ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan imajını yükseltmek için federal hükümette köklü değişiklikler ve düzenlemeleri hedeflendiklerini üzerine basa basa söyleyerek, “ABD tarihinde en büyük deregülasyon kampanyasını başlatıyoruz. Elon Musk ile bu süreci hızlandırıyoruz” diyor.

Tabii Trump’ın gözü dünya krallığında! Önce ABD krallığı, sonra küresel krallık… Daha doğrusu 'küresel derebeylik'… ABD’nin Kentucky diye bir eyaleti var. Buradaki Louisville şehrinde Fort Knox adıyla altın rezervlerinin tutulduğu bir depo bulunuyor. Burası aynı zamanda ABD ordusu tesislerinin bitişi ğinde yer alıyor. Donald Trump, Fort Knox’u teftiş edeceklerin den ve altın kayıplarının olup olmadığından bahsediyor… Diyor ki, “Tonlarca altın Fort Knox’ta saklanıyor, değil mi? Oranın kapılarını açacağız, bakalım ne kadar altınımız var… Fort Knox’taki altını çalan oldu mu, öğrenmek istiyoruz. 400 ton altın var diyorlar. Bu çok fazla altın…” Ne diyeceksiniz Trump bu… Kovboyculuk damarlarına kadar işlemiş… Adam deregülasyan için çırpınıyor!

DONALD TRUMP KÜRESEL DEREBEYİ

Hakikaten merak etmiyor değiliz! Bu deregülasyon neymiş be kardeşim! Trump gücü yeterse ülkesini ve dünyayı deregü lasyonla mı yönetip küresel derebeyi mi olacak, hep birlikte göreceğiz… Bildiğimiz regülasyon, devletin ekonomiye direkt müda hale ettiği çeşitli iktisat politikası araçlarından biri. Devlet bu müdahalesini çeşitli alanlarda, piyasaya giriş çıkışı düzenleyici yasal tekeller oluşturarak yapıyor. Deregülasyon ise, devletin karar alanını daraltan regülasyonların, azaltılması veya kaldırıl ması, kamu kudretinin özel sektöre ve sermayeye devredilmesi yönünde yapılan yasal düzenlemelere deniyor. Özetle deregülasyonu; devletin geleneksel rolünü ve görev lerini önemli ölçüde ortadan kaldıran sistem olarak anlayabiliriz. İşte Trump da politikalarında bunu hedefliyor ve devleti şirkete çevirmeye çalışıyor. Aslında deregülasyon adı konmamış bir tekelcilik… Altta kalanın canı çıksın, politikası!

KÜÇÜK VE ZAYIF İŞLETMELERE YAŞAMA HAKKI YOK!

Böyle bir sistemde; kısıtlamalar olmadan, küçük işletmelerin daha büyük, daha köklü şirketler tarafından pazardan atılma riski çok yüksek. Daha büyük şirketler, pazarın kontrolünü ele geçirmek için tekel oluşturma kapasitesine sahip oluyor ve tüketiciler yüksek oranda mağdur hâle geliyor. Kamu idaresi ve kararları tamamen özel sektörün eline geçiyor. İşletmeler daha kolay dolandırıcılık yapabiliyor ve halkı büyük risklerle karşı karşıya bırakabiliyor… Finans sektörü devletin en önemli güçlerinden biri… Deregü lasyon yönetimlerinde ise ballı yağlı börek! Finans sektöründeki düzenlemelerin kaldırılması, bankalara ve diğer finans kuruluşlarına sermayelerini nasıl kullanacakla rına ve tahsis edeceklerine dair meşru veya gayri meşru karar verme hürriyeti sağlaması, sermayelerini riskli menkul kıymet lere yatırmaları deregülasyonun sermayeye verdiği salahiyetler arasında.

İSTİHDAMDA YASAL MÜDAHALEYİ REDDEDER

Deregülasyon, işgücü piyasası düzenleme kurumlarını kaldır mayı ve işverenler ile bireysel çalışanlar arasındaki ilişkilerde yasal müdahaleyi en aza indirmeyi amaçlayan bir strateji. Bu, yalnızca devlet müdahalesinden kaynaklanan düzenlemeleri değil, aynı zamanda kolektif örgütlerin faaliyetlerinden kaynak lanan düzenlemeleri de kaldırmayı arzu ediyor. Deregülasyonun savunucuları, ABD’nin nispeten deregü lasyonlu işgücü piyasalarında hâkim olan düşük seviyelere kıyasla yüksek işsizlik seviyelerinin açıklaması olarak güçlü sendikalar, sıkı istihdam koruması ve cömert refah hükümleri dâhil olmak üzere Avrupa’daki işgücü piyasası düzenlemesinin çeşitli özelliklerine işaret ediyor belki ama Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1995 Dünya İstihdam raporu, 1974’teki ilk pet rol şokundan bu yana tüm OECD ülkelerinde işgücü piyasası performansındaki bozulmaya ‘işgücü piyasası düzenlemesin deki farklılıklardan bağımsız olarak’ atıfta bulunuyor ve daha az düzenlenen ABD işgücü piyasasında artan eşitsizlik ve düşen ücretler ile daha fazla düzenlenen Avrupa ortamında yüksek işsizliğe dikkat çekiyor. Yani deregülasyon verimlilik ve istihdam artışı getirmiyor, yükselen eşitsizliği ve gerileyen ücretleri ortaya koyuyor.

TRUMP KÜRESELLEŞME HAREKETİNE KARŞI MI?

Araştırmacı Önder Perçin, deregülasyonu anlatmaya çalışırken, “2008 Finansal Krizinin ortaya koyduğu sorunlara halen çare bulunamaması, para basılmak suretiyle sorunların ötelenmesin den öteye gidilememesi, batı sermayesinin piyasa şoklarından korunmak ve maliyetleri düşürmek için üretimi uzak doğuya kaydırmasıyla Çin’in dünya üretiminde ABD ve Avrupa’ya tehdit oluşturacak boyuta gelmesi gibi sebeplerle iyice büyüyen ve ABD ekonomisi açısından da tehlike yaratan sorunlara çare olarak Trump’ın küreselleşme karşıtı bir hareket başlatmaya niyetli olduğu anlaşılıyor. Bunun düzenleme boyutundaki yansımanın bir ayağı gümrük vergilerinin konulması/artırılması, diğer ayağı ise özellikle finans alanında deregülasyon, yani mevcut düzenlemele rin gevşetilmesi olacak gibi görünüyor” değerlendirmesini yapıyor. “Trump yönetiminin özellikle deregülasyondan bahsetmesi, ekonominin düzelmesi için ‘kapitalizmin görünmeyen eli’nden medet umduğunun açık bir belirtisi” diyen Perçin, “Ancak, tarihsel olaylar, kapitalizmin dünya düzeni haline gelmesinden beri, krizlere çözüm önerilerinin deregülasyon – regülasyon arasında sallanan bir sarkaç gibi bir o uca bir bu uca gittiğini ancak hiçbir şekilde tam çözüme ulaşılamadığını ortaya koyuyor. Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle başlayan önümüzdeki dönemde de çözümün, deregülasyonda, yani eskilerin deyimiyle “laissez-faire, laisses-passer” (Bırakınız Yapsınlar) anlayışına yönelen bir düzen leme mantığında aranacağı anlaşılıyor” ifadelerini kullanıyor.

2008 KÜRESEL KRİZİNİN ÇIKMA SEBEBİ Mİ?

İsterseniz geçmiş yıllara doğru bir gidelim… ABD’de bankalar, 1999 yılında Glass-Steagall Yasası’nın yürürlükten kaldırılmasıyla serbestleştirilmişti. Yasa ilk olarak 1933’te, bankaların müşterile rinin parasını kaybetme korkusuyla riskli menkul kıymetler satın almak için müşterilerinden gelen fon ve mevduatları kullanmasını önlemenin bir yolu olarak çıkarılmıştı. Mevzuatın yürürlükten kaldırılmasıyla bankaların yalnızca düşük riskli menkul kıymetlere yatırım yapmasına izin verildi. Ancak, bankalar bunu takip etmedi ve bunun yerine yüksek riskli finansal türevlere yatırım yapmaya başladı. Sonuç olarak 2008 küresel mali krizi orta çıktı ve bütün dünyayı etkiledi. Küçük bir örnek daha vereyim… ABD’de 1978 Havayolu Dere gülasyon Yasası havayolu endüstrisindeki kısıtlamaları ortadan kaldırdı. Sivil yönetim rotaları yönetti, uçak bileti fiyatlarını belirledi ve yüzde 50’den fazla kapasiteye sahip uçuşlar için havayolu şirketine yüzde 12 kâr garantisi verdi. Sonuç olarak uçak biletleri tüketiciler için pahalı hâle getirildi.

ELON MUSK FED’İ DENETLEYEBİLECEKMİŞ!

Batı ülkeleri merkez bankalarının bağımsız olmalarıyla övünürler, başka ülkelere de çamur atarlar. Ancak yeni gelen ABD yöneti minde böyle bir eğilim gözlenmiyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın kıdemli danışmanı Elon Musk, ABD Merkez Bankası’nı (FED) da denetleyeceklerini söylüyor. Muhafazakar Siyasi Eylem Konferansı’nda (CPAC) konu şan Elon Musk, Fort Knox’taki altınları teker teker sayacaklarını belirtirken kültürlerinde olmayan tasarruftan da bahsediyor. Aynı zamanda Tesla’nın sahibi Elon Musk “kripto paralara inancının yüksek olduğunu” söylerken, kripto paraların yüksek enerji tüket tiğini sadece diliyle söylüyor. Çünkü yüksek enerji tüketen kripto piyasasını her yerde desteklediğini vurguluyor.

TRUMP’IN SEC’İ, ARTIK KRİPTO DOSTU

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) Trump’ın en fazla desteklediği kripto dünyasını artık “tanıdığını” ifade eden karar larına yenileri ekleniyor. Kripto varlıklar, yapay zekâ ve “dark web” gibi alanlarda gerçekleştirilen dolandırıcılıkları hedef alacak olan Siber ve Yeni Teknolojiler Birimi’ni (CETU) kuran SEC, 21 Shares Core Ethereum ETF’sinin staking yapmasını konu alan bir başvuruyu kabul ederek bu alanın önünü açmış görünüyor. Bu haberin ardın dan Grayscale ve NYSE’in Ethereum ETF’lerindeki ETH’leri stake edebilme izni için SEC’e başvurduğunu hatırlayalım. Amerikan şirketlerde de kripto yatırımlarında artış gözlemleni yor. Amerikan video oyunu perakendecisi GameStop’un $BTC ve diğer kripto paralara yatırım yapmayı planladığı duyurulurken World Liberty Financial $SEI alımıyla dikkat çekiyor. Son olarak Abu Dabi Egemen Varlık Fonu’ndan da BlackRock’ın spot Bitcoin ETF’sine yaptığı 437 milyon dolarlık yatırımla adını piyasaya duyur ması u alanda başka bir gelişme.

DEREGÜLASYONA BİR ÖRNEK DE ENERJİDEN

Deregülasyon ABD’de enerji sektöründe de uygulandı. Sonuçta enerji fiyatlarının artmasına sebep oldu. Sonunda enerji şirketleri nin denetimini kaldırma girişimi, belirli bir şirketin mali usulsüzlük lere karıştığının tespit edilmesiyle sona erdi. Deregülasyonun iki temel hedefi rekabeti teşvik etmek ve fiyatları düşürmek gibi görünür uygulandığı hiçbir yerde ne reka betçilik vardır, ne de fiyatlar gerilemiştir. Deregülasyonla oluşan monopolizm, ekonomiyi, siyaseti ve sosyal düzeni krizlere taşımak tan başka işe yaramadığı gözlenmiştir. Bazen 'Ülkelerde fiyatların yüksek olmasının ve enflasyo nun dirençli kalmasının sebebi, acaba üstü kapalı kanun ve tüzüklerde olmayan deregülasyon uygulamaları mıdır?’ diye düşünmeden edemiyorum.