Türkiye Diyanet Vakfı'ndan makam aracı açıklaması Türkiye Diyanet Vakfı'ndan makam aracı açıklaması

Bu anlamlı geceyi değerlendirmek isteyen müminler, ellerini semaya açarak dualarını eksik etmezler, günahlarından tövbe ederler ve ibadetlerini yoğunlaştırarak bu kutsal zaman dilimini en verimli şekilde geçirmeye çalışırlar.

Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfûz'dan Dünya semasına toptan indirildiği gece olan Berat Kandili, bu yıl 24 Şubat Cumartesi günü kutlanacak. Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan bu özel gece, Müslümanlar için manevi bir temizlenme ve arınma fırsatı olarak kabul edilir. Berat Gecesi, 'temize çıkma' anlamı taşıyan bir ifadeyle, günahlardan arınma ve tövbe etme anlamına gelir. Bu mübarek geceyi ibadetlerle, dualarla ve tövbeyle geçirmek, manevi bir yükselişe vesile olabilir.

Berat kandili nedir, ne demektir?

Her yıl Müslümanlarca Şaban ayının 15. gecesi olarak idrak edilen Berat Kandili, Üç Aylar içerisindeki üçüncü kandil ve Müslümanlar için Ramazan ayının habercisidir.

Türkçeleşmiş şekli berat olan berâet, "iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması ya da yükümlülüğünün bulunmaması" gibi manalara gelir. Berat Kandili'nde Allah'ın (CC) sonsuz merhameti ve bağışlamasıyla kullarının günahlarını af edeceği düşüncesi hakimdir.

Peygamber Efendimizin (SAV), "Allah Teâlâ -rahmetiyle- Şâban'ın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar" dediği hadis kaynaklarında yer alır. (Tirmizî, "Savm", 39; İbn Mâce, "İkametü's-salât", 191)

BERAT GECESİNİN ÖNEMİ

Peygamber Efendimiz (SAV) bu gecenin ehemmiyetini şu şekilde açıklamıştır:

"Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geriye çevrilmez. Bunlar Recebin ilk (cuma) gecesi, Şabanın ortasında bulunan gece, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir." (Beyhaki, Sünen, Şuabül-İman, 3/342 (Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 1990)

Berat Kandili'nde ne olmuştur?

İslam âlimlerine göre bu gece Kur'an-ı Kerim levh-i mahfuzdan dünya semasına tek seferde indirilmiştir.

Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'in dünya semasına indirilmesine "inzal", Hz. Muhammed'e (SAV) yirmi üç yıllık bir zaman diliminde bölüm bölüm indirilmesine "tenzil" denir. Berat Kandili'nde inzal olayının gerçekleştiği düşünülür. Tenzil olayının başlangıcının ise Kadir Gecesi'ne denk geldiği düşünülür.

Levh-i mahfuz nedir?

Kainattaki tüm olmuşların, olacakların, bütün anların ve bütün varlıkların, her şeyin yazılı bulunduğu ilâhî muhafaza levhasına "levh-i mahfuz" denir.

Berat Gecesi için Peygamber Efendimiz (SAV) şu hadisi buyurmuştur:

"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: "Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) müptela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?" buyurur." (İbn Mâce, H. no: 1388)

*Bu hadis-i şerif bu gecenin ne denli önemli olduğuna dair bir delil olarak gösterilebilir.

Berat Kandilinde Nasıl Dua Edilir?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Berat Kandiline ait özel bir dua yahut namaz bulunmamaktadır. Dua, kişinin Rabbi ile direkt olarak iletişim kurduğu andır. Bu nedenle kişinin Rabb’ine karşı isteklerini, sıkıntılarını ve şükürlerini bildirmesi öznel bir durumdur. Müslümanlar ellerini Rablerine açar ve içlerinden geldiği şekilde Rabbi ile iletişime geçerler.
Tüm bunlarla birlikte alimler, mübarek günlerde okunması için dua tavsiyelerinde bulunmuşlardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allah’ım, ey ihsân ve ikram sahibi olan ve kendisine ihsan edilemeyen, ey Celâl ve İkrâm Sahibi, ey lutfu ve ihsânı bol olan, Sen’den başka ilâh yok, sen kendisine ilticâ edenlerin yardımcısı, kendisine sığınanlara emân veren, korkanların kendisinde emniyete kavuştuğu yüce zât’sın. Allah’ım! Beni katında, Ümmü’l-Kitâb’da şakî/kötü veya mahrûm veya kovulmuş veya rızkı dar olarak yazdıysan, Allah’ım fazl u ihsânınla kötülüğümü, mahrûmiyetimi, kovulmamı ve rızkımın az olmasını sil, beni katında, Ümmü’l-Kitâb’da saîd/iyi, rızkı bol ve hayırlara muvaffak olan bir kulun olarak yaz. Şüphesiz Sen Rasûl’ünün lisânı üzere indirilen Kitâb’ında bir söz buyurdun ve Sen’in sözün haktır: «Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sâbit bırakır. Ümmü’l-Kitâb (Ana Kitâb) O’nun yanındadır.»(er-Ra’d, 39) İlâhî! En büyük tecellin ile «Her hikmetli işe kendisinde hükmedilen»(ed-Duhân, 4) ve kesin karar verilen mübarek Şa’bân’ın yarısı gecesinde, bizden bildiğimiz, bilmediğimiz ve Sen’in bildiğin bütün belâları uzaklaştır. Şüphesiz Sen en yüce ve en keremlisin. Allah, Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashâbına salât u selâm eylesin!” (Bkz. Ali el-Müttakî, no: 5090)

“Ey Allâh’ım! Sana başvurma yolunu bana cömertliğin gösterdi. Senin huzuruna beni iyiliğin ulaştırdı. Senin nezdine beni keremin yaklaştırdı. Sana gizli kalmayan sıkıntılarımı ancak Sana şikayet ediyor ve Senden, Sana zor gelmeyecek şeyler istiyorum. Zaten Senin, benim durumumu bilmen, istememe de hâcet bırakmıyor. Ey sıkıntılıların derdini açan Zat! İçinde bulunduğum sıkıntıları benden gider. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten de ben, zalimlerden oldum.

“Ey Allah! Eğer beni bedbaht (sonu kötü) yazdıysan bahtiyar yaz, adımı kötülerin dosyasından sil ve beni takva sâhibi biri olarak kayda geçir. Sen bana enbiyanın ayetini (onlara imanın kazandıracağı nurları ve güzel alâmetleri) nasîb et. Bütün düşmanlarıma karşı bana yardım et, kıyamet günü beni peygamberler Aleyhimüsselam zümresinde haşret, kötülerin derekesin(e düşmek)den beni muhâfaza et. Şüphesiz duâları hakkıyla işiten ancak Sensin. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle (duâmı kabûl et). Âmin!”