimiz ulusal akreditasyon kriterlerine göre hizmet vermekte olup yılda 2 kez denetlenmektedir.
Sağlık turizmi ile ilgili tüm işlemler ve koordinasyon kanun gereği Sağlık Bakanlığı sorumluluğundadır. Ülkemizde yaşayan 74 milyon insanın tamamı zorunlu sağlık sigortası olup hem özel hastaneden hem de kamu ve üniversite hastanelerinizden sağlık hizmeti alabilmektedir. Özellikle bazı hastaneler (örneğin, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi, Siyami Ersek Kardiyovasküler Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi, Hacettepe Tıp fakültesi gibi) uzun yıllardır hizmet veren hastaneler olup, binlerce ameliyat yapmış çok birikimli ve tecrübeli sağlık kuruluşlarıdır.
Bunun yanı sıra son 10 yılda yapılan özel ve kamu hastaneleri teknolojik donanım ve fiziki şartlarıyla batı ülkelerini aratmayacak bir yapıdadır. Ayrıca termal turizmi olarak kaynak açısından dünyada yedinci, Avrupa’da birinci sıradayız. Bu alanda çok donanımlı ve köklü termal oteller hızla yapılmaya başlanmıştır. Yatırımcılar için birçok teşvik mevcuttur. Sonuç olarak ülkenin iklimini, tabi güzelliklerini, tarihi ve kültürel bölgelerini hastanelerimizdeki batı standartlarındaki sağlık hizmetlerini ve termallerini kendi insanımıza sunduğumuz gibi çevremizde yaşayan tüm insanlara sunuyoruz. Sizlere sağlıklı bir yaşam için şifa kapısı olarak ülkemize davet ediyoruz.
SAĞLIK TURİZMİ İSTATİSTİKLERİ
Sağlık turizmi ile ilgili bazı istatistikler aşağıda verilmiştir: Tıp Turizmi Alanında: Ülkemize yurtdışından gelen hastalar ve geldikleri branşlar aşağıdaki gibidir. 2009 yılı kamu-özel hastanelere gelen yabancı hasta oranları: Ülkeler: Almanya, Hollanda, Fransa, Türk Cumhuriyetleri, Avusturya ve Ortadoğu ülkeleridir. Yüzde 70’i bu ülkelerden gelmiştir. 2010 yılı kamu-özel hastanelere gelen yabancı hasta oranları:
Özel Hastaneler (yüzde 92) Kamu Hastaneleri (yüzde 8) Branşlar: Göz, Diş Ortopedi, Kardiyoloji, Onkoloji, Plastik Cerrahi ve Beyin Cerrahisidir ve yüzde 80’i bu branşlara gelmiştir. Ülkeler: Almanya, Hollanda, Avusturya, Irak, Suriye, Sudan, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu, Belçika ve yüzde 20 diğer ülkelerdir.
SAĞLIK TURİZMİNDE YENİ DÖNEM
Türkiye’de sağlık sektöründe, son 9 yılda büyük atılımlar gerçekleştirilmiştir. Yapılan bir dizi reform sayesinde sağlık sisteminin kalitesi ve verimliliği yükseltilmiştir. Kamu sağlık hizmetlerinin yanı sıra son yıllarda özel sağlık hizmetleri de hızla gelişmeye başlamıştır. Türkiye; modern hastaneleri, yetişmiş insan gücü, alanında uzman doktorları, teknolojik altyapı ve tecrübe birikimi ile Avrupa standartlarında hizmet vermektedir.
Türkiye’deki birçok özel hastanenin hizmet kalitesi dünyaca ünlü akreditasyon kuruluşlarınca onaylanmıştır. JCI (Joint Comissions International/Uluslararası Birleşik Komisyonu) ile akredite edilmiş 37 hastane, 3 laboratuvar, 1 nakil aracı ve 1 ayakta tedavi merkezi olmak üzere toplam 42 sağlık kuruluşuyla Türkiye, dünyada ikinci sıradadır.
Türkiye coğrafi konumu, sahip olduğu sağlık kuruluşları, sektördeki yetişmiş ve eğitimli insan gücü, kaplıcaları ve doğal güzellikleri ile sağlık turizmi açısından bir çekim merkezidir. Hem tarihi ve kültürel zenginliği, hem de sağlık alanındaki gelişmişlik seviyesi ile Türkiye, dünyanın on gözde ülkesinin içinde yer almaktadır. 2011 yılında 33 milyon 27 bin 943 yabancı turist sayısına ulaşan Türkiye, ileri teknoloji kullanan ve fiyat avantajı sunan sağlık tesisleri ile sağlık turizminin parlayan yıldızıdır.
SAĞLIK TURİZMİ İÇİN TÜRKİYE’YE DAVETLİSİNİZ
Dünya ülkeleri artık Türkiye’yi yeni sağlık ortağı ve yükselen medikal turizm merkezi olarak tanıyor. Türkiye, sahip olduğu medikal ve termal turizm kaynaklarını, SPA ve wellness imkanlarını beş yıldızlı otellerle birleştirerek, sağlık turistine kaliteli ve ucuz turizm paketleri sunmaktadır.
SAĞLIK İÇİN UZAKLARA GİTMEYİN
Türkiye, eşsiz ve stratejik coğrafi konumu ile Avrupa, Asya ve Orta Asya’ya sınırı bulunan iki kıta arasındaki kavşak noktasıdır. Birçok ülkeden uçakla kolay ve kısa sürede ulaşılabilir. Türkiye, geçmişinden gelen misafirperverlik geleneğini medikal turizm hizmeti anlayışıyla birleştirmiştir. Sağlık turistinin Türkiye’ye ayak basmasından itibaren, evine uğurlanana kadar ihtiyaç duyabileceği her türlü hizmet, uzman sağlık personeli ve acente yetkilileri tarafından karşılanmaktadır.
SAĞLIK TURİZMİNDE SON SÖZ
Türkiye, sağlık sektöründe çok iyi yetişmiş ve eğitimli insan gücüne sahiptir. Yabancı dil bilen doktor ve sağlık çalışanlarıyla iletişim konusunda sorun yaşanmamaktadır. Sağlık turisti, kafasında oluşan her türlü soruya kolaylıkla cevap alabilir. Ayrıca ameliyat öncesi ve sonrasında gerek doktorlar gerekse hemşireler tedavi olan sağlık turistini yeterli düzeyde bilgilendirerek moral olarak iyi olmasını sağlamaktadırlar.
İklim dezavantajları nedeniyle özellikle romatizmal hastalıkların yoğun olarak görüldüğü Kuzey Avrupa ve İskandinav ülkelerinde termal turizme olan talep daha fazladır. İklim, fiyat, güvenlik ve ulaşım açısından göreceli avantajlara sahip ülkemiz tıp turizmi, SPA&wellness ve kaplıca turizmi, ileri yaş ve spor turizmi açılarından olağanüstü avantajlı bir konumda olup her kesime hitap edebilecek niteliklere haizdir.
Ayrıca, coğrafi yakınlık, ülkelerinde bulunmayan doğa ve iklim şartları nedeniyle ve kültürel benzerlik faktörleri de göz önünde bulundurulduğunda Türkiye Ortadoğu ülkeleri içinde önemli bir sağlık ve termal turizm destinasyon ülkesi olabilecek konumdadır. Ortadoğu ülkeleri ile son zamanlarda sağlanan vize muafiyetleri, sınırlarda sağlanan kolaylıklar ve diğer siyasi ve kültürel ilişkiler marifeti ile bu bölgelerden yapılan seyahatlerde önemli artışlar kaydedilmektedir. Gelişmiş ülkelerde sağlık giderlerinin fazla olması nedeniyle hastaların tedavi hizmetlerini azaltmaya yönelik olarak sağlık hizmetlerinin daha düşük maliyetli ülkelerden temin edilmesi eğilimi artmaktadır. İsveç, Norveç ve Danimarka’dan sonra Almanya ve Hollanda’daki bazı özel sigorta şirketlerinin de termal tedavileri için Türkiye’ye göndereceği hastalarının masraflarını karşılama kararı almaları ülkemizde termal turizm açısından önemli bir pazar payı oluşturmaktadır.
Sağlık turizmi, insanların sağlıklarına gösterdikleri özen arttığı, sağlık hizmetleri rekabetçi duruma geldiği ve maliyet farkları ana unsur olarak kaldığı takdirde ülkemizde gelecekte daha da hızlı bir artış gösterecektir. Özellikle plastik cerrahiye olan talep artışının devam edeceği, böylece denizaşırı hizmetler için de önemli bir talep oluşacağı ve sağlık turizmin temel öğesi olan kalp ameliyatları ile yer değiştireceği uzmanlarca tahmin edilmektedir. Türkiye verdiği kaliteli ve ekonomik sağlık hizmetleriyle öncelikli olarak komşu ülkelerdeki yaklaşık 1 milyar nüfusa sağlık turizmi kapsamında hizmet vermeye hazırdır. Pek yakında ülkemiz sağlık turizmi konusunda dünyada bir numara olacaktır.