Türkiye’de bir kişi bir makam-mevki koltuğuna oturdu mu adı “Sayın BAŞKAN“ oluyor.
O sıfatı duyduktan sonra da bir türlü o makam-mevki koltuğunu bırakmak istemiyor. Giderek koltuk bağımlısı haline geliyor. Bu koltuk sevdası ise ekonomi ve iş dünyasının heyecanını ve motivasyonunu bozuyor.
2002 yılında Ak Parti tüzüğü hazırlanırken AK Parti’nin kurucusu Recep Tayyip Erdoğan bir kişinin milletvekili ya da belediye başkanı olarak görev süresini 3 dönem olarak belirlediklerini açıklamıştı. Bu 3 dönem kuralı hem siyaset, hem de yerel yönetimde büyük bir devrim olarak kabul edilmişti.
Bir kişi bir koltuğa yapıştı mı bırakmak istemiyor. Tıpkı 18 yıldır TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu gibi… Odalar Birliği’nin tüzüğünde bir kişinin kaç dönem başkanlık yapacağı belliydi. Rifat Bey’in görev süresi biterken bir tüzük değişikliği için siyasi destek de alınarak büyük bir operasyon yapıldı ve Rifat Hisarcıklıoğlu tüzük değişikliği sonunda koltuğu terk etmedi. Bu tüzük değişikliği ile Türkiye’nin her ilinde faaliyet gösteren Odalar, Borsalar ve Birlikler de aynı tüzükten yararlandı. Sendikalar, Esnaf Odalar Birlikleri, Ziraat Odaları, diğer Odalar ve Birlikler ile illerdeki oda ve borsa başkanlarının önemli bir kısmı maalesef yıllardır oturdukları koltuğu bu değişiklikle bırakmadı. Böylece meslek kuruluşları ve odalar statükocu bir konuma dönüştürülmüş oldu.
“KOLTUK” o kadar ateşli ki, oturan bir daha kalkmak istemiyor. Siyasetçilerde de böyle, iş dünyasında da böyle. Herkes “BAŞKAN” kelimesinin vazgeçilmez cazibesine kapılıyor. Kendisi bir iş yapma becerisini kaybederken bir şeyler yapmak üretmek isteyenlerin çabalarına da engel oluyor. Koltuk baki kalsın, iş olursa olur, olmazsa dünya yanmaz ya…
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Esnaf Odaları, Vakıflar, Dernekler, Meslek Kuruluşları, yani bu listeyi sayabildiğimiz kadar uzatabiliriz. Herkes camiasının zorunlu aidatları ile ayrıca üyelerin bir takım kâğıt üstü evraklarından alınan bedellerle ve diğer gelirlerle saltanat içinde yüzüyor.
Oysa iş dünyası “iş ve aş” peşinde. Her gün iflas eden şirketler, konkordato ilan eden şirket sayısı artıyor. Kiralar, yüksek enerji bedelleri, yüksek kredi faizi, vergiler harçlar, işçi maliyetleri, tazminatlar ve dünya ile rekabette yaşanan acımasız piyasa koşulları işletme sahiplerinin boynunu bükerken bu işletmelerin birlik ve beraberlik oluşturmak için oluşturduğu Odalar ve Borsalarda ise bir saltanat bir saltanat…
Son günlerde iş dünyası TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Türkiye’deki Oda ve Borsa Genel Sekreterleriyle Roma’da yaptığı toplantıyı konuşuyor. Oda ve borsa üyeleri işletme sahiplerinin ve diğer toplumun birçok kesiminden büyük eleştiri alıyor. Oda ve Borsalara üye işletmelerin sahipleri;
“Türkiye’de işletmelerin ağır ekonomik baskı altında varlık savaşı verirken bu “Roma gezisi neyin nesi.. Türkiye’de toplantı yapılacak yer mi yok? Bizden alınan aidatları Roma gezisi için harcıyorlar” diye protesto ediyorlar.
Bu eleştiriler öyle yenilir yutulur gibi değil. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun; 7 Aralık günü “Oda ve Borsa Genel Sekreterleri Bilgilendirme Toplantımızı Roma’da gerçekleştirdik” diye attığı Twitten sonra tepkiler çığ gibi büyüdü.
Dış güçlerin Türkiye’de dolar operasyonlarıyla, Türk ekonomisini dize getirme çabalarının sürdüğü bir dönemde, Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak “tasarruf tedbirleri” için canla başla çabalıyor. 81 milyon Türk halkı kemer sıkmaya devam ediyor. Peki böyle bir ortamda iş dünyasının çatı kuruluşu TOBB bu çabalara nasıl bir destek sağlıyor?
Kamuoyunda gördüğümüz tepkilere göre; TOBB Türkiye’de ne kadar Oda ve Borsa varsa hepsinin Genel Sekreterleriyle İtalya’nın Roma kentinde “BİLGİLENDİRME TOPLANTISI” düzenliyor. Madem Oda ve Borsaların Genel Başkanları bilgilendirilecek, TOBB‘un Ankara’daki muhteşem konferans salonu yeterli değil mi? Neden Roma? Neden yurtdışı?
Türkiye’den İtalya’nın Başkenti Roma’ya giden Oda ve Borsaların Genel Sekreterleri ve beraberindekilerin bu bilgilendirme toplantısı kaç gün sürdü? Ne kadar harcama yapıldı? TOBB’un Roma gezisine kamuoyunun her kesiminden tepki veren twitler karşısında bugüne kadar TOBB Başkanı herhangi bir açıklama yapmadı. Başkan; Roma’dan döner dönmez hemen Özbekistan’a uçtu. Başkanın programı çok yoğun ancak kamuoyu bilgilenmek istiyor. Çünkü bu Roma gezisini eleştirenler yazdıkları twitlerde; TOBB’un harcamalarının incelenmesi ve gerekirse olayın yargıya taşınması gerektiğini belirtiyorlar…
İş dünyasında üst çatı örgütlerinde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine gelen kişilerin koltuk hırsına kapılmaması için görev sürelerinin en çok iki dönemle sınırlandırılması gerekiyor. Türkiye’de iş dünyasının çatı kuruluşlarından TÜSİAD ve MÜSİAD gibi oluşumlarda bir başkanın en fazla 2 dönem kuralı işliyor. En fazla 2 dönem başkanlık yapan kişiler bir daha başkanlık için yarışa girmiyor. Bu da bu tür çatı kuruluşlarının daha etkin olmasını sağlıyor. Yarı resmi durumdaki TOBB ve bağlı Oda ve Borsalarda ise durum daha farklı olduğu için bir monotonluk sözkonusu…
Türk iş dünyasında bir koltukta 20 yıl, 30 yıl oturan Başkanlar var. O yüzden “Sendika ağalığı” diye bir üst otorite oluşmuştu. Bir dönem (2000 yılı öncesi) bu ağalık çok popülerdi. Esnaf kuruluşlarında ise “Başkanlık koltuğu“ ve “Sayın BAŞKAN” ise neredeyse hiç değişmiyor bazı yerlerde.
15 Temmuz’dan sonra ülkemizde Fetö terör örgütünün ekonomik olarak yaptığı hasarlar ve en son “Dolar Operasyonu” ardından faizlerin yükseltilmesi vs gibi bütün işletmeleri yakından ilgilendiren kriz karşısında çözüm üretemeyen Oda ve Borsalar, kendilerine düzenli aidat ödeyen işletmelere çare olamazken onlardan aldıkları güçle Başkan ve Genel sekreterlere Roma Toplantısı adı altında “Kıyak Tatil” programı yapması beraberinde tepkilerin artmasına yol açtı. 15 Temmuz krizinden sonra Türkiye’de yabancı turist girişleri azaldığı için yüzlerce otel iflas ederken, her zaman “Yerli ve Milli“ olması gereken, her eyleminde yerli ve milliyi koruması gereken TOBB‘un imkânlarıyla Türk turizmcileri yerine İtalya-Roma turizmcilerine dolar ödenmesi gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.