2020 yılının Mayıs ayında politika faizini yüzde 8,25 ile enflasyonun altına çeken Merkez Bankası, artan enflasyon baskısı ve yükselen kuru frenlemek için Kasım ve Aralık’ta faizi artırarak yüzde 17’ye kadar çekmek zorunda kalmıştı. Bu sayede kur artışı durmuş ve Türkiye’ye sıcak para girişi yaşanmaya başlamıştır.
Ekonomi yönetiminin değiştiği ve faizlerin arttığı Kasım-Aralık döneminde yabancıların hisse ve tahvil kanalından 4 milyar dolar, swap kanalından 11 milyar dolarlık giriş yaptığı tahmin ediliyor. Bu para girişi sayesinde USDTRY kuru 8.50’lerden 7.50’lere kadar geriledi.
Bu dönemde yerlilerin yabancı para mevduatı ise 10 milyar dolar arttı. 2021 başından itibaren yoğun para girişinde bir değişim görüldü. 6 Kasım sonrasında 15 Ocak’a kadar 1.9 milyar dolarlık borsadan hisse alan yabancılar sonrasında her hafta net satış yaptılar.
12 Mart ile biten haftaya kadar 1.2 milyar dolarlık satış yapıldı. 6 Kasım’dan 15 Ocak’a kadar 3.0 milyar dolarlık tahvil alan yabancılar sonrasında da alımlarına devam ederek 0.9 milyar dolarlık alım yaptılar. Burada, enflasyonun düşeceği beklentisinin hakim olduğu ve yıl sonunda faizin ineceği beklentisinin etken olduğunu görüyoruz. 19 Mart akşamı TCMB Başkanı’nın görevden alınması ile bir kez daha rüzgar tersine döndü.
Hafta başında pazartesi günü borsa BIST100 Endeksi yüzde 9.8 kayıp ile günü kaparken kur 7.20’den 8’e yükseldi. Swaplar dahil ilk gün 7.5 milyar dolarlık yabancı çıkışının olduğu açıklandı. Tahvil faizleri de gelen satışlarla yükseldi. Günün en yükseği ile önceki günün kapanışı arasındaki farkları listelediğimizde TL’nin daha önce bundan daha büyük devalüasyonları; 22 Şubat 2001’de yüzde 38’lik artış, 22 Haziran 1999’da yüzde 37’lik artış ve 10 Ağustos 2018’de yüzde 22’lik artıştı. Bu kadar büyük köpük oluşmasının ardından kur sakinlese de yabancı kurumlardan gelen raporlar pek iç açıcı olmadı: Unicredit tarafından hazırlanan raporda, TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından keskin düşüş yaşanan TL’de daha fazla düşüş ve volatilite riski görüldüğü belirtildi.
Societe Generale’nin kur stratejisti Phoenix Kalen yaptığı açıklamada, “Türkiye, kurumsal kredibilitenin son kalan çıpalarından birini de kaybetti. Yerel bireysel yatırımlar yeniden dolar stoklamak için acele edecekler ve yabancı yatırımcılar da büyük olasılıkla Türk varlıklarını satacaklar. Türkiye yakında yeni bir kur krizine girebilir” diye konuştu. Daha temkinli yaklaşan JPMorgan, “Hala yüksek olan enflasyon, büyük dış finansman ihtiyacı ve global finansal şartlarda sıkılaşmaya olan kırılganlık dikkate alındığında, politika duruşunun yönünde anlamlı bir değişiklik için çok fazla alan görmüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Eurasia Group ise yüzde 60’a yüzde 40 olasılık verdiği iki senaryo paylaştı.
Buna göre daha yüksek ihtimalle Kasım ayından bu yana Türkiye’ye gelen 16 milyar dolar önümüzdeki bir kaç hafta içinde gerisin geri çıkacak. Hem canlı seyreden kredi talebi hem de artan güvensizlik yerlilerin döviz talebini iyice hızlandıracak. Döviz kaynağı yaratacak diğer yöntemler bir kenara konursa, hükümetin bu adımlarının bir ödemeler dengesi krizi yaratması mümkün. Yerlilerin 230 milyar dolar civarındaki döviz mevduatları azalmaya başlamazsa sermaye kontrolleri gündeme gelebilir. (Burada araya girmek gerekir ki 22 Mart pazartesi günü kurdaki sıçrama gününde yerlilerden büyük miktarda dolar satışı gelmiş olduğu rakamlara yansımıştır. Dolayısıyla bu görüş temelsiz kalmıştır.) Rabobank’ın döviz piyasası stratejisti Piotr Matys, Naci Ağbal’ın yerine TCMB Başkanı olarak Şahap Kavcıoğlu’nun atanmasının piyasa tarafından Türkiye’nin ortodoks olmayan politikalara bir dönüşü olarak algılandığını belirtti ve “Artan yurt içi reel faizlerin talebi canlandıracağı görünümü varsayımı temelinde lira için oluşturduğumuz ihtiyatlı iyimser görüşü terk ettik” dedi.
Görüldüğü üzere, Kasım-Mart arasında 4 ayı aşkın sürede özellikle swap kanalı ve tahvil alımı ile Türkiye’ye gelen 18 milyar dolarlık sıcak para, TCMB Başkanı’nın değişmesi ardından hızla çıkış kapısına yönelmiştir. Bu tepkiyi hafifletmek için Maliye Bakanı, TCMB yeni başkanı açıklamalar yapsalar da giden gidecektir. Görünen o ki TCMB korkan yabancıların dediği gibi faizi indirmek için acele etmeyecek. Ama tarihe geçecek bir sıcak para hikayesi devam edecek