İstanbul merkezli uluslararası pazar ve kamuoyu araştırma şirketi AGS Global Araştırma olarak Türk iş dünyasının bu sıcak gündeme bakışını ölçmek amacıyla 198 iş insanıyla gerçekleştirdiğimiz kapsamlı araştırma içerdiği ilginç sonuçlarla öne çıkıyor. Buna göre;
İş dünyasının mevcut ekonomik politikaya yaklaşım konusunda açıkça ikiye ayrıldığını gösteren araştırmamız, söylenenlerin yanı sıra asıl “satır arasına gizlenenler” açısından büyük önem arz ediyor. Türkiye’nin bu tarihsel fırsat koridorundan ihracat ve üretimi artışı ile çıkabileceği genel anlamda bu yaklaşıma “olumsuz” yaklaşanlar tarafından dahi kabul edilirken, enflasyonda ve üretici maliyetlerindeki artış ile fiyatlamada yaşanan sorunlar, katılımcıların tamamına yakınınca en önemli “riskler” olarak nitelendiriliyor. Rekabetçi kurun 10 TL’nin altında tanımlanması ve asgari ücrette beklentinin 4 bin TL bandını aşması bu risklerin etkilerini hafifletme tedbirleri olarak öne çıkıyor. Ayrıca, iş dünyası yeni dönemde dış politikada “dost-düşman” yaklaşımının yerini, daha rasyonel ilişkilerin almasını talep ediyor. Bu nedenle BAE ile yakınlaşmanın “olumlu” karşılanmasını, bölge ülkeleriyle normalleşme ve geleneksel pazarlarla ilişkilerin yeniden tesisi yönünde bir talep olarak değerlendirilmeli. 2020 yılının Kasım ayında gerçekleştirdiğimiz araştırmaya göre; %54,8 olan iş dünyasında “temkinli bekleyişe devam” eğilimi, 2021 yılının aynı döneminde benzer bir düzeyde seyrediyor. “Fırsatlar için tetikte” diyenlerin oranı ise aynı periyotta %31,7’den %22,2’ye düşmüş durumda. Kısacası, reel sektörün yatırım iştahını koruyabilmesi için öngörülebilir bir fiyat ortamının sağlanması, dolayısıyla en kısa sürede kurda tansiyonun dengelenmesine ihtiyaç var. Bunun yolu ise ekonomi yönetiminde daha fazla şeffaflıktan ve ikna edici bir iletişim yönetiminden geçiyor.