Türkiye’nin 2071 vizyonunda ise, Türklerin Anadolu’ya kalıcı olarak ayak bastıkları bin yılın hedefleri var. 2071’de dünyanın en güçlü ilk 3 ülkesinden biri olma hedefi. Bunu yapabilecek güç, kudret, cesaret ve imkanlar da bu topraklar da mevcut..
Siyaset arenası çok haraketli
Seçimlerin ardından iktidarın gündeminde, Suriye krizi, Rusya ile ilişkiler ve seçim vaatlerinin gerçekleştirilmesi, muhalefetin de gündemin ise genel başkanların değişimi öncelikli.
Son 13 yılda seçim yenilgileri peş peşe gelince CHP, MHP ve HDP’de “BAŞKANLAR DEĞİŞ- SİN” diyen muhalifler sahnede “LİDER DEĞİŞİKLİĞİ” için olağanüstü genel kurula gitme arzusu Ankara da uykusuz geceler dönüşüyor.
Hem Devlet Bahçeli hem de Kemal Kılıçdaroğlu bu çalışmalara karşı kendilerini garantiye almak için manevralar yapıyor. İktidar partisinin kurduğu yeni hükümet, meclisten güvenoyu olarak icraatlar başladı. Bakanlar Kurulu’nun gündeminde 31 Ocak 2016’ya kadar seçim vaatlerinin yerine getirilmesi için gereken tüzük ve kararname değişiklikler var.. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu 64. Hükümet’in önceliğinde “Anayasa değişikliği çalışması” gündemin sıcak maddesi. Ancak Anayasa değişikliği için yeterli milletvekili sayısı olmadığı için önümüzdeki süreçte muhalefetle anlaşmalı bir Anayasa değişikliği ya da referandum söz konusu. Dış politikada, Arap baharı bahanesiyle petrol zengini ülkelerde iktidarları kısa bir süre içinde değiştiren “Turuncu hareketin öncüleri” her nedense Suriye’de 4. yılına giren iç savaşı körüklemekten başka bir şey yapmıyor. Ne yazık ki Suriye dünyada güç sahibi üç beş ülkenin en son silahlarını denedikleri büyük bir platoya dönüştürüldü. Herkes en yeni silahlarını IŞİD bahanesiyle bu ülke topraklarında deniyor.. Türkiye’nin dış politika gündeminde AB ile ilişkiler, Ortadoğu politikaları, Ermenistan, İran, Suriye ve Irak her zaman olduğu gibi 2023’e kadar ilk sırada olacak gibi..
Dengeler enerji kaynakları üzerine kuruluyor
Gelecek 50 yılın dengeleri enerji üzerine kuruluyor. Saddam Hüseyin ve Kaddafi’yi koltuğundan eden enerji savaşları dünyanın gündeminden düşmüyor. Türkmenistan ve Azerbaycan’ın zengin doğalgaz enerji kaynaklarını Batı’ya ulaştıracak hatların direkt Türkiye’den geçiyor olması stratejik önemimizi artırıyor. Avrupalıların ulaştıkları refah seviyesini devam ettirebilmek için enerji kaynaklarına ihtiyacı var. Enerji hatlarının geçiş noktası Türkiye olunca üzerinde oynanan oyunlar da büyük…
Yeni enerji kaynağı Toryum
Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke. Son zamanlarda Orta Anadolu’dan Niğde’de fışkıran petrol yeni bir heyecan yarattı. Ayrıca dünyanın en büyük temiz enerji kaynağı olarak kabul edilen Toryum madeni Türkiye’de ve dünyaya yetecek kadar zengin rezervlere sahip. Toryumun enerjiye dönüştürülmesi için yapılan çalışmalar yıllardır devam ediyor. Belki de Türkiye’nin 2023’te olmasa bile 2071’de dünyanın en güçlü devleti olmasında toryumun etkin rol oynaması mümkün… Türkiye temiz enerji uğruna doğalgaz yatırımlarına önem veren bir ülke. Doğalgaz tedarikçileri ise Rusya, Azerbaycan ve İran… Türkmenistan, Azerbaycan ve Kuzey Irak doğalgazın Türkiye’ye gelişi ile ilgili çalışmalar ve boru hattı projeleri devam ediyor. Mavi Akım projesiyle Rus gazı ülkemize geliyor...
İran’dan da yüklü miktarlarda doğalgaz alımı yapıyoruz. Suriye olayı ve Türk savaş uçaklarının sınır ihlali yapan Rus savaş uçağını düşürmesiyle kritik bir safhaya gelen Rus-Türk ilişkilerinde ilk düşünülen tehdit, Rusya’nın doğalgaz vanalarını kapatması.. Bu mümkün olur mu? Olabilir. Ancak bundan sadece Türkiye değil Rusya da büyük zarar görür. Zaten iflasın eşiğine gelmiş bir Rus ekonomisi petrol fiyatlarının 50 doların altına düştüğü bir ortamda tamamen çöker. Türkiye ise bir şekilde ihtiyacı olan doğalgazı temin etmenin yolunu bulur.
Gelecek 50 yılın en önemli konusu, enerji…
Enerji meselesini çözemeyen bir ülkenin ekonomik gelişimini tamamlaması pek de mümkün değil.. İş te o yüzden Türkiye’nin enerji politikaları sil baştan yeniden yapılandırılıyor. İşte böyle bir ortamda Türkiye’nin enerji politikalarının yönetimi 64. Hükümet’in genç isimlerinden Berat Albayrak’a verildi. Bazı basın yayın organlarında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olarak lanse edilen Berat Albayrak, iyi eğitim almış, enerji konularında uzman vizyon sahibi bir yönetici.
Berat Albayrak’ı 1980’li yıllardan beri tanırım. Çok değerli Ağabeyim Sadık Albayrak’ın oğlu. Gazetecilik mesleğine başladığım yıllarda Milli Gazete’de Sadık Albayrak abimle birlikte çalışma imkânı buldum. 1980 darbesi öncesi yazdığı yazılarla kamuoyunun sevdiği bir isim olan Sadık Albayrak, yazdığı birbirinden önemli kaynak kitaplarla tanınıyor. 1982 yılında milliyetçi muhafazakâr gazeteci ve yazarlara uygulanan kıyımdan payını aldı ve “Fikir suçlusu” olarak hapishaneye gönderildi. İşte o yıllarda Serhat ve Berat Albayrak ilkokula başlamıştı. Sadık Albayrak’ın hapis döneminde ilkokul öğrencisi olan Berat ve Serhat Albayrak kardeşler tüm zorluklara rağmen eğitimlerini sürdürdüler. Berat Albayrak İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 2002 yılında ABD. New York’taki Pace Üniversitesi Lubin School of Business’te finans üzerine yüksek lisans yaptı. Bu eğitim sırasında Esra Erdoğan ile tanışmış. MBA (Master of Business Administration - İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı) eğitimi sırasında Çalık Holding bünyesinde görev yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra enerji kaynaklarının finansmanı üzerine bir de doktora yaptı. 1999 yılından itibaren de Çalık Grubu’nun yurt içi ve yurt dışı şirketlerinde çeşitli görevlerde çalıştı. 2002 yılında çalıştığı Çalık Holding’in ABD ofisinde Finans Direktörlüğü ile görevlendirildi. 2007 yılında 29 yaşındayken Çalık Holding’e (CEO) Genel Müdür olarak görevlendirildi. Aynı zamanda grup içi firmalarda Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.
Berat Albayrak, 2013 yılı sonu itibari ile bu görevinden ayrıldı. Enerji alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Berat Albayrak, yurt içi ve yurt dışı iş deneyimi olan genç bir siyasetçi.. Şimdi Enerji Bakanlığı’nın yönetimi ona emanet. İnanıyorum ki bu görevde çok daha büyük projelere imza atacak. Türkiye’nin 2023 vizyonunu uygulayacak olan 64. Hükümet’te daha önce bakanlık yapmış tecrübeli isimlerin yanında yeni isimler de bulunuyor. Yeni kabinede yer almayan Ali Babacan’ın görevini bundan böyle Mehmet Şimşek devam ettirecek. En icracı bakanlık olarak kabul edilen Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ise tekrar Binali Yıldırım’a emanet. Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanı olması İstanbulluları yakından ilgilendiren “Kanal İstanbul Projesi”nin başlatılması anlamına geliyor...
