Ülkelerin kendi öz yeterliliklerinin ne derece önemli olduğunu pandemiyle bir kez daha hatırlamış olduk. Tüm dünyanın “önce ben” diyerek bazı ürünlerde ihracatı sınırlamasına, en gelişmiş ülkelerin bile sınırlarda başka ülkelerin maske ve hijyen ürünlerine el koymasına şahitlik ettik. Türkiye ise bu süreçte, gerek toprak ananın kendisine sunduğu zenginliğin, gerekse sahip olduğu üretim altyapısının avantajlarını yaşadı. Hem kendine yetti, hem de başka ülkelere yetişti.
Salgınla mücadelede sınırlı karantina yöntemini tercih ederek, üretimini aksatmadan devam ettirdi. Böylece yurt içinde hiçbir ürünün tedarikinde aksaklık yaşanmadı, market rafları boş kalmadı, aynı zamanda dünyanın ihtiyaç duyduğu ürünleri zamanında temin ederek güvenli tedarik merkezi haline geldi. Tarım sektörü ise pandemiyle birlikte en stratejik sektörlerden biri oldu.
Türkiye de bu stratejik sektörde ne derece güvenli bir tedarikçi olduğunu tüm dünyaya kanıtladı. Zira Türkiye’nin 2020’de ihracatı %6,3 daralırken, tarım sektörünün ihracatı %4,3 artış gösterdi. Pandemi nedeniyle en sert kapanmaların yaşandığı 2020 yılının mart, nisan ve mayıs ayları boyunca Türkiye gerek mevcut pazarlara gerekse yeni pazarlara ürün tedarik etmeyi başardı. Ve işte şimdi pandemi döneminde yakalanan bu fırsatın meyvelerinin toplanmaya başlandığına hep birlikte şahit oluyoruz.
Eylül ayı içerisinde gerçekleşen Türk gıda sektörünün uluslararası buluşma noktası olan World Food İstanbul’un yoğun katılımla gerçekleşmiş olması bunun en önemli göstergesi oldu. Yerli üreticilerin yeni ürünlerini sergilediği, tüm dünyadan alım heyetlerinin bir araya geldiği, üreticilerin sanayicilerin motivasyonunu ve morallerini yükselten bir fuar oldu. Yabancı alım heyetleri Türk iş dünyasının salgına rağmen üretim ve pazarlamada sahip olduğu güçlü altyapıyı bir kez daha görmüş oldu.
Türk iş dünyası da pandemiye rağmen küresel ticarette rekabet gücünü artırmak adına verdiği mücadeleyi bir kez daha gözler önüne serdi. Öte yandan Hostech By Tusid 25. Uluslararası Otel, Restoran, Kafe, Pastane Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı ile ev ve mutfak eşyaları endüstrisinin bölgedeki en büyük fuarı Züchex de hareketli geçen başka fuarlardı.
Mutfak ekipmanları, eşyaları ve züccaciye sektörü de yine Türkiye’nin rekabet gücünün yüksek olduğu alanlardan biri. Bu alanda da Türkiye’nin en büyük rakibi Çin. Çin’in salgını Dünya Sağlık Örgütü’ne geç haber verdiğine yönelik tüm dünyada oluşan tepkinin ticarete yansıyıp yansımayacağı yine en çok merak edilen noktalardan biriydi. Özellikle Avrupalı alım heyetlerinde bu beklenti biraz daha realize olmaya başladı.
Normalleşme ile birlikte mekanlarını yenileme sürecine sokan Avrupalı hizmet sektörünün temsilcileri rotasını Türkiye’ye çevirmiş durumda. İhtiyaç duyduğu ürünleri Türkiye’den temin etme gayreti içerisinde. Bunun da etkileri yemek sektörü servis endüstrisi horeca ve züccaciye sektöründe görülmeye başlandı. Özetle pandemiye rağmen üretimini aksatmadan devam ettiren Türkiye, küresel ticarette yakaladığı fırsatın ilk somut meyvelerini bu ilk fiziki fuarlarda almaya başladı. Hedefler büyük, ama ulaşılmaz değil. Pandeminin getirdiği ağır şartlara rağmen Türk iş dünyasının bu büyük hedeflere ulaşmak için motivasyonu ve morali çok yüksek