Fitch, yayımladığı değerlendirmede, Türkiye’nin rezervlerinde yaşanan dalgalanmaların ve siyasi gelişmelerin kredi notu üzerinde etkili olabileceğini vurgularken, Merkez Bankası’nın daha tutarlı bir politika yaklaşımı benimsediğine işaret etti. Özellikle 2023’ten bu yana uygulamaya konan daha geleneksel para politikalarının, uluslararası rezervlerin güçlenmesiyle birlikte, kredi görünümünü desteklediği kaydedildi.
İmamoğlu'nun Tutuklanması Piyasalarda Dalgalanma Yarattı
19 Mart’ta görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Fitch'e göre finansal piyasalar üzerinde belirgin baskı oluşturdu. Bu süreçte lirada değer kaybı hızlanırken, devlet tahvili getirileri ve CDS primlerinde artış yaşandı. 21 Mart haftasında uluslararası rezervler 171,1 milyar dolardan 163,1 milyar dolara geriledi. Ancak Merkez Bankası’nın net yabancı varlık pozisyonuna ilişkin veriler, 25 Mart sonrası toparlanma sinyalleri veriyor.
Sıkı Para Politikası ve Reform Vurgusu
Ekonomik karar alıcılar ise yaşanan gelişmelere sıkı para politikası ve mali disiplin mesajlarıyla karşılık verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mevcut ekonomi programına desteğini kamuoyu önünde yineledi. 20 Mart’ta gerçekleştirilen ara toplantıda Merkez Bankası, faiz koridorunun üst bandını yüzde 46’ya yükseltirken, politika faizini yüzde 42,5 seviyesinde sabit tuttu. Aynı zamanda TL cinsinden likiditeyi daraltmak amacıyla çeşitli adımlar atıldı.
“Politika Bağlılığı ve Güçlü Rezervler Güven Veriyor”
Fitch, Türkiye'nin 2018 sonrası yaşadığı ekonomik stres dönemlerine kıyasla bugün daha sağlam rezerv tamponlarına ve düşük cari açık düzeyine sahip olduğuna dikkat çekti. Kurum, para politikasında gerektiğinde sıkılaşmaya gidilebileceği varsayımıyla mevcut dalgalanmaların kontrol altında tutulabileceğini ifade etti.
Ancak, Fitch son değerlendirmesinde rezervlerdeki düşüş, artan siyasi riskler ve kırılgan döviz pozisyonları nedeniyle politika yapıcıların dikkatli adımlar atması gerektiğinin de altını çizdi.
Enflasyonda Düşüş Beklentisi Sürüyor
Fitch’in Mart 2025 tarihli Küresel Ekonomik Görünüm raporunda, Türkiye’de yıllık enflasyonun 2025 sonunda yüzde 25 seviyesine gerileyeceği öngörülüyor. Ancak kuruluş, liradaki değer kaybının bu tahmin üzerinde aşağı yönlü risk oluşturduğunu da belirtiyor. Aynı zamanda dolarizasyonun yavaşlaması ve rezerv birikiminin sermaye girişlerine bağlı hale gelmesi bekleniyor.