Stallone, geçim derdi yaşadığı ve daha ünlü bir aktör olma hayali olduğu için New York'a gitmeye karar verir.

Cami temizleyen Özdil, Sivaslı genç futbolculara örnek oldu Cami temizleyen Özdil, Sivaslı genç futbolculara örnek oldu

Burada kimse ona aktörlükte rol vermez. Bunda, geçirdiği kısmi felcin de etkisi vardır. Uzun süre işsiz kalır.

Banka hesabında yalnızca 106 dolar kalmıştır.

İşler o kadar kötü gider ki köpeği Butkus ile birlikte haftalarca New Jersey otobüs terminalinde uyumak zorunda kalır.

Hatta çok sevdiği köpeğini besleyecek parası olmadığı için onu tanımadığı bir yabancıya, yalnızca 25 dolara satmak zorunda kalır.

Stallone dibi gördükten sonra, bir gün Muhammed Ali'nin bir maçını izleme imkanı bulur.
24 Mart 1975'te Muhammed Ali ve Chuck Wepner karşı karşıya gelmektedir.

Bu maçta, Chuck Wepner'in Muhammed Ali karşısında hiçbir şansı olmadığı, en fazla 3 raund dayanabileceği düşünülüyordu. Ancak Chuck Wepner, Muhammed Ali'den ne kadar sert darbeler alırsa alsın durmuyor ve dövüşmeye devam ediyordu.

Wepner herkesi şaşırtarak Muhammed Ali'ye tam 15 raund dayanmayı başardı ve maçı teknik nakavtla kaybetti.

Bu maçtan çok etkilenen Stallone, hafta sonu uykusuz kalarak sadece 3 günde ortaya bir senaryo çıkardı. İsmi Rocky'ydi.
Stallone, senaryosunu Irwin Winkler ve Robert Chartoff adında iki yapımcıya gösterdi. Yapımcılar senaryoyu beğenince Stallone'a senaryonun hakları için tam 125.000 dolar teklif ettiler.

Parasızlıktan, çok sevdiği köpeğini bile satan Stallone için bu teklif hayallerinin bile ötesindeydi.

Ama yapımcıların bir şartı vardır: Filmde Rocky'yi başkası oynayacaktı. Stallone, teklifi kabul etmez. Rocky'yi kendisi oynamadığı sürece senaryosunu satmayacaktır.
Aradan birkaç hafta geçer. Aynı yapımcılar, Stallone’un oynamaması şartı ile senaryoya 325.000 dolar teklif ederler.

Stallone yine hayır der.
Zor durumda kalan yapımcılar, Sylvester Stallone'un isteğini kabul eder ve filmin çekilebilmesi için Chaplin'in kurucusu olduğu United Artists adlı kuruluşa başvururlar.
Filmin bütçesini 2 milyon dolar olarak belirleyen kuruluş, başrol oyuncusunun hiç tanımadıkları Sylvester Stallone olmasına karşı çıkarlar.

Rocky'yi, Stallone yerine o dönemin yıldız isimlerinden Robert Redford, Ryan O'Neal ya da Burt Reynolds'un oynaması konusunda ısrar ederler.
Ancak iki yapımcı Winkler ve Chartoff, Stallone'un bu konuda kesin kararlı olduğunu anlatınca; yapım şirketi, filmin bütçesini yarı yarıya indirir.
Hatta bununla da yetinmeyip iki yapımcıya, filmin zarara uğraması durumunda her şeyden sorumlu olacaklarına dair sözleşme imzalatırlar.

Film çekilebilsin diye bütçe artışına ihtiyaç vardır. İki yapımcı Winkler ve Chartoff, projenin tamamlanabilmesi için evlerini ipotek ettirirler.

Stallone'un oynamasına da izin verilir ama alacağı ücret 35.000 dolara düşmüştür.

Stallone, bu 35.000 doların 15.000'ini köpeğini satın alan adamı bulmak için harcar. Mutlu sona ulaşır, köpeği Butkus'u bulup geri alır.
Rocky'nin büyük rakibi Apollo karakteri için seçmeler düzenlenmektedir. Sıra Carl Weathers'a gelir.
Weathers'tan, Sylvester Stallone'un karşısına geçerek bir boks sahnesi canlandırması istenir. Weathers yanlışlıkla Sylvester Stallone'un çenesini yumruklar.

Stallone, Weathers'a sakin olmasını, bunun yalnızca seçmeler olduğunu söyler. Weathers ise bir dublör yerine 'gerçek' bir aktörle oynayabilseydi daha iyi rol yapabileceğini ifade eder.

Yönetmen John G. Avildsen gülümser ve Weathers'a Stallone'un filmin 'gerçek' aktörü olduğunu söyler. Weathers, bir an için durup Stallone'a bakar ve şöyle der: 'Peki, belki ileride daha iyi rol yapmaya başlar.'

Stallone, Apollo Creed rolünü hemen ona verir.
Ve Rocky vizyona girdiği 1976 yılının en büyük gişe hasılatı yapan filmi olur.
Üstelik Taxi Driver'ı geride bırakıp En İyi Film Oscarı'nı da kazanır. Aynı zamanda bu ödülü kazanan ilk 'spor filmi' olarak tarihe geçer.
Rocky filmi Sylvester Stallone'a toplamda 200 milyon dolar kazandırdı. Terminalde yatıp köpeğini satmak zorunda kaldığı günler artık çok uzaktaydı.
Eğer Sylvester Stallone Rocky konusunda bu kadar kararlı olmasaydı belki de film efsaneler arasına hiçbir zaman giremeyecekti. Her şeye rağmen hayalinden vazgeçmeyip pes etmediği için tebrik ediyoruz.