Ocak ayı dergimizde “2014 yılına girerken” başlıklı yazımda önce OVP 2013-2016 programına değinerek üç yıllık olması gereken bu programların neredeyse her yıl revize edildiğini belirtmiştim, nitekim bu program yayınından birkaç ay sonra bugün revize edilme durumuna geldi.
Başlıkta kullandığım ifadeyi de TBMM-Parlamento dergimizde yayınlanan bir röportajın sonunda ifade etmiştim.
Bu günlerde yaşadığımız yerel seçimleri; partiler genel seçim havasına sürüklemekle kalmayıp karşılıklı üzücü ve düşündürücü hakaretlerle süsleyerek adeta kesimler arası kavga haline getirdiler.
17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk iddialarının ayyuka çıkması, iddia edilen cemaat olaylarının yıllardır süregelen Ergenekon, Balyoz vb. olaylarla karışır hale gelmesi ve aynı tarihlerde tahliyelerin başlaması sonucu yer yer ülkeyi savaş meydanına çeviren tatsız, ürkütücü, olaylar düşündürücüdür.
Bu olayların kavga yerine hukuk düzeni içinde daha sakin çözülemeyişi ülkeyi karamsar bir ortama sürüklemektedir.
TELAFİSİ ZOR BİR DÖNEME GİRİYORUZ
Unutmayalım ki arkada Cumhurbaşkanlığı ve gelecek yıl genel seçimler var, telafisi imkansız bir ortama sürüklenmeyelim.
Ekonomimizin yumuşak karnı olan işsizlik, bütçe açıkları, dış ticaret açığı ve büyük ölçüde sıcak paranın etkisinde olan borsa, yükselen faiz ve döviz kurlarında beklenmeyen değişim piyasaları olumsuz yönde etkilemektedir.
Borsada hızlı düşüş,
TÜFE ve ÜFE enflasyonda artış,
Dış yatırımlarda azalma,
İşsizlik oranında genelde yüzde 10, genç nüfusta yüzde 19,3, seviyesine çıkış,
Reel kesimin mevsim etkisinden arındırılmış üç aylık (üretim, ihracat, iç talep, istihdam), güven endeksinde yüzde 6,4, tüketici güven endeksinde yüzde 3,5 düşüş…
İhracatın ithalatı karşılama oranı 2012 yılında yüzde 64,5 iken, 2013 yılı sonunda yüzde 57,1 oranına gerilemesi sonucu dış ticaret açığı bir yıl öncesine göre yüzde 37,3 artarak 99.milyar 782 milyon dolar seviyesine çıkması.
Protestolu senet ve karşılıksız çeklerde artış…
Neticede; Piyasada seçim faaliyetlerinin sürüklediği bir kaç kesim dışında sektörlerde talep azalması, durgunluk ve ödeme zorlukları yaşandığı görülmektedir.
Beklenen o ki 2014 yılında; ekonomik büyüme aşağı faiz, kur, enflasyon yukarı tırmanmakta.
Özel sektör öncülüğünde ihracat hedefli büyüme heyecanımız zayıflamaktadır. (Artan kura bağlı olarak eski siparişlerin hızlandırılmasından kaynaklanan artışın rehavetine kapılmayalım). Unutmayalım ki kaybedilen pazarı tekrar kazanmak yeni pazar edinmekten güçtür.
Huzur, istikrar ve refah için başta siyasi parti başkanlarına ve her kesime önemli sorumluluklar düşmektedir.
Bu seçimler geçer. Ülke hepimizin, seçim ortamında kazanımlarımıza darbe indirmeyelim.