Krize girmeden önce Yunanistan'ın tasarruf ve yatırım verilerine baktım. Bizimle benzerlikler gösteriyordu.
2001 yılında milli gelirine oranla Yunanistan'ın iç tasarruflarının oranı yüzde 11.4, yatırımları ise yüzde 21.9, cari açıkla özdeş tasarruf açığı yüzde 10.5 düzeyindeymiş.
Bu oranlar 2007 yılında sırasıyla yüzde 12.3, 26.8 ve 14.5 olmuş.
Euro Bölgesi'ne katılınca iç tasarruflarında önemli değişiklik ortaya çıkmazken, yatırımları önemli oranda artmış. Genişleyen tasarruf açığı ise Euro Bölgesi'nin kredibilitesi kullanılarak ucuz maliyetle kapatılmış. Türkiye ise 2000'li yılların başında Yunanistan'ın iki katı oranında tasarruf ederken, bu oran 2010 yılında Yunanistan'la eşit hale gelmiş.
Buna karşı Türkiye'de yatırımların milli gelire oranı yüzde 20 ile 23 arasında değişen bir eğilim göstermiş. Cari açığa yansıyan aradaki fark ise dışarıdan finanse edilmiş.
Bir başka ilginç nokta da, Yunanistan'ın iç tasarruflarının büyük çoğunluğunu kurumlarının yaratması. Hanehalkının ise katkısı yüzde 1 gibi çok düşük bir düzeyde.
Türkiye'de ise bu ayrıma göre veri üretilmiyor. Dünya Bankası'nın tahminlerine göre 2000'li yıllarda kurumsal tasarruflar artarken hanehalkı tasarrufları gerilemiş.
Kişiler tasarruflarından daha fazlasını harcamaya başlamışlar.
Yunanistan'ın kriz öncesi durumu gibi.
Bu tablo bize şimdiki Türkiye ile kriz öncesi Yunanistan'ın tasarruf-yatırım dengesizliği açısından benzerliğini açıkça ortaya koyuyor.
FARKLILIKLAR
Ayrılan noktalar da var.
■ Yunanistan kamu sektörünü kullanarak uzun vadeli borçlanmayla açığı kapatırken, Türkiye özel sektör aracılığıyla daha çok kısa vadeli fonlarla tasarruf-yatırım dengesini kurabiliyor.
■ Yunanistan doğrudan yabancı sermayeye açık bir ekonomi değil. Yıllık ortalama milli gelirinin 0.5'i oranında yabancı sermaye çekebilmiş. Bizde ise bu oran yüzde 2 ile 3 arasında değişiyor.
■ Yunanistan, Euro Bölgesi'ne dahil bir ülke olduğu için, o tarihlerde dikkatleri pek çekmiyor. Türkiye için ise aynı durum geçerli değil.
■ Kriz öncesi uluslararası finans piyasalarında bol likidite var. Risk iştahı yüksek. Şimdi ise likidite fazlasının önemli bölümü büyük merkez bankalarına depo edilmiş durumda. Risk iştahı ise sınırlı.
■ 2001-2007 yılları arasında Yunanistan'ın büyüme oranları Türkiye'den daha düşük.
■ Türkiye dış tasarruflarının önemli bölümünü enerji faturasını ödemek için kullanırken, Yunanistan hanehalklarının harcamalarını finanse etmek için dış borçlanmaya gitmiş.
Kuşkusuz Türkiye ile Yunanistan ekonomileri arasında yapı, verimlilik, döviz kuru, bankacılık sistemleri ve finansal kriz deneyimi açılarından çok önemli farklar var. Ancak bu gerçekler tasarruf-yatırım dengesizliğindeki benzerliği yok etmiyor.